Sındır: ''Dünyada gıda fiyatları düşüyor bizde artıyor''
CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Kamil Okyay Sındır Dünya Çiftçiler Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘Hayvancılık Politikaları’ konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen etkinlikte hayvancılık sektörü tüm yönleriyle ele alındı. Hayvancılık Politikaları’ konulu panele CHP’yi temsilen katılan Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır; “Geçtiğimiz 12 yıl boyunca Türkiye gıda üretiminde giderek dışa bağımlı hale geldi” dedi.
“Ülke gerçeklerimiz ile örtüşmeyen bir tarım politikası!
Konuşmasında, ülkemizde maliyet yüksekliği nedeni ile çiftçilerimizin, yüksek fiyatlı gıda ürünleri üzerinden de vatandaşlarımızın büyük sorunlar yaşadığını belirten Sındır; “bugün maalesef ülke gerçeklerimiz ile örtüşmeyen bir tarım politikası uygulanmaktadır” dedi. Dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Sındır; “biz tarımın, gıdanın stratejik bir sektör olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de üretici, tüketici ve doğa dostu bir tarımı öneriyoruz. Üretici, alın terinin karşılığını almak, tarlasını, traktörünü muhafaza edeyim mümkünse yeni yatırımlar yapabileyim derdinde. Tüketicimiz ise çocuğum sağlıklı büyüsün, mutfak masraflarım makul düzeyde olsun. Hormonlu, GDO’lu gıdalar olmasın sağlıklı bir şekilde beslenebileyim şeklinde beklentileri var” dedi.
“Türkiye gıda üretiminde giderek dışa bağımlı hale geldi!”
Tarımda uygulanan yanlış politikalar sonucu çiftçinin ekip biçmediğini, tarlasını bırakıp şehirlere göç etmek zorunda bırakıldığını söyleyen Sındır, “Geçtiğimiz 12 yıl boyunca Türkiye gıda üretiminde giderek dışa bağımlı hale geldi. Çiftçimiz desteklenmedi, vergilendirildi. Teşvik edilmedi, tarlasından koparıldı. Bugün tarım sektörü yüzde 2’lik büyüme ile beklentilerin çok gerisindedir. Bu nedenle de gıda fiyatlarındaki artış her ay artarak devam etmektedir. Gıda fiyatları artarken çiftçimiz daha mı fazla para kazanmaktadır? Üretici maliyetlerini karşılayamaz fiyatlardan ürününü pazarlıyor, kendi geçimini sağlayamıyor. Ama onun ürettiği ürünler vatandaşın sofrasına katlanarak giriyor. Hem çiftçimiz mutsuz hem de üreticimiz. Bu duruma seyirci kalınamaz. Öncelikle çiftçimizi üzerindeki ağır maliyet yükünden kurtarmalıyız. Çiftçimiz tarlada mazotun, gübrenin, ilacın, tohumun ağır yükü altında ezilmesin” dedi.
“Dünya’da eti en pahalı yiyen ülkelerden birisi Türkiye!”
Ülkemizde bitkisel ve hayvansal üretim oranının nüfus artış oranın gerisinde kaldığını söyleyen Sındır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle hayvancılıkta üretim düştü. Hayvancılığın olmazsa olmazı olan yem maalesef dışarıdan temin edilmekte. Samanı dahi dışarıdan satın aldık. Özelleştirmeler sonucu kapanan yem fabrikaları çiftçimizi yüksek fiyatlara mahkum etti. Bugün hayvancılık yapanlar ağır yem faturaları altında ağırında hayvan besleyemez duruma geldi. Haciz ve icra kıskacına girdi. Böyle olunca da Türkiye’de et fiyatlarının yükselişi frenlenemez oldu. Bugün Dünya’da eti en pahalı yiyen ülkelerden birisiyiz. Tarımla uğraşan insan sayısı ve ekim alanı azaldı. Tüketici yetersiz ve dengesiz beslenmenin yanında, beslenmeden kaynaklı sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldı.”
“Ülkemizi yeniden tarımda kendine yeterli ülke haline getireceğiz”
Hayvancılıkta yaşana sorunlar nedeniyle Türkiye’de bugün hayvan sayısının azaldığını ve et fiyatlarının yükseldiği belirten Sındır sözlerini şöyle tamamladı: “Ülkemizin önünün açılması için tarım sektörü kilit bir öneme sahip. Ülkemizi tarımda kendine yeterli hale getirerek bütün ürünlerde buğdayda, arpada, pamukta, soyada, ayçiçekte, çeltikte ithalatçı durumdan kurtarmak 27 milyon kullanılmayan, ekilemeyen nitelikli tarım arazisini tarıma kazandıracağız. Hayvancılıkta çağdaş yöntemlerle verimliliği artıracağız, kredi ve destekleri etkinleştireceğiz, hayvan sağlığı ve güvenliğini sağlayacağız. Üretimi öldüren, ithalattı sona erdirmek için kaba ve karma yem açığını hızla kapatacağız. Mera alanlarını ıslah edecek, meraların amacını dışında kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Çiftçimize üretim amaçlı kullanacağı mazotun litresini 1.5 TL’ye vereceğiz. Teşvik edilecek tarım ürünlerini son gün son dakika değil bir yıl öncesinden açıklayacağız. Küçük üreticinin ürünün doğrudan tüketiciye satmasını sağlayacak kurumsal düzenlemeleri yapacağız. Mera alanlarının tamamlanması ve hayvancılığın hizmetine sunulması önceliklerimiz arasında olacak. Yine yem fiyatları ile et ve süt fiyatları arasındaki uygun paritenin piyasada oluşturulması, modern ahırların tesis edilmesi de temel politikalarımız arasında yer alacak. Ayrıca piyasadaki hayvansal ürünlerin ve piyasalarının denetlenmesi ve düzenlenmesi tüketicinin uygun fiyatla et, süt ve su ürünlerine ulaşması ve okul sütü projesinin tüm okullarda yaygınlaştırılması CHP iktidarının en temel tarım politikaları arasında olacak.”