Salih Esen’den gençlere öğütler...
Türkiye ve Ege sanayisinin duayen isimlerinden Salih Esen, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı, Esen Plastik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı olan Esen, üniversiteli gençlere, ‘iş hayatında etik değerler’i kendi yaşamından örneklerle anlattı, ipuçları verdi.
Kendisinin de Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olduğunu söyleyen Salih Esen, babasını kaybettiğinde 14 yaşında olduğunu, bu nedenle çalışma hayatına erken yaşta atıldığını, üniversiteyi de ağabeyiyle birlikte ağaç ambalaj atölyesini çalıştırmak mecburiyeti yüzünden gece bölümünde okuyarak tamamladığını paylaştı.
Sanayici bir aileden gelmesine rağmen plastik sektörüne tesadüfen girdiğini, İzmir piyasasında olmayan bir ürünle iş hayatına atıldığını söyleyen Salih Esen, “Hep kendi işimi kurmak ve kendi işimde gelişmek gibi bir fikrim vardı. Hep arayış içinde oldum. 1976 yılında sıfır sermayeyle 150 metrekarelik bir alanda hortum üretmek üzere Esen Plastik’i kurdum” dedi.
Bugünümüzü hayal bile edemezdim
O dönemki şartların inanılmayacak derecede çetrefilli ve zor olduğunun altını çizen Esen, büyük mücadelelerle geçen 2 yılın ardından 550 metrekarelik yeni yerde genişleyen ürün yelpazesiyle üretim yapmaya devam ettiklerini kaydetti. Sonrasında Çiğli Atatürk Organize Bölgesi’ndeki 60 bin metrekarelik alana geçtiklerinin bilgisini veren Salih Esen, “Üretim çeşitliliğimiz artarken, gelişen bilgi ve tecrübemizle artık marka olma yolunda ilerledik. Adana Organize Sanayi Bölgesi’ndeki ikinci fabrikamızı kurduk. Ürün çeşitliliğimizi daha da artırdık. Tamamen altyapı sektörüne yönelik ürünlerle sektörde ağırlıklı bir yer edindik. Türkiye’nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşuna girebilme imkanına ulaştık. Şu anda yıllık 100 milyon dolar civarında cirosu olan bir şirket büyüklüğüne ulaştık. İşe başlarken bugüne bakıp, ‘Aslında buralara gelebileceğimi biliyordum’ deme şansına asla sahip değilim. O günkü düşüncelerimizi aşan, hayallerimizin ötesinde bir yere ulaştık” diye konuştu.
Sağlam, düzgün, güven verici olmalı
Türkiye’nin çok çalkantılı dönemlerden geçmiş olmasına rağmen bugüne geldiğimizde Esen Plastik’in sürdürülebilir bir potansiyele ulaştığının altını çizen Esen, “İş yaşamında dürüstlüğün birinci derecede ilke olması gerektiğine inanıyorum. Hedeflerinizi dürüstlük ve güven üzerine inşa ederseniz başarı da gelir. Başarının ödülü ise maddi kazançtır. Belki biraz yavaş olur ama kalıcı da olur. İşinizle birlikte kişisel gelişiminize de önem vermelisiniz. İşiniz sizden önde olur ya da siz işinizden önde olursanız yerle bir olursunuz. Türkiye’nin en ağır krizinin yaşandığı 2001 yılında EBSO Meclis Üyeliği, ardından Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundum. 4 yıl sürdürdüğüm bu görevimden işadamı ve sanayici kimliğim nedeniyle ayrıldım. Koltuğun cazibesine hiç kapılmadım. Sektör sorunlarını ve sesimizi duyurabilmek için EBSO Meclis Üyeliğim ise devam etti. 2013 yılında ise ısrarlar üzerine Meclis Başkanı oldum ve halen bu görevimi sürdürüyorum. Mevkiler kendinizi geliştirmek açısından çok önemli. Bu yüzden temelinizi donatın. İşinizle birlikte kendinizi de geliştirin” ifadelerini kullandı.
