Sadece bir test demetiyle check-up yapılamayacağını belirten Uzm. Dr. Karadenizli, “Herkese 36 beden elbise giydiremeyiz. Check-up bireyselleştirilirse anlamı olur. Toplumda tiroid kanserinin görülme hızı yüz binde 12.9 iken, meslek yaşamım boyunca taramadan geçirdiğim 32 bin hasta içinde bu hastalığa yakalama hızı yüzde 46 oldu. Bu da taramanın önemini gösteriyor” dedi.
BİR TEST DEMETİYLE CHECK-UP OLMAZ
Sağlık taramalarının kişilerin sağlık riskini yönetebilmek için kullanılan bir yöntem olduğunu vurgulayan İzmir Kent Hastanesi Check-up Programı Sorumlusu Uzm. Dr. Demet Karadenizli, uygulamalar konusunda önemli noktalara dikkat çekti. Check-up’un kişiselleştirilerek yapılması, içinde mutlaka fiziki muayenenin bulunması gerektiğini kaydeden Uzm. Dr. Karadenizli, standart bir panelle herkesi taramanın mümkün olmadığını söyledi. Standart panellerin kişilerin tüm risklerini kapsamamadığını belirten Karadenizli, “
Örneğin ailesinde erken bir koroner arter hastalığı bulunan birini standart bir panelle taradığımızda hiçbir şey bulamayabiliriz. Ama onun risklerine dair bazı testleri daha istediğimizde onun kalp hastalığını erken tanımamıza neden olabilir. Check- up'ın içinde mutlaka fizik muayene bulunmalı. Dokunarak tanı koyduğumuz hastalıklar var. Sadece bir test demetiyle check up yapamayız” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
CHECK-UP’LA TİROİD KANSERİNİN YAKALANMA HIZI 3 MİSLİ FAZLA
“Dokunarak bulduğumuz tiroid nodülleri örneğin. İstediğimiz testlerle birlikte sonuçta koyduğumuz tanılar, normal tiroid kanserinin görülme hızından çok daha yüksek oranlarda olabiliyor. Benim kişisel deneyimimde yaklaşık 32 bin hastalık bir portföy var. Bu portföyün içerisinde 100 binde 46 gibi bir tiroid kanseri yakalama hızım var ki, normal tiroid kanseri görülme hızı 100 binde 12.9'dur. Bu da kişisel risk faktörlerini de içeren sağlık taramalarının ne kadar öneli olduğunu ortaya koyuyor. Ailesel riskler yüksek ise daha sık aralıklarla check- up yapabiliyoruz. Yani normalde yılda bir taramak gerekirken yine ailede erken koroner arter hastalığı varsa ve bu riski yönetmemiz gerekiyorsa, bu riski normale indirene kadar 3 aylık yada 6 aylık aralıklara tarama da sözkonusu olabiliyor. Bazı hastalıkları teknolojinin gelişmesinin yanında çevre kirliliği, radyasyona daha fazla maruz kalma gibi nedenlerle daha sık görmeye başladık. Dolayısıyla check- up’ın önemi daha da artıyor, artacak.”
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ CHECK-UP’LA ERKEN TANI
Uzm. Dr. Karadenizli, standart tarama paketlerinde organların tarandığını, kadın ve erkeğe özel prostat, meme kanseri gibi cinsiyete göre ayrı tetkikler yapıldığını hatırlattı. Ancak ailesinde kolon kanseri öyküsü olan kişinin check-up programına kolonoskobinin de koyulması gerektiğini belirten Karadenizli, “Kolonoskobi için yaş önemli bir faktör . Yani kişinin 45 yaştan itibaren taranması teorik olarak gerekli. Ama artık genetik testlere bakarak riskleri bireyselleştirebiliyoruz.O zaman kişiye genetik test yapılıp bu yatkınlığı bulduysak daha erken yaşlardan itibaren taranmaya başlanması gerekir. Benzer şekilde meme kanseri. Ünlü aktris Angeline Jolie’nin meme kanseri riskini azaltmak için iki memesini aldırdıktan sonra öğrendik ki, meme kanseri riskini yüzde 80’den yüzde 5’e indirebilmek söz konusu. Check-up’ta bir çekirdek panel var, yaş ve cinsiyete göre riskler standart, ama ailesel riskleri,fizik muayenesindeki bulguları, alışkanlıklarını ekleyip ona göre bireyselleştirilmiş panel oluşturmak gerekiyor. Herkese 26 beden elbise giydiremeyiz” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!