Başkan Yıldırım, kendi siyasi hayatı, partisinin yaşadığı sorunlar üzerine görüşleri ve geleceğe yönelik projeleriyle ilgili tüm soruları, içtenlikle yanıtladı.
Siyasi hayatınızdan biraz bahsedelim. Kaç yıldır partilisiniz? Bize biraz serüveninizden bahseder misiniz?
Ben 1987 yılında Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne girdim. O yıldan beri siyasi faaliyetlerin içerisindeyim. 1987’de Sol hareketlerin içerisinde yer aldım. 1987-1994 yılları arasında üniversitemde birçok sivil toplum kuruluşu adına siyasi faaliyetler yürüttüm. 1994 yılında kamu görevine başlayınca ara vermek zorunda kaldım. 2012 yılının başında kamudan ayrıldıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’ne kaydoldum. Cumhuriyet Halk Partisi’ne Ali Karaege zamanında kaydolup mahalle temsilcisi olarak çalışmaya başladım. Yani ben örgütün en dibinden geliyorum. Bahriye Üçok Mahallesi’nde mahalle temsilcisiydim. Daha sonra MYK kararlarıyla İlçe Yönetim Kurulu üyeliğine atandım. İlçe Yönetim Kurulu üyeliğinden sonra ilçe başkanımız tarafından Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcılığı’na getirildim. Bu süreçte biz 7 Haziran Genel Seçimleri’ni ve onun öncesinde milletvekili ön seçimlerini geçirdik. İlçe başkanımızla birlikte bu seçim süreçlerini yönettim. Ondan sonraki süreçte Örgüt ve Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini aldım. Bu süreçte yine bir genel seçim atlattık. Örgütle bizim gönül bağımız Bahriye Üçok Mahalle temsilciliğiyle başlayan bu süreçte gelişti. Zor bir süreçte güzel işler yaptık. Bugün İlçe Başkanı olursunuz, hiçbir seçim yönetmeden 4 yıl bile görev yapabilirsiniz. Ama biz bu süreçte bir ön seçim, 2 genel seçim yönettik. Bu süreçleri 2 farklı başkan yardımcılığı pozisyonunda yönetme şansım oldu ve bugünlere geldik.
Başkan adayı olmaya nasıl karar verdiniz?
Bu kararı aslında ben kendim vermedim. Örgütten bu yönde bir talep geldi. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum, ben örgütten gelen talep üzerine bu kararı verdim. İmzaları da ben toplamadım. İmzaları da mahalle örgütlerimiz, delegelerimiz kendileri topladılar. Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcılığı yaptığım dönemden itibaren mahalle örgütleriyle olan sıcak ilişkim beni bu noktaya getirdi. Örgütün teklifi üzerine de aday olmaya karar verdim. 322 delegenin onayıyla ben 6 Aralık akşamı ilçe başkanı oldum. Karşıyaka tarihinde 322 delegenin onayıyla ilçe başkanı olan tek kişi benimdir.
Adaylık sürecinizde Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’la olan akrabalığınız sebebiyle adınızın öne çıktığına dair söylentiler oldu. Bu söylentilere nasıl cevap vermek istersiniz?
O söylentileri çıkartanlara şu soruyu soruyorum, bu kadar yüksek oyla bir kişi ilçe başkanı oluyorsa bunun sebebini bir kişiyle mi bağdaştırmak lazım yoksa örgütle mi bağdaştırmak lazım? Bu örgüte yapılan en büyük haksızlıktır. Eğer örgüt 3 gün içerisinde 300’den fazla imzayı bir adaya veriyorsa bunun arkasında yalnızca örgütle olan gönül bağını arayabilirsiniz, başka kimseyi arayamazsınız. Hiçbir belediye başkanının gücü 2 gün içerisinde bu kadar delegenin desteğini almaya yetmez, bunu çok net söylüyorum. Bu benim örgütle olan gönül bağım sayesinde olmuştur. Evet, Hüseyin Mutlu Akpınar’la benim akrabalığım var, onun annesi benim halamın kızı, biz hala-dayı çocuklarıyız. Ama gelişen süreç içerisinde her yerde şunu ifade ettim; Hüseyin Mutlu Akpınar hiçbir delegenin iradesine ipotek koymamıştır. Delege seçimleri sırasında, hiçbir şekilde seçimlere müdahale etmeyen tek belediye başkanıdır belki. Kongre sürecine de müdahale etmemiştir. Delegeler de orada, mahalleler de orada, gidip sorsunlar. Hüseyin Mutlu Akpınar hiçbir mahalle temsilcisini, hiçbir delegeyi, hiçbir üyeyi arayarak en ufak bir telkinde bile bulunmamıştır. Bu benim gücümdür. Tekrar altını çizmek istiyorum ki bu benim örgütle kurduğum gönül bağını gösterir. 322 oy, delegenin vicdanıdır, onurudur. Ben şuna inanıyorum ki hiçbir Cumhuriyet Halk Partisi delegesi, üyesi, vicdanını ve iradesini hiç kimseye teslim etmez.
