Ardahan’dan 30 yıl önce İzmir’e gelen ve Karabağlar’ın Barış Mahallesi’nde ailesiyle birlikte yaşamını sürdüren Akçay’ın okuma yazma özlemi hiç dinmemiş. Kurslara gitme çabasına, “Sen kadınsın neyine gerek. Otur evinde” diyerek karşı çıkılmış. Ancak zaman içinde çocuklarının da desteğiyle bu amacına ulaşan ve okuma yazma öğrenen Akçay, şimdi yaşama çok farklı bakıyor. Yaşadığı değişikliği de şu sözlerle anlatıyor: “Okuma yazmaya başlamadan önce hangi otobüs nereye gidiyor bilmiyordum. Durakları, yakınında ne var, yazıların rengi kırmızı mı, sarı mı diye aklımda tutmaya çalışıyordum. Hastaneye gittiğimizde adımı soyadımı yazamıyordum. Televizyonda bir altyazı geçiyor, ne olduğunu anlamıyordum. Çocuklarım okuma yazma isteğimi anlayışla karşıladılar. Önceleri, ‘Bu yaşta senden başka kimse var mı kursa giden?’ diyen eşim de Allah razı olsun, tamam dedi. Şimdi o da çok mutlu bu durumdan. Hiç değilse adımı yazabilsem diye başladığım bu kurs hayatımı değiştirdi. Allah bu kursu açanlardan razı olsun.”
Okuma yazma öğrendikten sonra ilk iş olarak Barış Semt Merkezi’ndeki kütüphaneden aldığı Nasrettin Hoca kitabını okuduğunu belirten Akçay, “Kitap çok hoşuma gitti. Karantina günleri geçtikten sonra, yenilerini almaya devam edeceğim. Bir de İstiklal Marşımızı çok seviyorum. Kitapta okudum mu bayılıyorum” dedi.
Karabağlar Belediyesi’nin 16 semt merkezinden binlerce yurttaş yararlanıyor. Semt merkezlerindeki eğitimlere, koronavirüs önlemleri kapsamında ara verilmişti.
Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, semt merkezlerinin öncelikli amacının kadınları yaşamın içine katmak olduğunu vurguladı. Salgın gündemi geçtikten sonra Karabağlar'da 16 olan semt merkezi sayısını 58'e çıkarmak için çalışmaya devam edeceklerini belirten Başkan Selvitopu, “Hedefimiz bu merkezleri tüm mahallelerimizde hizmete açmak. Çünkü buradaki kurslara katılan kadınlar, yaşama çok farklı bakıyorlar. Okuma yazma öğreniyor, meslek ve hobi sahibi oluyorlar” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!