Panik atak ile kalp krizini karıştırmayalım...
Ani olarak ortaya çıkan endişe ve kaygı nöbeti olarak tanımlayabileceğimiz Panik Atak, belirtileri nedeniyle çoğu kez kalp kriziyle karıştırılan, krizi geçiren kişinin yaşam kalitesini düşüren bir anksiyete bozukluğudur.
Panik atağın belirtileri, nedenleri ve atak yaşayan kişinin neler yapması gerektiği ile ilgili olarak, SİMA Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Psikolog Sibel Deniz Toledo önemli bilgiler verdi.
“Panik atak, kalp kriziyle karıştırılabiliyor”
Panik atak, çeşitli durumlarda ortaya çıkan, çoğu zaman aniden nedensiz bir şekilde başlayan, ortalama 10. dakikada en yüksek noktaya ulaşan ve yarım saatle bir saat arası süren kriz şeklinde seyreden bir anksiyete bozukluğudur. Anksiyete o kadar güçlüdür ki, kişi sağlıklı bir şekilde düşünemez. Hâkim olan genel düşünce “ölüyorum” düşüncesidir. “Kalp krizi geçiyorum” kaygısı ile hastaneye başvuru çok sıklıkla görülür.
Panik atak her yaşta görülebilse de en sık 20-30 yaş aralığında başladığı görülmektedir. Yaş ilerledikçe başlama sıklığı azalmaktadır. Kadınlarla erkekler arasında görülme sıklığı açısından belirgin bir fark bulunmamaktadır. Şehir yaşamı ve stresli iş hayatı risk faktörü oluşturmaktadır.
Panik atağın belirtileri;
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması Terleme Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma Soluğun kesilmesi Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma Uyuşma ya da karıncalanma Üşüme, ürperme ya da ateş basması Bulantı ya da karın ağrısı Titreme ya da sarsılma Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu Ölüm korkusuBu belirtilerin önemli bir kısmı kalp krizi ile çok benzer belirtilerdir. “Kriz geçiriyorum, ölüyorum” düşüncesi, paniği arttırarak sorunu büyütür. Sorun büyüyüp panik arttıkça belirtiler artar. Bu da bir kısır döngü yaratarak durumdan çıkmayı oldukça güçleştirir. “Delirmek ve kontrolünü yitirmek korkusu” panik atak sıkıntısı yaşayan kişilerde oldukça yoğun olarak görülür ve “ölüyorum” düşüncesi kadar rahatsız edici olabilir. Bu düşüncenin temel nedeni, kişinin atak sırasında yaşadığı kaygının büyüklüğünden dolayı hiç bitmeyecekmiş gibi gelmesi ve gerçeklik algısının bozulabilmesidir.
“Kaç ya da savaş tepkisi” panik atak sırasında kısır döngüye yol açıyor
İnsanlar tehlike durumunda adrenalin hormonu salgılar. Bu hormon kaç ya da savaş tepkisine yol açar. Kişi artık alarm vaziyetine geçer. Kalp daha hızlı çarpmaya başlar, nefes alış veriş sıklaşır. Aynı şekilde panik atak sırasında da kişi gerçek bir tehlike olmadığı halde alarm vaziyetindedir. Bu noktadan sonra da semptomlar kaygıyı arttırırken, kaygı da semptomları besler. Kalbin hızlı çarpması endişe yaratır, çarpıntıya odaklanıldıkça çarpıntı artar. Nefesler sıklaşır. Sık nefes alıp vermek baş dönmesine neden olur. Baş dönmesi bayılıyorum hissi uyandırır. Bayılmaktan korktuğu için kişinin paniği artar. Bu böyle bir sarmal şeklinde paniğin en tepe noktasına kadar devam eder. Çoğu kişi de bu döngünün sonunda hastaneye başvurur.
Panik Atak yaşanmasına sebep olabilecek olası risk faktörlerini de şöyle sıralayabiliriz;
Ailede panik atak veya panik bozukluk öyküsü Belirgin stres yaşantısı Sevilen bir yakının ciddi bir hastalığa yakalanması ya da ölmesi Hayat akışında belirgin değişiklik Çocuklukta cinsel ya da fiziksel taciz öyküsü Travmatik bir yaşam olayıPanik atak yaşayanlar ne yapmalı?
Panik atak yaşayan kişiye atak sırasında şunları yapmasını tavsiye ederim:
Hızlı hızlı nefes alıp vermek baş dönmesine yol açabilmektedir. Bu bakımdan yavaş nefes alıp vermeye çalışılmak faydalı olacaktır. Bunun için nefesinizi alırken 5 e kadar verirken 10 a kadar sayın. Bu sayede yavaşlayabilecekseniz. Kendiniz dışında bir şeye odaklanmaya çalışın. Dikkatinizi kendinizden başka bir şeye yönlendirerek semptomların artmasının önüne geçin. Hayatınızdaki stres faktörlerini ve panik atağınızı tetikleyen unsurları tespit etmeye çalışın. Ne kadar farkındalık kazanırsanız sorunla o kadar iyi mücadele edebilirsiniz. Atak sırasında sizi rahatlatacak, mutlu edecek pozitif şeyler düşünmeye çalışın; Tatil anılarınız, çikolatalı pasta, tatlı şirin bir kedi yavrusunu sevdiğiniz gibi… Panik olmaya başladığınız an çevrenizdekilere söyleyin ve sizin kafanızı dağıtmanıza yardımcı olmalarını isteyin. Eğer en başından paniğinizi durdurabilirseniz atak yaşama ihtimaliniz düşecektir. Uzman yardımı alarak altta yatan sorunları çözmeyi ihmal etmeyin