Rektör Prof. Dr. M. Cüneyt Hoşçoşkun medya temsilcilerine yoğun iş trafiklerine rağmen katılımları için teşekkür ederken “Görevlerimiz arasındaki yakınlık bu dostlukların pekişmesinde sağlam bir harç olacak. Zira biz insanlar için, onları yaşatmak, sağlıklı bir yaşam sunmak için çalışıyoruz. Sizlerse insanlık için, onların daha müreffeh bir yaşama kavuşmaları için çalışıyorsunuz. Biz bir hata yaparak bir insan kaybederiz, sizin hatalarınız bir kitlenin kaybolmasıyla nihayetlenir. Diğer taraftan bizim bilimdeki çabalarımız insanlığın geleceği, sizin yayınlarınız bu geleceğin sürdürülebilirliği için” dedi.
Prof. Dr. M. Cüneyt Hoşçoşkun , “Son darbe olayından sonra üniversitenin iş yükü aşırı miktarda artmış durumda. İzmir’de bulunan üç vakıf üniversitesi kapatıldı. Bu okulların öğrencilerin, öğrenciliklerinin devam ettirilmesi devletimizin temel görevlerinden birisi. YÖK’ün de bu konuda çok çalışmaları var. Öncelikli olarak hedefimiz bu öğrencilerin mağdur edilmeden kazanılması, okumalarına devam ettirilmesinin sağlanması” dedi.
“ÜNİVERSİTE HERKESİN ÇOK RAHATLIKLA GİREBİLDİĞİ BİR YER OLMALI”
Bir gazete temsilcisinin sorusu üzerine Prof. Dr. Hoşçoşkun, “Üniversite yuvası için terör diye bir şey söz konusu olamaz. Üniversite ile terörü bir araya getirmek akıllıca bir mesele değil. Bu konuda kesin kararlıyız. Giriş çıkışlardaki güvenlik tedbirleri mutlaka olacaktır. Üniversite herkesin çok rahatlıkla girebildiği bir yer olmalı, fakat güvenliksiz bir yer de olmamalıdır. Bunun için de gerekli tedbirler neyse alınacaktır. Modern koşullar içinde, insanlığa yakışır insan onurunu zedelemeyecek şekilde güvenliğin sağlanması koşulları oluşturulacaktır” dedi.
ÜNİVERSİTELER KAPALI KUTU İÇİNDE OLMAMALI
Prof. Dr. Hoşçoşkun, “Üniversiteler ile sektörel işbirliği yapmamız gerekiyor. İletişim de bu alanlardan biri. Bir bütün halinde çalışmamız gerekiyor. Basınla medya ile üniversite olarak sektör işbirliği yaptığımız gibi diğer sektörler ile sanayi ile tarım ile iletişim halinde olunmalı. Üniversiteler kapalı kutu ya da kendi sınırları içinde olmamalı, halka ulaşması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Temel hedefin bilimin sanatın üretilmesi ve geliştirilmesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cüneyt Hoşçoşkun , “Bunun ekonomik olarak değer kazanması ancak sektörün getirmiş olduğu üretimle olabilir. Bu bize ileride Türkiye’nin dünya standartlarında üst seviyede yer alan bir ülke olmasına sebep olacaktır. Ülkemizin bölgeselden ziyade küresel bir aktör ülke haline gelmesine yol açacaktır. Ki olması gereken de budur. Öncelikli hedefimiz budur” dedi.
Prof. Dr. Hoşçoşkun, “Göreve gelmemizdeki temel hedefimiz hizmet etmekti. Ben, herkesi sevgiyle kucaklamak ve hizmet etmek için göreve geldim. Herkesi sevgiyle kucaklayacağız, sevgiyi paylaşacağız” dedi.
2016 Basın Özgürlüğü ödülü sahibi Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Ben Ege Üniversitesi’nden mezunu olduğum ve bu ödülü İzmir adına aldığım için çok da anlamlı oldu. Bunu hatırlattığınız ve gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim. Beni çok mutlu etti sağ olun” dedi.
Prof. Dr. Hoşçoşkun, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in rektör olduğunda hayalinin ne olduğu sorusuna, “Üniversitemizi daha iyi bir yere getirmek, daha güvenli bir ortamı oluşturmak ve bu vatana hizmet eden bir eğitim, araştırma kurumu, teknoloji geliştiren teknoloji üreten bir kurum haline getirmek başlıca hayalim ve hedefimdir“ dedi.
Medya yöneticilerine ayrı ayrı teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Hoşçoşkun, “Üniversitemize, bugüne kadar verdiğiniz desteği, bundan sonra da sürdüreceğiniz inancıyla tekrar hoş geldiniz diyorum. Varlığınız güvencemiz, desteğiniz gücümüzdür. İyi ki medyamız var, iyi ki siz dostlarımız varsınız…” diye konuştu.
Bir gazetecinin, “Biz rektörümüz Hoşçokun’dan çoşkulu ve hoş hizmetler bekliyoruz” sözlerine, rektör de “Evet öyle olacak” cevabını verdi.
Prof. Dr. Hoşçoşkun medya temsilcilerine katılımları için teşekkür ederek Kurban Bayramını kutladı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!