Alaattin Yüksel: Yasadışı zenginlik suç haline gelmeli

TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye'ye ilişkin yayımladığı 17'nci ilerleme raporunun, 2009 yılından bu yana görev yapan ikinci Barroso Komisyonu ve Komisyonun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Stefan Füle yönetiminde hazırlanan son rapor olduğunu hatırlatan Yüksel, Başbakan Davutoğlu’na şu soruları yöneltti:

“Uluslararası Şeffaflık Derneği, taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi'nin 20. Maddesinin gereği olarak Türkiye'de “yasadışı zenginleşmeyi” suç haline getirmesinin gündeme alınmasını önermektedir. Bu öneriyi dikkate alacak mısınız?  Rapora göre 2010-2014 Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi kapsamında kurulan çalışma gruplarının raporlarının kamuya açılmaması, sivil toplumun yolsuzluklara karşı katkı sunmasını engellediğine dikkat çekilmektedir. Yolsuzluklarla mücadele bağlamında sivil toplum örgütlerinin çalışmalarından yararlanacak mısınız?”

SORULAR CEVAPSIZ KALDI

AB İlerleme Raporu'nda, yolsuzlukla mücadele konusunda Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun bağımsızlığının ve kurumsal kapasitesinin belirsiz olduğundan bahsedildiğini, kurulun yalnızca koordinasyon rolüne atıfta bulunulduğunu hatırlatan Yüksel şu soruları yöneltti:

“Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu yolsuzluklarla mücadele konusunda bağımsız, özerk bir teftiş kurulu haline getirmeyi düşünüyor musunuz?  Raporda işaret edildiği gibi, siyasilerin ve bürokratların mal varlıklarının kamuya beyanı konusunda kontrol mekanizmaları yetersiz midir? Eğer öyle ise yasal düzenlemelerde mevcut açık ve eksiklikleri giderecek misiniz? Uluslararası Şeffaflık Derneği, 30 Mart Yerel Seçimleri’nden bu yana siyasetçilerin ve üst düzey kamu görevlilerinin mal varlıklarını kamuoyuna açıklamaları için ‘Temiz Siyaset’ başlığıyla change.org üzerinden bir kampanya yürütmektedir. Kampanyaya herhangi bir katkınız olacak mıdır? Şu ana kadar hakkında 17 ilerleme raporu yazılan başka ülkeler var mıdır? Raporda da ifade edildiği üzere, özellikle siyasi etik ve siyasetin finansmanı konularında Türkiye'nin, Avrupa Konseyi'nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu'nun önerilerini cevapsız bırakmasının nedeni nedir?”