Karşıyaka artık özüne dönmeli...

Geride bırakacağımız sezon mucizeler demeti gerçekleşmezse takım küme düşecek ve önümüzdeki sezon İkinci Lig'de mücadele etmek zorunda kalınacak. Tabii ki çok üzücü bir tablo. Ama eğer yararlanılabilirse bu kötü durum, yeşil-kırmızılı renklerin yeniden şahlanmasında bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

Bunun için öze dönmek, geçmişi hatırlamak, Süper Lig'de mücadele etmiş, ununu elemiş, eleğini duvara asmış ve son voli olarak Karşıyaka'yı görmüşlerin yerine, şimdiye dek gerçek yatırım yapılmamış altyapıya büyük önem vererek yeşilkırmızılı formayı terletecek, tekmeye kafasını uzatacak gençlere imkan tanınmalıdır. Eskiler hatırlarsa, Asım Ligleri Karşıyaka için bir futbol fabrikasıydı. Gode Cengiz'ler, Erol Baş'lar, Puşkaş Ergun'lar (Öztuna) hep bu liglerin verdiği kaliteli ürünlerdi. Nedense daha sonra Karşıyaka, transferde İzmir'in F.Bahçe'si oldu, büyük paralara, ismi büyük ama hizmeti artık küçük kalan futbolcu transfer edilerek taşıma suyla değirmen döndürülmeye çalışıldı. Netice ortada...Hüsran... ERHAN ÖRNEK OLSUN Aslında Erhan Erentürk, Karşıyakalı yöneticilere altyapının armağanı güzel bir örnek. Son maçlarda tecrübeli, yıllanmış Behram'ın yerine eldivenler teslim edilen bu 20 yaşındaki file bekçisi, harika kurtarışlarla herkese parmak ısırtan bir performans sergiledi, Karşıyaka'nın aldığı galibiyetlerde aslan payını aldı, kahraman oldu. Nice Erhan'lar vardır altyapıda bizim bilmediğimiz, değerlendiremediğimiz. Ve bu sezon teknik direktörlerin deneme tahtası haline geldiği Karşıyaka ayrıca 5 teknik direktör değiştirerek bu alanda da Türkiye rekorunun sahibi oldu. Sonunda Soner Tolungüç isminde genç bir hocaya kavuşuldu ama tren kaçmıştı. Şimdi yapılacak iş, Tolungüç ile yeniden anlaşmak ve onun tavsiyeleri doğrultusunda bir transfer politikası izlenerek, genç Karşıyaka'yı yaratmak olmalıdır. Belki bir sezonu feda etme riski taşısa da, sağlam temel atılarak geleceğin Karşıyaka'sı yaratılmalıdır. Taşıma suyla değirmen döndürmenin bu kulübe ne kadar büyük bir darbe vurduğunu artık görmeliyiz. İzmirspor'un kaderini değiştirelim Taçsız Kral Metin Oktay'ın, Tarık Gencay'ın, Seyfi Talay'ın, Kamuran Soykıray'ın ve de daha pek çok Türkiye'ye nam salmış yıldız futbolcunun formasını giydiği İzmirspor, şanlı tarihine yakışmayan pozisyonlar yaşıyor, yaşamaya da devam ediyor. Şimşekler bu sezon Bölgesel Amatör Ligde bile tutunamadı, küme düştü, mahalli küme düzeyindeki Süper Amatör'e indi. Aslında İzmirspor, İzmir'de PTT Birinci Lig'de oynayan takımların bile gıpta ettiği tesislere ve imkanlara sahip. İnciraltı'nda 30 dönümün üzerinde birçok değerli sahası var. Hatay Üçyol'daki kulüp binasının altındaki hipermarketten de hatırı sayılır miktarda gelir sağlanıyor ama bu imkanlar bir türlü değerlendirilemiyor. İzmirspor'dan yetişen İzmir'de çeşitli kuruluşlarda başkanlık, etkin yöneticilik yapmış kişiler de İzmir'in adını taşıyan bu tarihi kulübün düştüğü hazin duruma ilgisiz davranıyor, "Uzaktan izleme"den öte bir harekette bulunmuyorlar. Ama İzmirspor'u sevenler artık yaraya merhem olmanın gerektiğini kavramalı, genel kurulda son derece güçlü bir yönetim oluşturulmalı, 1923'ten beri Türk sporunda çok olumlu izler bırakan bu asırlık çınar çürütülmemelidir. Aynı heyecanı yaşıyorlar Saçlarına ak düşmüş, yüzlerinde uzun yılların bıraktığı izler belirgindi. Ama hemen hepsi aynı heyecanı yaşıyorlardı. Lisede aynı sınıfta yanyana öğrenim gördükleri, aynı okulda okumanın zevkini yaşadıkları arkadaşlarıyla biraraya gelmenin zevkine paha biçilmezdi. İzmir'in tarihi liselerinden Karşıyaka Lisesi'nden mezun olanların kurduğu Karşıyaka Lisesi Eğitim Vakfı'nın (İKLEV) 10. Yıldönümü Karşıyaka Belediyesi'nin çarşı içindeki Kültür Merkezi'nde kutlandı. Anılar paylaşıldı, hizmeti geçenlere plaketler verildi, doyumsuz saatler geçirildi. Karşıyaka Liseliler çeşitli etkinliklerde biraraya gelme sözü vererek vedalaştılar.

ERKİN USMAN (YENİ ASIR GAZETESİ)