Okul heyecanı yaşayan minikler ve ailelerine öneriler
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezen Köse yürütücülüğünde hazırlanan sosyal sorumluluk projesi kapsamında, yaklaşık 1,5 yıllık zorunlu aranın…
Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs pandemisi nedeniyle yüz yüze eğitime verilen yaklaşık 1,5 yıllık zorunlu ara 6 Eylül 2021’de son buluyor. Ege Üniversitesi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezen Köse yürütücülüğünde, aynı anabilim dalında görevli Dr. Begüm Yuluğ Taş ve Dr. İpek İnal Kaleli tarafından sosyal sorumluluk projesi hazırlandı. Ege Üniversitesi Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi ile işbirliğinde, proje kapsamında hazırlanan videolarda, minik öğrenciler ve ailelerine yönelik önerilere yer verildi.
Proje yürütücüsü Doç. Dr. Köse, okul ortamı ve yüz yüze eğitimin, çocuklarda akademik öğrenmeyi sağlamasının yanı sıra duygusal olgunlaşma ve sosyal becerilerin gelişimine yaptığı katkının Koronavirüs pandemisi ile daha çok fark edilir olduğuna değindi. Yüz yüze eğitimin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Köse, “Bilimin önerdiği aşılama ile toplumsal bağışıklığın sağlanması, yanı sıra güncel bilimsel korunma ve güvenlik önlemleri alınarak okullarda yüz yüze eğitimin başlaması çocuklarımız için çok önemlidir. Uzun süre uzak kalınan yüz yüze eğitim hayatına geri dönme sürecinde çocukların, aileden ayrılmaya dair endişeleri, hastalanma kaygıları, toplu taşıma araçlarına binmeye yönelik çekinceleri ya da süreçte alışmış oldukları rutinleri sürdürme, geç uyanma, evde kalma gibi istekleri olabilir. Aynı zamanda çocuklar ortamdaki kaygı havasından ve ebeveynlerinin duygusal durumu ve endişelerinden de etkilenmektedirler” dedi. Yüz yüze eğitime yeniden başlama sürecinde, ebeveynlerin öncelikle kendi sakinliklerini koruması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Köse, çocuklarını yakından takip etmeleri, onların duygu ve düşünceleri konusunda farkındalık sahibi olmaları, kaygıları ve diğer duyguları hakkında konuşmayı ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi.
Uzaktan eğitim sonrası yüz yüze eğitime geçişte bazı çocukların okulu özlerken bazı çocukların ise aynı hızda uyum sağlayamayabileceğini ifade eden Dr. Begüm Yuluğ Taş, “Pandemi öncesi programlara ve rutinlere hemen dönmek yerine çocukların okul temposuna kendi hızında alışmasını beklemek ve kendi programlarını yapabilmesi için teşvik ederek çocuğunuza da söz hakkı tanımak daha doğru olacaktır. Virüsten korkmamayı değil maske kullanımı, mesafeye dikkat etme, sık el yıkama ve aşı olma gibi güvenlik önlemlerini çocuklarımıza kaygılarını arttırmayacak şekilde öğretmek de önemlidir. Unutmamak gerekir, doğaları gereği meraklı olan çocuklar sizin de bilmediğiniz sorular sorabilir, bu durumda mutlaka profesyonellerden yardım almaktan çekinmeyin” diye konuştu.
‘Covid-19 virüsü’ yoktur gibi ifadelerle salgını yok saymanın yanlış bir davranış olacağına vurgu yapan Dr. İpek İnal Kaleli, “Ayrıca endişelerinizi kontrol edemeyip çocuğunuza yansıtmak da doğru olmayacaktır. Çocuklarımıza virüs ve salgını tarafsız bir şekilde anlatmak ve ayrıca güvenlik önlemlerinden bahsetmek en doğru yaklaşımdır. Çocuklar ebeveynlerinin sözlerinden çok davranışlarını örnek alırlar. Bu nedenle virüsten korunma tedbirlerine ebeveynlerin kendilerinin de dikkat etmesi gerekir. Aynı zamanda endişelerini yönetip sakin kalabilmeleri, çocuklarına örnek olmaları açısından çok önemlidir” dedi.