Molla Arap Külliyesi’nde restorasyon başlıyor
İzmir Üniversitesi akademisyenlerinin Tire’de yaptığı tarihi eserleri çöpten arındırma etkinliği ses getirdi. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 15. yüzyıldan kalma Molla Arap Külliyesi’nde restorasyon çalışmalarına kısa zaman içinde başlanacağı bildirildi.
Tire’nin tarihi ve kültürel mirası üzerine çalışmalar sürdüren İzmir Üniversitesi akademisyenlerinin, Ege Turizm Derneği, İzmir Turist Rehberleri Odası’nın desteği ile yaptığı tarihi eserlerde temizlik çalışması etkili oldu. Temizlik çalışmasının ardından hurdacılık yapan bir vatandaş tarafından beş yıldır konut olarak kullanılan 15. yüzyıldan kalma Molla Arap Külliyesi’nde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışmalarına başlanacağı bildirildi. Yapılan temsili temizlik çalışmalarının bölgede farkındalık yaratılması açısından etkili olduğunu belirten İzmir Üniversitesi Tire’deki Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, İzmir Valiliği tarafından da Tire’deki tarihi eserlerin restorasyonunda kullanılmak üzere kaynak ayrıldığını iletti. Gelişmeleri değerlendiren Öztürk, “Molla Arap Külliyesi’nde restorasyon çalışmalarının başlayacak olması ve valilik tarafından kaynak ayrılması çok sevindirici gelişmeler ancak yeterli değil. Külliyenin konut olarak kullanılan hamamına, özel mülkiyet olduğu için muhtemelen müdahale edilemeyecek. Hamamı da kurtarmak gerekiyor ” dedi. Kültür Bakanlığı, Valilik, Tarihi Kentler Birliği, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Koruma Kurulunun duruma acilen duruma müdahale etmesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Öztürk tarihi eserlerin vahim durumunu şu sözlerle dile getirdi: “Yıldırım Beyazıt’ın eşi Hafsa Hatun tarafından yaptırılan külliyenin içi köpek kulübeleri ve atık maddelerle dolu. Özel mülkiyet kapsamındaki hamamı ise üzerini kaplayan ağaç dalları nedeniyle fark edilemeyecek durumda. Alihan, Zencirli, Küçük Hafız mescitlerinin üst katında, Orta Medrese’nin ve Ali Efe Han’ının içinde insanlar yaşıyor. Hekim Hamamı’nın, Mimar Sinan’ın eseri olarak bilinen Yalınayak Hamamı’nın içinde köpekler yaşıyor. Tire’de tespit edebildiğimiz dokuz hamam da çok kötü durumda. Şeyh Hamamı’na yaptığımız ziyaret sırasında duvarlarından parçalar kopup yerlerde yuvarlandı. Tire’de tarihi eserler adeta SOS veriyor.” Azınlıklara ait eserlerin de büyük zarar gördüğünü dile getiren Öztürk, Kaol Şalom Sinagogu’nun mağaza olarak kullanıldığını, Agia Paraskevis Kilisesi’nden kalan molozların arasında hayvan otlatıldığını, Agia Kiryaki Şapeli’nin de misafirhane olarak kullanıldığını söyledi. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın, İzmir Üniversitesi’nin hazırlayacağı iki restorasyon projesine, eski İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın da mülkiyet problemini çözüldüğünde Aleaddin Sultan Zaviyesi ile Yayla Fakıhlar Mescidinin restorasyonuna destek sözü verdiğini hatırlatan Öztürk, “Devletin devamlılığı esasına göre bu sözlerin vücut bulmasını istiyoruz. Vali Kıraç’ın girişimleri sayesinde Sultan Zaviyesi Belediye Başkanı Tayfur Çiçek tarafından satın alındı. Ancak Yayla Fakıhlar mescidinin mülkiyet sorunu çözülemedi. Her an yıkılabilecek durumdaki mescidin sahiplerinin kamu yararına kullanılacaksa bu eseri bağışlayabileceği duyumunu almıştık. Böyle bir davranış çevreye örnek olur. Başkan Çiçek’in zaviyenin satın alınmasında olduğu gibi yeni bir girişimde daha bulunması tarihi bir adım olur” dedi.