İş ve yaşama tesadüfler yön veriyor
Hayatı boyunca yaşadığı birkaç kırılması noktası olduğunu, bunların Esen Plastik’i kurmasına, Altınordu Spor Kulübü Başkanlığı ve EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı’na kadar getirdiğini dile getiren Salih Esen, gelişen dünya ve koşullarda en önemli derslerden birinin iş ahlakı ve iş etiği olduğunu vurguladı. “İş hayatına atıldığınızda öğrendiğiniz bu etik değerlerin sizi başarıya veya başarısızlığa götürecek en önemli derslerden biri olduğunu göreceksiniz” diyen Esen şöyle devam etti:
“İş ahlakı ve iş etiği her zaman için mesleki başarının en önüne geçer. Bunu sağladığınız taktirde önünüzün de açık olduğunu göreceksiniz. İnsana o güveni vermek iş hayatında çok önemli. Eğer bunu başaramazsanız, kendinizi geliştiremezseniz aldığınız eğitimin sizi başarıya götürme olasılığı çok az. Varış noktası olmayan bu maratonda her zaman önünüzde birileri olacak. Onları geçmek için hırs yapmak, nefesinizin, antrenmanlarınızın ve gelişiminizin üzerinde çaba sarf etmek, onları geçmek için yeterli değil. Belki bir an geçersiniz ama aşırı yorulup yarış dışı kalırsınız. Nefesinize ve kendinize göre koşun. Zira, önünüzdeki kişinin ne zaman yarıştan düşeceğini ve çekileceğini bilemezsiniz. İş hayatı da aynı şekilde... Rekabetin çok acımasız olduğu bir ortamdan geçiyoruz. Güven unsurunun her şekilde aşılanması gerektiğine inanıyorum. Küresel dünyayla entegre olmuş bir Türkiye’de rekabet edebilmenin koşulları ve zorlukları gün geçtikçe artıyor. O nedenle iş etiği rekabeti zorlaştıran en önemli özelliklerin başında geliyor olsa bile buna sahip olmak gibi bir gereksinimimiz var. Dünyanın değişik bölgelerinde yapılan ankete göre ofis çalışanlarının yüzde 46’sının en az bir kere iş etiği kurallarını ihlal ettiği saptanmış. İş etiğinin en çok hangi yolla bozulduğunu araştıran başka bir ankete göre de yüzde 10-11’lik bir payla masraflardan kısmak için kalitenin düşürüldüğü, yüzde 13’le çalışanların ofis içinde özel işleriyle uğraştığı veya hasta olduğunu mazeret göstererek işe gelmediği saptanmış. Bunları yüzde 9’la müşterilere yanıltıcı bilgi vermek, yüzde 3’le bir arkadaşının fikrini çalmak izliyor.”
Türkiye’de iş etiği çok önemsenmiyor
Kötü örneklere kimse ses çıkarmadığı için böyle devam ettiğini, ‘yapanın yanına kar kaldı’ anlayışının esiri olduğumuzu sözlerine ekleyen Salih Esen, “Dolayısıyla neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda ölçü kaçmış oluyor. Son yıllarda, çok üzülerek söylüyorum ki, sadece iş değil, sosyal hayatımızda da ahlaki değerleri çok arka plana atıyoruz. Siz gençler buna sıkı sıkıya sarılıp sahip çıkmalısınız. Açık ve dürüst olduğunuz, sır sakladığınız, ahlaki değerleri ön planda tuttuğunuz sürece farkınız hemen ortaya çıkacaktır. Aksi durumda hangi özelliklere sahip olursanız olun tutunmanız mümkün olmayacaktır. İtibar 30 saniyede yerle bir olabilir. Türkiye’de vergi kaçırmadan sigortasız işçi çalıştırmaya, sahte diplomadan özel masrafların firmaya yüklenmesine kadar etik olmayan birçok davranışla da ne yazık ki karşılaşıyoruz. İtibarın en büyük kredibilite olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Gandi, ‘Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur. Sözleriniz pozitif olsun, çünkü sözleriniz davranışlarınız olur. Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur. Alışkanlıklarınız da sizin en değerli hazinenizdir’ demiş. Her ne olursa olsun, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyerek yaptığınız kaçamakları alışkanlığa ve değerleriniz haline getirmekten kaçının” söz olarak bunuda önünüzde tutun.”