Karşıyaka CHP’nin en yüksek oy aldığı ilçe. Burada ilçe başkanlığı yapmak elbette ki omuzlarınıza ekstra bir yük bindiriyordur. Alınan bu yüksek oy sizce daha da yükselebilir mi? Sizin hedefiniz nedir?
Cumhuriyet Halk Partisi’ni 2019 yılında iktidara getirmek istiyorsak, bizim hedefimiz şu anki oyu korumak olamaz. Bizim hedefimiz Karşıyaka’da Cumhuriyet Halk Partisi oylarını %75 bandına kadar çekebilmektir. Ben bunu yapabileceğimize inanıyorum. Bu süreçte göreceksiniz, sivil toplum örgütleriyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilişkisi nirvanaya ulaşacak. Basınla ilişkilerimizi en yüksek noktada tutacağız. Biz bugüne kadar belediyemizin yaptığı faaliyetleri de belki vatandaşımıza iyi anlatamadık. Büyükşehir Belediyemizin hizmetlerini, yapılan altyapı çalışmalarını, partimizin sosyal belediyecilik anlayışını belki yeterince anlatamadık. Biz Anadolu Caddesi üzerindeki mahallelere de, alt tarafa da belediyemizin yaptığı hizmetleri, ideolojik olarak halka ne vaad ettiğimizi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkelerini anlatarak vatandaşla aramızdaki gönül köprüsünü daha da genişleteceğiz. Ben bu sürecin sonunda oyumuzun %75 bandının üzerine çıkacağını düşünüyorum. Biz bunu sağlamak için elimizden geleni yapacağız.
Ne gibi projeleriniz var. Sizin başkanlığınızda CHP Karşıyaka’da ne değişecek?
Her şeyden önce şunu söylemek isterim, ben kadın ve gençlik örgütlenmelerini yeniden ele alarak bütün mahallelerde, bütün sokaklarda, bütün apartmanlarda örgütlenmeyi yeniden sağlayacağım. Güçlü, dinamik bir örgüt yapısı bizim başarımızdaki en büyük etken olacaktır. Kadın örgütlenmeleri benim için çok önemli. Çünkü kadın hem ailenin çimentosudur, hem de siyasi partilerin olmazsa olmazıdır. Güçlü bir kadın ve gençlik örgütü yaratıp üniversitelere eğilerek, sokaklarda, apartmanlarda örgütlenerek yeni bir yapı oluşturacağız. Ben şuna inanıyorum, eğer bu örgüt yapısını sağlıklı oluşturabilirsek, iç mücadeleyi bitirip birlikte dışa karşı mücadele edebilirsek, projelerimizi halka daha iyi anlatabilirsek, biz burada istediğimiz noktaya geliriz. Birinci önceliğim bu, örgütlenmemizi yeniden elden geçirerek daha güçlü bir örgüt yapısı kurmak. İkinci olarak bütün sivil toplum örgütleriyle el sıkışacağız. Gerek Karşıyaka’da, gerek Karşıyaka dışında. Ziyaret etmediğimiz, projelerimi anlatmadığım hiçbir sivil toplum örgütü kalmayacak. Üç, demokratik kitle örgütlerini yani sendikaları ziyaret ederek projelerimizi anlatacağız. Dört, partinin bünyesinde esnaf, işçi, spor, sanat, kültür komisyonları gibi birçok dalda komisyonlar kurarak delegelerimizin ve üyelerimizin sistemin içerisine daha aktif katılımını sağlayacak ve onların da katılımıyla mücadele edeceğiz. Dinamik bir örgüt yapısının da bunu sağlayacağını, başarıya giden yolda etkili olacağını düşünüyorum.
