"Bal" Modern tıbbın hizmetine girmeli

Eski çağlardan beri tedavi edici özellikleri bilinmesine rağmen bal, ülkemizde gıda maddesi olmanın ötesine geçemiyor. Balın modern tıptaki önemine dikkat çekmek amacıyla 16-17 Ekim 2014 tarihlerinde Şifa Üniversitesi’nde düzenlenen Apiterapi Sempozyumu’nun sonuç bildirgesinde modern tıbbın balı ve ürünleri üzerinde daha fazla çalışma yapması istendi. Dr. Eren Akçiçek ve Prof. Dr. Banu Yücel imzası ile yayınlanan sonuç bildirgesinde, önemli tespitler yer alıyor.

Apiterapinin; arı ürünleri olan bal, polen, arı ekmeği, arı sütü, arı zehiri ve propolisin değişik doz ve terkiplerde hazırlanarak tıpta sağlık koruma ve hastalıkların tedavisinde ilaç desteği amaçlı kullanılması, bilimi olduğu ifade edilen bildiride; şu ifadelere yer verildi:

“Günümüzde arı ürünlerinin, apiterapi konusunda yapılan yoğun çalışmalara ve bu çalışmalardan elde edilen sonuçlara bağlı olarak birçok ülkede özel olarak kurulan tedavi merkezlerinde yaygın olarak kullanıldığına, arı ürünleriyle değişik etki mekanizması olan hastalıkların tedavisinde başarılı sonuçlar elde edildiği bilinmektedir.

TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR KONU

Tıp hekimlerinin ülkemizde ilk kez Apiterapi ve arı ürünlerinin tıpta kullanımı üzerine çalışmalar sunduğu bu sempozyumda Apiterapinin, ülkemiz için yeni bir konu olduğu, dünyada kovan varlığı ve bal üretiminde ilk sıralarda yer almamıza ve son derece zengin arıcılık potansiyeline sahip olmamıza karşılık, gerek arı ürünlerinin üretimi, gerekse kullanımı konusunda henüz hedeflenen düzeye ulaşılamadığı sempozyumda ortaya konulmuştur.

APİTERAPİYİ TIP HEKİMLERİ UYGULAMALI

Sağlıklı ve sağlıkta kullanılacak arı ürünleri üretiminin, tıpta koruyucu ve tedavi edici hekimlikte tamamlayıcı olarak kullanımının önemi, Apiterapik tedavilerin ancak “Tıp Hekimleri” tarafından hastaya uygulanabileceği vurgulanmıştır. Ülkemizde arı ürünlerinin üretimi, tüketimi ve tıpta kullanılma olanakları ile ilgili daha fazla çalışma yapılmasına gereksinim olduğu, bundan sonraki aşamada apiterapi tedavi merkezi kurularak, tıbbi tedaviyi tamamlayıcı çalışmaların hayata geçirilmesinin hedeflendiği belirtilmiştir.”