JMO İzmir Şubesi: Temiz, sağlıklı, güvenilir ve ucuz su istasyonları neden kapanıyor?
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, yarın kapatılacak su satış istasyonlarıyla ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklama şöyle:
"Temiz, sağlıklı, güvenilir ve ucuz su istasyonları neden kapanıyor.
Kapatılmak istenen su istasyonlarında sular kalitelimi değil? Hayır, kaiteli.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hikyen koşullarımı sağlanamıyormu? Hayır sağlanıyor.
Peki neden bu su istasyonları kapatılmak isteniyor?.
Belki inanamayaksınız ama İzmir halkına güvenilir ve kaliteli suyu ucuz verdiği için.
İzmir halkına kaliteli ve ucuz memba-kaynak suyu satış hizmeti veren Karşıyaka Gümüşpala, Soğukkuyu ve Girne ve Bornova ve Bayraklı Bölgesinde yer alan 8 memba satış istasyonu 31 Mart tarihi itibarı ile kapanıyor.
Bornova’da su istasyonlarına gelen sular , ilçeye 20 kilometre uzaklıkta bulunan İkizgöl mevkiinden volkanik kayaçlardan sağlanıyor. Karşıyaka’da su istasyonlarındaki sularda Karşıyakaya 25 kilometre uzaklıkta bulunan Yamanlar Karagöl mevkinden Yamanlar volkanik kayaçlarınadan sağlanıyor..
Bornova Bölgesi su satış istasyonları
Çatalçeşme, Akpınar, Kekerli, İmamuçtu, Bedesten ve Fayanslı toplama merkezleri ile Deli Süleyman bölgesindeki kaynaklarla birleştirilerek memba suyu hijyenik yöntemlerle şehir merkezindeki Kızılay Mahallesinde bulunan 800 ton kapasiteli ana toplama merkezine taşınmaktadır.
Bu merkezden Bornovanın Ergene (Canım Öğretmenim Parkı), Kızılay, Peterson (Eski Pazaryeri) ile Bayraklının Manavkuyu (Özkanlar) ve Çamkıran bölgelerinde bulunan 5 adet memba suyu satış istasyonlarında halkın hizmetine sunulmaktadır.
Karşıyaka - Bayraklı Bölgesi su satış istasyonları
Yamanlar dağından doğan su; Karagöl mevkiinde bulunan Çarıkdere, Sarıismail, Tilkidere ve Dalgın kaynaklarından; Doğançayda bulunan toplam 1000 tonluk 2 ana toplama merkezimize aktarılmaktadır. Bu merkezden, Bayraklının Gümüşpala ile Karşıyakanın Soğukkuyu ve Girnedeki memba suyu satış istasyonlarında İzmir halkının hizmetine sunulmaktadır.
Büyükşehir belediyesince Su istasyonlarında her pazartesi günü suların ve istasyonların genel kontrolü ve periyodik bakımının yapılmakta,. Salı günleri ise suların analizleri gerçekleştirilerek sonuçlar rapor halinde istasyonlara asılıyor. Ayrıca sular, son teknoloji ürünü olan cihazlardan çift filtre ile arındırılarak en sağlıklı biçimde vatandaşların kullanımına sunuluyor
Temiz, sağlıklı, güvenilir ve ucuz su istasyonları neden kapanıyor.
Büyükşehir Belediyesine ait memba suyu satış istasyonları için İzmir valiliği tarafından Büyükşehir Belediyesine gönderilen 2011 tarihli yazıda “Belediye tarafından kaynak suyunun pazarlaması yapılmak istenmesi durumunda Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan “insani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik”’in 16. Maddesinin (a ) bendinde yer alan “Bu yönetmelik’te belirtilen tanım ve niteliklere uygun olsa dahi, bu Yönetmelik hükümlerine göre izin alınmamış kaynak ve içme sularının pazara arzı satışı ve tüketime sunulması yasaktır.’’ hükmü uyarınca mevcut kaynaklarınızdan temin edilen suyun Valiliğimizden üretim izni almış bir tesiste, el değmeden ambalajlanarak satışı sunulması gerektiği, aksi taktirde bu kaynakların şebekeye dahil edilerek söz konusu su satış istasyonlarında açıkta su satışının sona erdirilmesi gerektiği belirtilmiş ve 31 Mart 2017 tarihinde kapatılması istenmiştir.
