Dünyada bilginin temelini oluşturan Ar-Ge ve yenilik çalışmalarının hızla ilerlerken, Türkiye’nin de bu sürecin gerisinde kalmaması gerektiğine değinen Kaya, Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir’e bu konuda önemli bir rol düştüğünü ifade etti. İzmir’de Ar-Ge ve inovasyon kapasitesinin geliştirilmesine yönelik önemli bir potansiyel bulunmasına rağmen, İzmirli firmalarının Ar-Ge ve yeniliğe verdiği önemin diğer bölgelere göre ne yazık ki daha düşük kaldığını vurgulayan EGİAD Başkanı Seda Kaya, “Türkiye’nin 3. büyük kentinin altyapı ihtiyacı da dikkate alınarak Ar-Ge ve yenilik açısından mevcut potansiyelinin değerlendirilmesi gerekmekte. Bu nedenle sanayi-üniversite işbirliğinin arttırılarak, Ar-Ge merkezlerinin kurulmasına öncelik verilmesi, firmaların teşvik edilmesi önem taşımakta” dedi. Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında 50 işletmesi bulunan İzmir’de 12 tane Ar-Ge merkezi bulunduğuna da dikkat çeken Kaya, EGİAD’ın 13. Dönemde bu alanda önemli çalışmaları olacağına işaret ederek, “İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün kampüsü içerisinde yer alan İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi, İzmir’deki aktif tek teknoloji geliştirme bölgesidir. Derneğimizin de bu çalışmalar kapsamında projeleri bulunmaktadır. İYTE içerisinde yer alan İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesinde yeni açılacak parsellerde ARGE ve kuluçka merkezlerine destek olacak şekilde çalışmalar yapılmasını hedefliyoruz. Sektör ayırmaksızın inovasyon çalışmalarının yapılabileceği bir kuluçka merkezinin EGİAD üyesi iş adamları ile birlikte hayata geçirilmesini planlanmaktayız. Sonuç olarak, günümüz koşullarında bir ülkenin uluslararası platformda rekabet edebilmesi ve kalkınması; Ar-Ge’ye bağlı bulunmakta. Türkiye’de bilim ve teknoloji alanında ulusal bir politikanın oluşturulması ve bu politikaya işlerlik kazandırılması gerekmektedir. Bu durum Türkiye’nin rekabet gücünü ve refah düzeyini arttırmak açısından bir dizi önlem alınması gerekliliğini de ortaya koymaktadır” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!