Neriman Fidan:''Bağımlı Milletvekilleri ne yapıyor''

İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Neriman Fidan, bağımsız milletvekillerinin mecliste varlık gösteremeyeceğini düşünenlere “Bağımlı Milletvekilleri ne yapıyor?” diye sordu...

Karşıyaka Haber

İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Neriman Fidan, bağımsız milletvekillerinin mecliste varlık gösteremeyeceğini düşünenlere  “Bağımlı Milletvekilleri ne yapıyor?” diye sordu ve AKP ile koalisyon olasılıkları içinde en güçlü seçeneğin Çözüm ortağı olan AKP - HDP koalisyonu olduğunu ve PKK tutsağı bir AKP iktidarının, AKP iktidarından daha vahim sonuçlar ortaya koyacağını açıkladı.

Sosyal Medya hesabından bir açıklama yapan Neriman Fidan, Mevcut siyasi partilere bağlı olarak meclise giren milletvekillerinin ellerinin kollarının parti disipliniyle bağlı olduğunu hatırlatarak; “Genel Başkanlarının sözünden çıkamayan bu milletvekilleri parti genel merkezlerinin yürüttüğü politikayı eleştirme hakkına bile sahip değiller. Bunu yapmak için partilerinden istifa etmeleri gerekir. Önümüzdeki dönem mecliste anayasa değişikliği gündeme gelecektir. Bu yüzden cumhuriyet değerlerini savunan ve gücnü halktan alıp, anayasaya sakatten ayrılmayan milletvekillerine her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Ben milletin doğrudan temsilcisi olarak, mecliste milletin hakkını hukukunu savunacağım. ” dedi. 

İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Neriman Fidan’ın facebook sayfasında 

yayınladığı açıklama:

TÜRKİYE İÇİN GERÇEK FELAKET, PKK TUTSAĞI BİR AKP İKTİDARIDIR.

BAĞIMLI MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?

Bağımsız milletvekili ne yapabilir sorusu akıllarda..

Öcelikle bağımlı milletvekillerinin ne yaptıklarına bakalım.

Konuşmaları ve karşı görüş bildirmeleri yönetimler tarafından engellenen milletvekilleri, grup başkanvekillerinin işaretine göre el kaldır - el indir milletvekillerine dönüşmüş durumdalar. Yani bir partinin yönetimini ele geçiren tüm siyasi partiyi ele geçirmiş oluyor.  " 

şimdi oy verelim de sonra bakarız" anlayışı ise, o yönetimin, partinin temsil edildiği bütün kamu temsil gücünü ele geçirmesine sebep oluyor. Aslında milletin temsilcisi olması gereken milletvekilleri, Genel başkanların milletvekilleri haline dönüşüyor. Genel Başkanlarının sözünden çıkamayan bu milletvekilleri parti genel merkezlerinin yürüttüğü politikayı eleştirme hakkına bile sahip değiller. Bunu yapmak için partilerinden istifa etmeleri gerekir. 

Yani o dillerden düşürülmeyen milli irade, milletvekilleri bağımlı hale getirilerek tutsak alınıyor..

Dışa bağımlı yönetimlerin tutsağı haline gelmiş, bağımlı milletvekilleri, ülkenin bu duruma gelmelerinden sorumludur.

Üstelik bu milletvekilleri genel merkezlerini kızdırmayı göze alamıyorlar ama temsil ettikleri milleti kızdırmayı göze alıyorlar. Yönetime bağlılıkları sebebi ile namus ve şerefleri üzerine ettikleri yemini bile çiğniyorlar.

Parti listelerine girmek için harcadıkları paranın karşılığını almak istiyorlar ve halktan gittikçe kopuyorlar.

Ve HATIRLAYINIZ,  AKP iktidarına karşı meclise kamu kaynağı aktararak meclise gönderdiğiniz bu partiler ,en kritik zamanlarda  AKP ye karşı işbirliği yapmak yerine, birbirlerine karşı oldular ve AKP nin eksiğini tamamladılar.