İzmir Valiliğinin Sağlık Bakanlığının insani tüketim amaçlı sular kakındaki yönetmenliğin 16 (a) maddesini gerekçe göstermesi düşündürücüdür. Temiz, sağlıklı, güvenilir içme- kaynak suyu temin etseniz, bütün hijyen koşullarını sağlamış olsanız dahi “üretim izni alınmış bir tesiste el değmeden ambalajla anarak satışa sunulması” belirtilmesi ile ne amaçlanmaktadır.
Kapatılmak istenen su istasyonlarında sular kalitelimi değil? Hayır, kaiteli.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hikyen koşullarımı sağlanamıyormu? Hayır sağlanıyor.
Peki neden bu su istasyonları kapatılmak isteniyor?.
Belki inanamayaksınız ama İzmir halkına güvenilir ve kaliteli suyu ucuz verdiği için.
Değerli basın mensupları;
İki soru sormak istiyoruz.
Birinci sorumuz İzmir valiliğine. Bu yönetmenlik 2005 yılında çıkmıştır. Eğer amaç yönetmenliğin getirdiği kuralları uygulamak ise neden 2011 yılında başlayan süreçle 2016 yılına kadar beklenmiş ve 2017 yılı 31 Mart tarihine kadar süre tanınmıştır.
İkinci sorumuz Sağlık Bakanlığına. 2005 yılında çıkarılan yönetmenlikte neden hijyen koşulları sağlanmış olsa dahi, yani temiz, sağlıklı ve güvenilir kaynak sularını halka açık su istasyonlarında ucuz olarak halka satışı yasaklanmakta, suyun ambalajlı olarak satılması istenmektedir.
Sağlık bakanlığı Ambalajlı su satan su şirketlerin hamisi, avukatı, koruyucusu ve pazarlayıcısı mıdır.
İzmir’in ve Ülkemizin doğal kaynak suları Ulusal ve Uluslararası ambalajlı su şirketlerinin kar hırsına kurban ediliyor.
İzmir Büyükşehir belediyesine, halka açık su istasyonlarında güvenilir ve kaliteli su sağlansa dahi bu suyu çeşmelerden ucuz olarak olarak değil ancak amlajlayarak yani piyasalaştırarak, pahalı hale getirerek satabilirsiniz deniyor. Şişelenmiş suları ancak parası olanlar alabilir, bu bağlamda da ambalajlı su, herkesin yeterli ve kaliteli miktarda suya erişiminin önünde engeldir.
Değerli Basın mensupları;
Ambalajlı su mutlak sağlıklı su değildir.
Son onbeşyılda ambalajlı su kullanımı büyük şehirlerde olmazsa olmaz bir hale gelmiş durumdadır. Şimdi aynı nitelikte musluktan içilebilecek temiz su için şehirlerde yaşayanlar 300 ya da 500 kat daha fazla para ödeyerek, bu ihtiyaçlarını su şirketlerinin ürettiği ambalajlı sulardan karşılamaktalar.
Ambalajlı şişe suyu, günümüzde küresel içecek endüstrisinde oldukça büyük bir yere sahip ve hızla büyüyen bir sektör. Türkiye’de 250’den fazla yerli ve yabancı firma ambalajlı su sektöründe pazar payını arttırmak için rekabet halinde. Pet şişe su sektöründe Coca Cola’nın Damla’yı, Pepsi’nin Aqua’yı, Nestle’nin Erikli’yi ve Danone’nin Hayat’ı satın almasıyla yabancı firmaların payı %50’ye ulaşırken, damacana su satışlarında yerli şirketlerin %70 hâkimiyeti bulunmakta. Evian, Contrex, Perrier, San Pellegrino, Gerolsteiner, Acqua Panna, Sirab, Sevan Oceans gibi çok sayıda marka da ithal su ile pazara girmeye çalışıyor.
