Lüfer koruma kampanyasına Aliağa'dan destek
İstanbul’da Slow Food ve Fikir Sahibi Damaklar öncülüğünde başlatılan Lüfer Koruma kampanyası ülke geneline yayılarak sürüyor. Slow Food’un kalbi lüfer için atan ve İstanbul merkezli faaliyetlerini sürdüren Lüfer Koruma Timlerine…
İzmir’in Aliağa İlçesinde 37 yıldır perakende balık satışı ve balık lokantası işletmeciliği yapan Eyüpoğlu, lüfer balığının yavrusu olan çinekop ve sarıkanat balığının denizlerimizde avlanılmasına, balık tezgâhlarında, restoranlarında satışına ve vatandaşların da yavru balık satışına talep göstermesine tepki gösteriyor.
ALENEN SATILIYOR!
Türkiye’de 20 santimden küçük olan çinekop ve sarıkanat balığının avlanmasının yasak olduğuna dikkat çeken Eyüpoğlu, lüfer yavrusunun denizlerimizde avlanmasının yasak olmasına rağmen hunharca avlanıldığını ve istihsal edilen balıkların çarşıda pazarda alenen satışa sunulduğunu söyledi. “Denetimlerin sıklaştırılması ve daha ağır caydırıcı cezaların uygulanması gerekmektedir” diyerek, ilgili mercileri ve yetkilileri göreve davet eden Eyüpoğlu, yavru lüfer balığını avlayan balıkçılara, satışını yapan esnaflara ve bildiği halde satın alarak yiyen vatandaşlara olan tepkisini dükkanına astığı afişlerle ilan etti.
“PARA KAYBETMEYİ TERCİH EDERİM”
Fikir Sahibi Damaklar’ın üzerinde; “Bu işyerinde ne sarıkanat, ne de çinekop satılıyor. Helal olsun” yazılı afişlerini işyerine asan Eyüpoğlu, meslek hayatı boyunca sadece lüferin değil, avlanması yasak olan tüm yavru balıkların satışını yapmaktan imtina ettiğini ve müşterilerinin lokantasına dışarıdan pişirtmek için getirdiği yavru balıkları bile dükkânına kabul etmediğini belirterek, şunları söyledi: “Bu uygulama destek vermekle kazancımdan feda ediyorum. Hatta yeri geliyor müşterilerimi kaybediyorum. Ancak bu kararımdan dolayı hiçbir zaman pişman olmadım. Aksine mutluyum ve kendimle gurur duyuyorum. Zira sadece para kazanmak için yapılan katliama seyirci kalamam, o günaha ortak olamam. Ben öyle haram niteliğinde olan kazancı cebimde istemiyorum! Yok zararı ben daha az kazanmaya razıyım. Zira gelecek nesillere miras bırakacağımız doğal zenginliklerimizi kaybetmektense para kaybetmeyi her zaman tercih ederim”
KOFANA’YI KAYBETTİK LÜFER’İ KAYBETMEYELİM
Gençlik yıllarında Lüfer balığının büyüğü olan Kofana balıklarının tezgâhları süslediğini, ancak bilinçsiz avcılıktan ötürü Kofana balığının artık tarihe karıştığını anlatan Eyüboğlu, “Geçmişte yapılan hatalardan dolayı Kofana balığını kaybettik. Eğer hatalardan ders çıkaramazsak gelecekte tıpkı kofanada olduğu gibi lüfer balığımızı da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız. Ben diyorum ki; kofanayı kaybettik, lüfer’i kaybetmeliyim. Gelecekte çocuklarımızı, torunlarımızı sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti olan lüfer balığından mahrum bırakmayalım. Bu noktada denizlerimizde ki lüfer gibi doğal zenginliklerimizi gelecek nesillere aktarabilmemiz adına toplum olarak birlikte hareket etmek zorundayız. Ben buradan vatandaşlarımıza sesleniyorum; avlanması yasak olan balıklarımızı lütfen satın almayın, tüketmeyin hatta satanı tespit ettiğinizde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerine bildirin. Bu bir vatandaşlık görevidir” diye konuştu.