Çözüm süreci ve özerklik konusunda yönetim tercihi ile CHP, Antilaik uygulamalarda ve Yeni Osmanlı düzeni kurulmasının alt yapısı döşenirken yönetim tercihi ile MHP, AKP ile işbirliği yaptılar, AKP nin eksiğini tamamladılar. 

Önümüzdeki dönem mecliste anayasa değişikliği gündeme gelecektir. Bu yüzden cumhuriyet değerlerinden başka hiçbir yere bağlı olmayan milletvekillerine her zamankinden daha çok ihtiyaç var. 

HATIRLAYINIZ, AKP-PKK çözüm yasalarında CHP'nin yönetim gücünü de elinde bulunduran milletvekillerinin evet dediğini. Çözüm sürecine muhalefet edilmesin diye milletvekillerine telefon mesajları ile konuşmama yasağı getirildiğini.Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun yardımcıları ve Kılıçdaroğlu'na yakın milletvekilleri dışında milletvekillerinin açıklama yapmasının engellendiğini.

Ve üstelik ANAMUHALEFET YÖNETİMİ İZİN VERMEMESİ SEBEBİYLE, ETTİĞİ YEMİNE BAĞLI KALIP BAĞIMSIZ DAVRANABİLECEK 110 MİLLETVEKİLİ BULUNAMADIĞI İÇİN AKP-PKK KANADINA ÇÖZÜM SÜRECİNDE SORUMSUZLUK SAĞLAYAN ANAYASAYA AÇIKÇA AYKIRI ÇÖZÜM YASALARININ, ANAYASA MAHKEMESİNE BİLE TAŞINAMADIĞINI..

HATIRLAYINIZ, Kemal derviş politikalarını uygulayan koalisyon hükümetinin ortağı MHP, o hükümetin yıkımından da sorumlu olduğunu..

Dönemin Başbakan yardımcısı Devlet Bahçeli'nin tek başına aldığı baskın erken seçim kararı ile de Türkiye AKP'ye teslim edilmişti. Üstelik MHP'nin 1 Mart tezkeresi gibi "65 bin ABD askerinin Türkiye'ye yerleştirilmesi ve Irak'a saldırması tezkeresine" Başbakan Ecevit'in hayır demesi sebebi ile bu kararı aldığı, daha sonraki süreçte anlaşılmıştır. 

Ve PKK'ya karşı güvence olduğunu söyleyen MHP , Peşmergelerin Türkiye'den Kobani'ye geçişini sağlayan tezkere evet demiştir.Aynı Bahçeli, Ermeni soykırım konusunda Türkiye'nin savunlulmasının söz konusu olduğu mahkemeye temsilci göndermemiştir. 

HATIRLAYINIZ; AKP ile Müzakere masasında çözüm ortaklığı yapan ve bugün AKP'ye karşı reçete olduğunu ilan edilen HDP cumhurbaşkanlığın seçimlerinde seçim ikinci tura kalırsa, Erdoğan'a destek vereceğini açıklamıştı.

Türkiye'nin in ulus devletinin parçalanması ve federasyon anayasasına geçişi içinmüzakere masasında PKK adına temsilcilik yapan HDP, AKP'YE KARŞI DEĞİL, AKP İLE PROJE ORTAĞIDIR. 

Melise girsin diye kampanya açılan ve eşbaşkanlıkla yönetilen HDP (PKK) talimatı Öcalan'dan alıyor. Demirtaş'ın Başkan diye hitap ettiği Öcalan'a bağlı bu 

milletvekilleri, İmralı ile Kandil arasında mektup taşıyor.

Ve bugün AKP'nin çözülme sürecine girdiği bir ortamda koalisyon seçenekleri arasında en güçlü senaryo; çözüm ortakları AKP-HDP(PKK) koalisyonudur. 

Bu koalisyon, HDP kanadından gelen açıklamadan da anlaşıldığı gibi, AKP azınlık koalisyonunun desteklenmesi şeklinde olabilir. 

Bu demektir ki, PKK'nın temsilcisi meclise girecek olursa PKK TUTSAĞI BİR AKP İKTİDARI OLUŞACAKTIR..

TÜRKİYE İÇİN GERÇEK FELAKET SENARYOSU BUDUR.