Ambalajlı suların zararlarına ilişkin kapsamlı araştırmalar yapılmakta. Ve bu araştırmaların sonuçları su şirketlerinin ürünlerini ve hizmetlerini satmak için ileri sürdükleri tüm argümanları bir çırpıda yok edecek nitelikte. Su şirketlerinin iddia ettikleri gibi, şişelenmiş su, olmazsa olmaz bir ürün değildir.
Nitekim Ülkemizde Sağlık bakanlığığına bağlı halk sağlığı Müdürlüklerince yapılan denetimlerde “ambalajlı suların özelikle büfe ve bakkal gibi yerlerde güneş ışınlarına maruz kalacak şekilde teşhir edilerek satışa sunulduğu,bazı yerlerde ambalajlı suların tüpgaz ve otogaz gibi ürünlerle birlikte bulundurulduğu ve servis edildiği bazı yerlerde ısı,ışık,toz ve yağış gibi suyun fiziksel ,kimyasal ve mikrobiyolojik özelliğinde değişime neden olabilecek ortamlarda bulundurularak satıldığı ve boş damacana kapların da yine aynı şekilde uygun olmayan ortamlarda bulundurulduğu” tespit edildiği miştir.
İzmir halkı, İçme suyunu İZSU’ dan sağlamalı, evlere su sağlanan çeşmeleri kullanmalıdır.
İzmirde İZSU tarafından güvenlir ve kaiteli çeşme suyu üretilmektedir.İzmir halkını ucuz ve kaliteli kendi musluk -Çeşme sularını tüketmeye davet ediyoruz.Ambalajlı su için ileri sürülen tüm olumlu argümanlara karşı, ambalajı suyun musluk suyundan çok daha pahalı olduğunu, şişe suyunun musluk suyundan daha kaliteli ve temiz olmadığını, plastik şişelerin doğada kirliliğe neden olduğunu artık herkes tarafından bilinmelidir. Herkesin yeterli kalite ve miktarda suya erişimin önünde engel olan, suların şişelenip satılmasına dayalı bu özelleştirme politikasına karşı artık durmak gerektiğini düşünüyoruz.
Değerli basın mensupları
İzmir halkını doğal kaynak sularına,kapatılmak istenen su satış istasyonlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Bu atış istasyonlarında 10 lt suyu 75 kr ,20 litre suyu 1,5 TL ye alabiyorken ambalajması durumunda bunun en az dört katı 6 TL ye alacaklardır.
Bu suyun pahalılaşması ve ticari bir meta haline getirilmesidir.Bunun sorumlusu Ulusal ve uluslararası ambalajlı su şirketlerin ve sağlık bakanlığıdır. Hükemet politakaları ile suyun özelleştirilmesidir.
İzmir valiliğin girişimleri sonucu su istasyonlarını kaptmak zorunda bırakılan Büyükşehir Belediyesi bu kaynak sularını değerlendirmek için Bornovada Kaynak suyu dolum tesisi kurmuştur.
Sayın belediye Başkanımız Aziz kocaoğlu su şirketlerinin,Sağlık bakanlığının tuzağına düşmeyecektir.
Bu fabrikada üretilen suları yine bu istasyonlarda ucuz ve güvenilir olarak olarak suyu ticari bir meta haline getirmeden İzmir halkının hizmetine sunacaktır.
İzmir halkını suyuna sahip çıkacaktır.Tüm halkımızı 31 Mart tarihinde su istasyonlarında İzmirin suyuna sahip çıkmasını bekliyoruz."