Toplumun bir kısmında CHP’nin İzmir’i kale olarak gördüğü ve bu sebeple belediyelerin gerekli yatırımları yapmadığına yönelik bir algı var. Sizce bu algıyı oluşturan nedir? CHP bu konuda nerede yanlış yaptı?
Aslında Karşıyaka’ya bakarsanız %66’lık bir oy oranımız var. Karşıyaka özelinde bunu söylemek pek mümkün değil. Hele yerel seçimlerde %70’in üzerinde bir oy oranımız var, bu çok ciddi bir oran. Ancak belki şunu anlatamıyor olabiliriz, bizim belediyelerimizin sosyal belediyecilik anlayışı vardır. Belediyecilik sadece bina ya da yol yapmak demek değildir. Bugün Karşıyaka Belediyesi’nin Oda Orkestrası, her apartman bir öğrenci okutuyor projesi çok büyük projelerdir. Avrupa çapında projelerdir. Şu an Türkiye’de herkesin önem verdiği projelerden bahsediyoruz, bunları yok sayabilir misiniz? Tabii ki sayamazsınız. Sosyal belediyecilik ayrı bir şeydir, altyapı hizmeti yapmak ayrı bir şeydir. Altyapı hizmetleri de zaman zaman gözle görülmeyebilir. Ben bu noktada CHP’li belediyelerin çok güçlü yatırımlar yaptığını düşünüyorum fakat bunu anlatamadığımız kanaatindeyim. Eğer bu noktada da bir eksiğimiz varsa, kurduğumuz örgütlerle halka inerek kendimizi daha iyi anlatıp bu eksiği kapatacağız. Göreceksiniz ki bu süre içerisinde bu eleştirilerin bir çoğunu da bertaraf edeceğiz.
Adaylık sürecinizden beri “İktidar ateşini Karşıyaka’dan yakacağız” diyorsunuz ama CHP’nin yıllardır %25 bandına takıldığını görüyoruz. CHP bir aralığa sıkıştı ve oradan çıkamıyor. Sizce bu sıkışmanın sebebi nedir? CHP buradan nasıl çıkacak?
Biz her şeyden önce kendi evimizin önünü süpürmeliyiz. Her şeyden önce Karşıyaka’dan başlayarak buradaki oy oranlarımızı arttırmalıyız. %66’dan %75-80 bandına çıkmalıyız. Bugün bütün basın-yayın organlarına hükümet tarafından el konulmuş, gazeteciler tutuklanıyor. Bunları göz ardı etmek mümkün mü? Bir havuz medya oluşturulmuş durumda ve bizim yeterince sesimizi duyurmamıza müsade edilmiyor. Bugün Türkiye’nin dış politikasına baktığınızda bunu beğeniyor musunuz? Suriye’den başlamak üzere, Rusya’ya kadar pek çok ülkeyle ilişkilerimiz bozuk. Türkiye bugün bir ateş çemberindedir. Peki biz bunu nasıl anlatacağız? Sizlerin aracılığıyla bunu yapacağız. Basın aracılığıyla sesimizi duyuracağız. Bizim projelerimiz var. Biz içte ve dışta barış istiyoruz. Güçlü bir ekonomi istiyoruz. Biz bunları zaman içerisinde güçlü örgüt yapılarıyla anlatırsak bu bandı aşabiliriz. Bugüne kadar bize hep “Cumhuriyet Halk Partisi proje üretemiyor” dediler ama en son genel seçimlerde bütün projeleri biz ürettik. Şu an AKP iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi’nin projelerini kullanıyor. Demek ki biz proje üretebiliyoruz. Bunu anlatmakta bir sorunumuz varsa da, örgütlerimizle ve halkla daha iç içe olarak bunu zamanla aşacağımızı düşünüyorum.
