'Zordur otizmle yaşamak'
Otizmli bir evlada sahip olan gazeteci Oğuz Matoğlu'nun "Zordur otizmle yaşamak" adlı yazısı...
Zordur otizmle yaşamak!
Hele canından bir parçaysa daha zordur. Daha ilk yıllarında yaşarsın acıyı. Komşu çocuklar okullarına giderken önünden, sen buruk bakarsın ardından. Anneler, babalar konuşurlarken çocuklarından övgüyle, sen sadece dinlersin, gülümsersin. Yıllar geçer savaşırsın durmadan önce kendinle, sonra çevrenle, sonra herkesle. Zordur otizmle yaşamak. Her kafadan bir ses çıkar, akıl vermeler havada uçuşur, nasihat enflasyonu yaşanır. Herkes yanındadır sözde ama ihtiyacın olduğunda bulamazsın kimseyi çoğunlukla.
Büyür otizm yıllar içinde seni yıpratır. Yorgunsundur, düşünürsün; "Benden sonra ne olacak?" diye. Bulamazsın çıkışı, çökmüşsündür. Yaşıtları üniversitededir, başarıları dillere destandır, sen hala bu geceyi nasıl atlatacağını düşünür durursun. "Cennetliksin!" derler. Kendileri cennete girmek için çocuklarını feda ederler mi? "Senin sınavın!" derler, davranışlarının kendi sınavları olduğunu unutarak. Zordur otizmle yaşamak, başka bir dünyayı düşünemezsin bile... Yaşayan her iki taraf için de; "ZORDUR OTİZMLE YAŞAMAK, HEM DE ÇOK ZOR!"
Bazen susarsın, "Kabullendim" dersin, Kabullenirsin de ama, gerçekte tam olarak öyle değildir. En küçük bir olayda hatırlatır kendini otizm hem de hiç acımadan. Aslında hayatının parçasıdır, moda değimle "Yaşam biçimi"n olmuştur. Sanki daha önce başka bir hayat yaşamamışsın gibi... Aslında mücadeleyi hiç bırakmazsın zaman zaman çöksen, yorulsan, ağlasan bile. Eğer varsa çok iyi dostların, akrabaların senin için çok üzülürler ama ellerinden bir şey gelmez çoğu zaman. Zaten herkesin bir hayat mücadelesi vardır. Büyük dertleri, endişeleri... Ancak bir fark var; Sen, çoğunlukla nefes almaya bile vakit bulamazsın, kendine zaman ayırmaya... Şikayetin otizme değildir, hayatını zorlaştıran şeyleredir. Bu senin için bir yük değil, en büyük sevgindir, evladındır.
"Beterin beteri var" derler, doğrudur. Ancak bunu diyenlerin hayatına göre "çok beterdir" seninki. Herhangi bir insanın senden daha zor durumda olması bir teselliyse görün insanlığımızın geldiği hali...
Her şeye rağmen şükredersin haline çünkü; sen çok güçlüsündür, bu "Zor çocuk" o sebeple "Cennetten" sana emanettir. Bu yazımda sitem de var, isyan da var ama şükür de var. İnsanız sonuçta, dayanma gücümüzün sınırları var. Eğer çevremiz otizm sebebiyle yaşadığımız zorlukları ne kadar iyi anlarsa, sokakta, okulda, işyerinde... yani hayatın her yerinde daha anlayış ve hoşgörü içinde olursa bir koltuk değneğin olur en azından. Çünkü; otizm kadar anne, baba, kardeşlerin hayatını bu kadar zorlaştıran çok az engel grubu vardır.
Kurt sürülerinde doğan her yavru o sürüdeki her bireyin de evladıdır, hepsi sahiplenir. Siz de toplum içinde kendi çocuğunuz kadar olmasa da en azından annesinin, babasının hayatında sizden kaynaklanan bir güçlük çıkarmayarak sahiplenebilirsiniz otizmli çocuğu. Görmezden gelmek kolaydır. Siz görerek gelin otizmi ... Otizmde annenin, babanın suçu yoktur.