İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İşletme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emin Akçaoğlu, Credit Suisse tarafından yayınlanan 2014 Küresel Servet Raporunu değerlendirdi. Türkiye’nin servet dağılımında Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerle birlikte ‘en yüksek eşitsizliğe sahip ülkeler’ kategorisinde yer aldığını belirten Akçaoğlu, “Eğer Türkiye Avrupa tipi bir demokrasi istiyorsa, AB’ye tam üyelik sürecinde mesafe almak istiyorsa, siyasi bağlamda bu ülkelere benzemek istiyorsa, gelir ve servet dağılımı anlamında da bu ülkelere benzemeli. Devlet nitelikli istihdamı esas alan, üretken yatırımları teşvik eden bir sisteme öncülük etmelidir” dedi. Rapora göre Türkiye’de servetin yüzde 77,7’sinin en zengin yüzde 10’luk kesimin elinde olduğunu belirten Akçaoğlu, alınması gereken tedbirler hakkında önerilerde bulundu.
Toplumsal istikrarsızlık beklentisi yabancı yatırımcıyı kaçırıyor
Toplumsal istikrarın uzun vadeli doğrudan yatırımlar gündeme geldiğinde de yabancı yatırımcıyı teşvik için önemli bir dayanak noktası olduğunu vurgulayan Akçaoğlu, “Yabancı yatırımcı doğrudan yatırım kararı verirken, yatırım yeri olarak düşünülen ülkedeki siyasi ve toplumsal istikrar hayati öneme sahiptir. Gelir ve servet dağılımındaki kötüleşmeye bağlı olarak toplumsal istikrarı bozabilecek bazı unsurların açığa çıkması yabancı yatırımcıları caydıran bir unsurdur” dedi. Aynı bakış açısının yerli yatırımcı için de geçerli olduğunu ve bu sorunun zaman içinde bir çeşit kısır döngü yaratabileceğini ifade eden Doç. Dr. Akçaoğlu, “Yatırım eksikliğinin gelir ve servet dağılımında yaratabileceği bozulmalar, sonraki aşamada tekrar yatırım eksikliğinin devamına sebep olabilir” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!