Partiniz kongre sürecine de girdi, yeni genel başkan da seçeceksiniz. Bu süreçten sizin beklentileriniz neler? Sonuçta ne olacak?
İl kongre süreciyle ilgili şunu söyleyebilirim, ben bu yola çıkarken örgütüme bir söz verdim. Sizinle istişare etmeden, örgütün görüşünü almadan, hiçbir kişiye destek vermeyeceğim. Yakın zamanda örgütümüzle bir istişare yapacağız ve en sağlıklı biçimde il başkanımızı seçip il yönetimimizi oluşturmaya çalışacağız. Bizim önceliğimiz tüm İzmir örgütünü kucaklayan, iç barışı sağlayabilecek bir il yönetimi seçilmesidir. Böyle bir örgütle daha büyük başarılara imza atabileceğimizi düşünüyorum. Bizim genel başkan sorunumuz yoktur. Biz, proje üreten, her yönüyle donanımlı, genel başkanımız ve genel başkan yardımcılarımızla uyum içerisinde, örgütü kucaklayan bir yapıyla bundan sonraki süreçte vatandaşlarımıza kendimizi anlatmaya çalışacağız. Kazananın Cumhuriyet Halk Partisi olacağı bir kongre süreci yaşayacağımızı düşünüyorum.
Olaylı Kadın Kolları Kongresi’ni sorayım. Örgüt içi huzur sağlandı mı? Seçimlere yönelik bir iptal başvurusu var mı?
Şu ana kadar bir iptal başvurusu yapılmadı. Ancak bu iptal başvurusu İlçe Başkanlığı’na değil, İl Kadın Kolları Başkanlığı’na yapılıyor. Tabii ki demokratik haklarını kullanacaklardır. Böyle bir başvuru olursa İl Kadın Kolları Başkanımız da bunu değerlendirecektir. İkisi de çok değerli arkadaşlarımız, ikisi de başkanlığı fazlasıyla hak eden arkadaşlarımız. Kongrenin sonunda siz de gördünüz, kol kola bir görüntü verdik. Bundan sonraki süreç, birlik, beraberlik ve toparlanma süreci olacaktır. Sonuç ne olursa olsun, hepsiyle birlikte çalışacağız. Hepsini kucaklayacak, hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Ben Kadın Kolları Başkanımızı da, diğer arkadaşımızı da kutluyorum.
Son olarak Karşıyakalılara neler söylemek istersiniz? Partili olan veya olmayan tüm Karşıyaka halkına nasıl seslenmek istersiniz?
Tüm partili arkadaşlarıma şunu söylemek istiyorum, artık birlik ve beraberlik zamanıdır. Bizim mücadele etmek zorunda olduğumuz bir AKP iktidarı ve onun uygulamaları var. 2002 yılından beri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerinin sarsıldığı bir dönem yaşıyoruz. Bununla mücadele edebilmenin yolu birlik ve beraberlikten geçer. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği “İki büyük eserim vardır, biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” sözü çok önemlidir. Ben bütün partililerin Büyük Önder’in emanet ettiği iki değeri de sonuna kadar koruyup kollamak ve yaşatmak için elinden geleni yapacağına inanıyorum. Örgütümle birlikte bu süreci başarıyla yöneteceğimize eminim. Biz hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Partili olmayanlara da şunu söylüyorum, lütfen Cumhuriyet Halk Partisi’nin plan ve projelerini göz ardı etmeyin. Bizim topluma vaadimiz var. İç ve dış barışı sağlayacak, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesinin gereklerini yerine getirebilecek yegane parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Biz din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmayan, insanı insan olarak gören, emeği ön plana çıkaran bir partiyiz. Onun için tüm Karşıyakalılara şunu tekrar söylemek istiyorum; birliğin adresi Cumhuriyet Halk Partisidir. Hep birlikte bu yolda mücadele etmeye devam edelim. Atatürk ilke ve devrimlerini koruyalım. Birlik ve bütünlük içerisinde ulusumuzun geleceğini payidar kılalım.
Röportaj: Salahattin Oytun İdel
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!