Can Dündar'ın ödülü Silivri'de verildi

Karşıyaka Belediyesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından 4’üncü kez verilen Basın Özgürlüğü Ödülü’nün, 2015 yılında Gazeteci-Yazar Can Dündar’a takdim edilmesi kararlaştırılmıştı. 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nda düzenlenmesi planlanan ödül töreni, seçim süreci ve ülkede yaşanan politik çalkantılar nedeniyle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ertelenmiş, öncesinde Dündar’ın cezaevine girmesi dolayısıyla da gerçekleştirilememişti.

MİT TIR’ları haberi nedeniyle parmaklıklar ardına gönderilen Can Dündar’a destek olmak ve ‘Basın Özgürlüğü Ödülü’nü ulaştırmak için yola çıkan Karşıyaka Belediyesi ve İGC heyeti, bugün Silivri Ceza İnfaz Kurumu’na gitti. Cesur gazetecinin ödülü, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ve İGC Başkanı Misket Dikmen tarafından, eşi Dilek Dündar’a takdim edildi. Can Dündar da avukatı aracılığıyla teşekkür mesajı gönderdi.

UMUT NÖBETİ’Nİ DEVRALDILAR

Belediye Başkanı Akpınar, 14 Karşıyaka Belediye Meclis üyesi, İGC Başkanı Dikmen ve Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan heyet; Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılması için Silivri Cezaevi önünde başlatılan ‘Umut Nöbeti’ni de devraldı. 12.00 ile 14.00 saatleri arasında nöbet tutan heyete vatandaşlar da destek verdi.

DEMOKRASİ AYIBI

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Karşıyaka Belediyesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak, her yıl düzenlediğimiz Basın Özgürlüğü Ödülü’nü 2015’te Can Dündar’a vermeyi kararlaştırmıştık. Ancak ülkemizde yaşanan iki genel seçim ve terör olayları nedeniyle ödül törenini gerçekleştirememiştik. Bugün Silivri’de ödülü Sayın Dündar’ın eşi Dilek Dündar’a teslim ettik. Bu, dünya tarihinde bir özgürlük ödülünün cezaevi önünde verildiği ilk törendir. Bir demokrasi ayıbıdır. İnsanların özgürlükleri kısıtlanarak ileri demokrasiye gidilemeyeceğini herkesin bilmesi gerekir. İçerideki insanlar, bugün eğer cezaevindeyse, bu özgürce düşündükleri, dürüst oldukları, doğru bir şekilde halkı bilgilendirdikleri içindir. Biz Karşıyakalılar olarak, her zaman demokrasiden, özgürlükten ve barıştan yanayız. Can Dündar ve Erdem Gül’ün özgürlüklerine kavuşacaklarına olan inancımızı hiçbir zaman yitirmedik. Onlara Karşıyakalıların, İzmirlilerin yürek dolusu sevgisini, selamını getirdik. Umarım bu tören, Türkiye’de cezaevi önünde gerçekleşen ilk ve son ödül töreni olur. Bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz” dedi.

İGC Başkanı Misket Dikmen ise, “Silivri’de özgürlüğü elinden alınmış bir meslektaşımıza bu ödülü vermenin buruk onurunu yaşıyoruz. Bugün itibariyle 32 gazeteci cezaevinde tutuklu. Hiçbir gazetecimizin mesleğini yaptığı için cezaevinde olmadığı günleri görmeyi umuyoruz. Bu ödülü meslektaşlarımız adına özgür günler umuduyla teslim ediyoruz” diye konuştu.

KARA MİZAH DEĞİL, ACI GERÇEK

Can Dündar ise cezaevinden gönderdiği notta, “Karşıyaka Belediyesi’nin Basın Özgürlüğü Ödülü’nü cezaevinden almak, durumumuzu yeterince anlatıyor sanıyorum. Kara mizah değil, acı gerçek bu. Ama bizi yıldıramadıklarının, susturamadıklarının da göstergesidir. Ödülü bütün tutsak edilmiş gazeteciler adına alırken, sadece medyaya değil, tüm Türkiye’ye özgürlük diliyorum. Aramızdaki cezaevi bir gün gerçek suçluları ağırlayacak. Buna yürekten inanıyorum. Bu ödülü bana büyük destek olan eşimin alması da bir hak teslimi sanıyorum. Hepinize Can’dan sevgiler” ifadelerini kullandı.

“UMUTSUZ DEĞİLİM”

Dilek Dündar da, “Türkiye’de yıllardır gazetecilerin halka haber verme uğraşı cezalandırılıyor, bedeller ödetiliyor. Ölüm ve hapishaneler arasında sıkıştırılmış hayatlar yaratılıyor. Sevgili Can, seninle Türkiye derdik, sorunlar derdik, cezaevlerini ziyaret ederdik, mahkeme salonlarında hakimleri dinlerdik ve düzelecek mutlaka derdik. İşte sen cezaevindesin ama için ferah olsun ödüllerin hiç eksik olmuyor. Karşıyaka Belediyesi’nin Basın Özgürlüğü Ödülü’nü senin adına alıyorum. Umudum hiç eksik olmuyor, olmayacak bu ülkede” dedi.

Karşıyaka Belediyesi ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklaşa verdiği Basın Özgürlüğü Ödülü 2012 yılında “yazdıklarından dolayı yolu cezaevinden geçen gazeteciler” adına Nedim Şener’e, 2013 yılında “düşüncelerinden dolayı işsiz kalan gazeteciler” adına Ayşenur Arslan’a ve 2014 yılında da Soner Yalçın’a verilmişti.