Sektör temsilcilerinin zor şartlarda ve özkaynak eksiği ile işlerini yürütmek zorunda kaldığını, büyük zorluklarla oluşturdukları isim ve markalarının asılsız dedikodular ile yıpratıldığını belirten Kebir, marka ve tecrübe gibi konuların nakit para kadar değerli olduğunu, bu değerlere karşı yapılan hareketlerin, marka tecavüzü olacağını ve haksız rekabet yaratacağını belirtti.
Bu tür eylemlerin yerinin, pazara büyümek adına yapılacak faaliyetlerin alması gerektiğini söyleyen Kebir, ufak bir pazarda düşük fiyatlarla, kirli oyunlar ile iş alma çabasının sadece kazanmayan işletmeler yaratacağının altını çizdi.
Yaşanan nakit darboğazının çözümünün, katma değere yüksek ihracat, pazara tanıtım faaliyetlerinin
arttırılması ve markalaşma kurumsallaşmayla sağlanacağını söyleyen Kebir, dernek olarak gücümüzü yeni markalar yaratmaya harcayacaklarını belirtti.
Sektörümüzün iyi yapılanı kötüleme, başarıyı aşağıya çekme kültürünü terk edip, kurumsallaşma, markalaşma ve katma değeri yüksek ürüne sahip çıkma yolunu tercih etmesi gerektiğini söyledi.
“BİR SEKTÖR ANAYASASI ŞART”
Volkan Kebir, şu değerlendirmeyi yaptı: "Eskiden bir camia olma aile kültürü ve paylaşma kültürü varken, sektör temsilcileri hızla birbirine yabancılaşarak, yerini bölünerek büyüme ve kötüleyerek ürün satma kültürüne dönüştü. Eğer bu sektörü geleceğe taşımak istiyorsak, bir sektör anayasası ve centilmenlik kuralları yapılması şart olmuştur. Sektörde yeniden etik değerlerin inşa edilmesi birinci öncelik haline geldi."
“MARKA TECAVÜZÜ HUKUKTA CİDDİ BİR SUÇTUR”
Marka tecavüzü hukuki alanda hapis cezası ve tazminat cezaları olup, bu konuda sektörün tüm temsilcilerinin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!