Kansere dost- düşman yiyeceklere dikkat

Medikal Onkolog Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, kanserden korunmak için “dost” bilinen bazı sebze ve meyvelerin, kanser tanısı almış kemoterapi ya da radyoterapi gören hastalara “düşman” olabileceğine dikkat çekti.

Karşıyaka Haber

Soya, greyfurt, nar, maydanoz gibi yiyeceklerin kanser tedavisi gören hastaların “yasaklar” listesinde ilk sırada yer aldığını belirten Doç. Dr. Görümlü, “kanser riskini azaltığı için tüketilmesini önerdiğimiz antioksidan meyve ve sebzeler, kanser tedavisi sırasında bazen yarardan çok zarar getirebiliyor. Örneğin nar ve greyfurt. Tedavi sürecinde yüksek doz antioksidan tüketimi kemoterapinin etkinliğini azaltıp, yan etkilerinin daha sık ortaya çıkmasına yol açabiliyor” dedi.

KANSER VE BESLENME

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği, 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nü biri “Herkes için tedavi; imkansız değil” olan sloganlarla vurgularken, İzmir Kent Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, “kanser ve beslenme ilişkisi”ne dikkat çekti. Doç. Dr. Görümlü, çeşitli araştırmaların her 100 kanser vakasından 9’unun diyet değişiklikleri ile önlenebileceğini öne sürdüğünü, yine farklı çalışmaların sağlıklı vücut kilomuzu koruyarak her 100 kanser teşhisinin 5’inin engellenebileceğini gösterdiğini söyledi. Sağlıklı diyet ve yaşam tarzının genel sağlığımız için büyük önem taşıdığını kaydeden Doç. Dr. Görümlü beslenmenin meme kanseri üzerine etkisini bir örnekle vurguladı. Görümlü, “Farklı ülkelerde meme kanseri sıklığına baktığımızda, bu veriler bize meme kanseri ve diyet ilişkisi hakkında çeşitli ipuçları veriyor. Japon kadınlarında meme kanserinin Amerikalı kadınlara göre oldukça düşük olduğu görülürken, Japon kadınların Amerika’ya göç ettiklerinde meme kanserine yakalanma risklerinin belirgin arttığı gözlenmiştir. Bu durum da iki toplum arasındaki meme kanseri risk farklılığının olası en büyük sebebinin genetik faktörlerden çok yaşam tarzı ve çevresel etmenler olduğunu düşündürmektedir. Bunlar içinde de en açık etken diyet olarak gözükmektedir” diye konuştu.

Yağ tanımında, sıvı yağlar, tereyağı, margarin yanı sıra etteki, balıktaki, çerezlerdeki yağın önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Görümlü bisküvi, kek, çikolata ve benzeri hazır gıdalardaki yağ içeriğinin zengin olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti. Görümlü, “Yaklaşık 45 büyük çalışmanın birlikte yapılan değerlendirmesinde menopozdan sonra yağ tüketimi fazla olan kadınlarda daha az tüketenlere oranla meme kanseri sıklığının belirgin arttığı gösterilmiştir. Yine EPIC isimli Avrupa çalışmasında doymuş yağdan zengin gıdalarla beslenenlerde meme kanseri sıklığı 2 kat artmaktadır. Bu gıdalar arasında sosis,salam gibi işlenmiş et ürünleri, krema, çeşitli çikolata, pasta ve bisküviler yer almaktadır. Bununla beraber omega-3 balık yağı içeren gıdalardan zengin beslenmenin meme kanseri riskini azalttığı bildirilmektedir.    Kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünleri ile beslenmenin meme kanseri riskini azaltabileceğine dair çeşitli veriler mevcuttur” dedi.  

Medikal Onkolog Doç. Dr. Gürbüz Görümlü sağlıklı beslenmek için protein, liften zengin meyve ve sebzelerin, kuru baklagillerin tüketiminin kanserden korunmada önemini vurguladı. Havuç, lahana, fasulye benzeri sebzelerde bulunan karoten adlı maddenin, soğan, brokoli, maydanoz, siyah çay, yeşil çay ve kereviz gibi çeşitli sebzelerde bulunan flavonol maddesinin meme kanseri riskinde azalmaya sebep olduğunu gösteren çalışmalar olduğunu kaydeden Doç. Dr. Görümlü kanser tanısı almış, kemoterapi ya da radyoterapi gören hastalara şu uyarılarda bulundu: Soya sağlıklıyken yararlı, kanser tedavisi görürken zararlı

“Fito-östrojenler, vücuttaki doğal östrojene benzer aktivite gösteren bitkisel kökenli bileşiklerdir. Çeşitli fito östrojenler mevcut olup bunların bir kısmı soya ürünlerinde mevcut olup isoflavonlar adı verilir. Diğer bir kısmı çeşitli tahıl ürünlerindeki liflerde, meyve sebzelerde ve keten tohumunda bulunabilen lignanlardır.  Sağlıklı  menopoz sonrası dönemde bulunan kadınlarda tüketiminin meme kanseri gelişim riskinde ılımlı azalma sağlayabileceğini bildiren veriler olmakla beraber, içeriğindeki östrojen benzeri moleküller nedeni ile meme kanseri tanısı almış ve hormona duyarlı meme kanseri olan kadınlarda tüketilmemesi gerekmektedir. Hastalarımıza kemoterapi ve radyoterapi tedavileri alırken günde en az 8 bardak su ya da maden suyu olarak kalorisiz içecek tüketmelerini öneriyoruz. Süt ve süt ürünlerini az yağlı, kırmızı eti yağsız tüketmelerini istiyoruz. 

KEMOTERAPİ SÜRESİNCE NAR VE GREYFURT KESİNLİKLE YASAK

“Soya örneğini verdiğim gibi hastalarımızın kemoterapi ve radyoterapi sırasında başka bazı gıdalardan da uzak durmalarında yarar var. En belli başlı olanlar nar ve greyfurt. Özellikle nar tüketiminin kanser riskini azalttığını biliyoruz ama buna karşılık kemoterapi sırasında tüketimi sakıncalı. Narın içerisindeki bazı özel  bileşenler yüzünden tedavinin etkinliğini azaltıp tedavinin yan etkilerini daha sık ortaya çıkardığına yönelik çalışmalar var. Kesinlikle uyarıyoruz. Antioksidan A, C, E ve selenyum içeren meyve ve sebzelerin kemoterapi sırasında yoğun tüketilmesi doğru değil. Örneğin yeşil çay, taze meyve suyu tüketiminde de kısıtlamamız var. Günlük yeşil çayı 500 ml., taze sıkılmış meyve suyunu 300 mililitrenin üzerinde önermiyoruz. Çünkü yüksek doz antioksidan tüketimi kemoterapinin etkinliği üzerinde olumsuz etkilerde bulunabilir.”