İzmir'de 2021’de suya zam yapılmayacak

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 2021’de suya zam yapmayacaklarını açıkladı. İZSU Genel Kurulu'nda 2020 Yılı Faaliyet Raporu hakkında konuşan Başkan Soyer, “Ekonomik şartlar ne kadar zorlasa da, 2021 yılı…

Karşıyaka Haber

İZSU Genel Kurulu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yönetiminde yapıldı. İZSU'nun 2020 yılında hayata geçirdiği yatırımları, devam eden çalışmaları ve başlayacak projeleri anlatan Başkan Soyer, 2021 yılında suya zam yapılmayacağını açıkladı. Başkan Soyer, “Buradan, tüm İzmirli vatandaşlarımıza bir de müjdeli bir haber vermek istiyorum. Ekonomik şartlar ne kadar zorlasa da, 2021 yılı sonuna kadar suya zam yapmayacağız. Bütçe planımızda yer alan, meclisimizde onaylanan ve 2021 yılı Temmuz ayında yapılması öngörülen yüzde 10'luk zammı iptal ediyoruz. Üstelik son yüzyılın belki de en olağanüstü koşullarını yaşamamıza rağmen… 1,5 yıldır devam eden pandemi koşullarının bütün hesapları alt üst etmesine, elektrik, doğalgaz, akaryakıt fiyatları ve dövizdeki artışa rağmen... İZSU, tıpkı belediyemizin diğer kuruluşları ve birimleri gibi, hiçbir olumsuzluk karşısında hizmetlerini aksatmadı. Tüm personeliyle canını dişine taktı. Temizlik ve hijyenin öneminin çok hayati olduğu bu dönemde 350 bin abonenin suyunu, ödenmemiş borçlarına rağmen kesmedi. Sağlıklı ve kesintisiz içme suyu hizmetleri için 2 yılda toplam 488 milyon 285 bin liralık yatırım yapıldı. Askıda Fatura uygulaması ile 15 bin 548 vatandaşımızın 1 milyon 375 bin TL tutarında faturası ödendi. Pandemide ekonomik olarak zorluk yaşayan esnafımız için 3 ay boyunca su faturalarında  yüzde 50 indirim yaptı ve esnafımıza yaklaşık 9 milyon TL destekte bulundu” diye konuştu.

İller Bankası payları su idareleri için artmalı Son iki yılda İZSU Genel Müdürlüğü çalışmalarının hız kazandığını belirten Soyer, “Geçen yıl 2 milyar liranın üzerinde bir gider gerçekleşmesi sağlayan İZSU, buna karşılık yaklaşık 891 milyon lira tutarında bir yatırım gerçekleşmesine imza attı. 2020’de 505 kilometre içme suyu hattının imalatının yapıldığını görüyoruz. 2020’de projelendirilen içme suyu hattının uzunluğu ise tam 341 km. Tabii bu rakamların içerisinde 2014 sonrası Büyükşehir yasasıyla İZSU’ya bağlanan ilçelerdeki 40 yıllık eskimiş şebekelerin İZSU tarafından devralınması da yatıyor. Doğal olarak bu bölgelerde yüksek oranlarda kayıp kaçak da söz konusuydu. İZSU Genel Müdürlüğü, bugün o ilçelerin içme suyu altyapısını tek tek ele alıp, projelendiriyor, yapımlarını gerçekleştiriyor. Belediye faaliyetlerinin en zor, en masraflı ve en meşakkatli alanı olan altyapı yatırımlarının gelirler ve bütçe ile doğrudan bağlantılı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Böylesine önemli bir misyon üstlenen İZSU’nun şüphesiz aynı ölçüde de gelire sahip olması gerekiyor.  Yazık ki su idarelerinin gelirlerinin ortalama yüzde 80’ini abonelerine yaptığı su satışı oluşturuyor. Bugün İZSU’nun faaliyet alanlarını tanımlayan yasa ve düzenlemeler, kurumun görevlerini su, atık su ve endüstriyel su ile sınırlıyor ve bütçe payları buna göre belirleniyor. Sorumluluk alanındaki binlerce kilometre dere yatağının ve Körfezin temizlenmesi gibi devasa görevler için sınırlı bütçeden pay ayırabilmek, son derece titiz ve mahir bir çalışma gerektiriyor. İZSU, bu çalışmaları başarıyla yürütüyor. Bu vesileyle genel bütçeden gelen İller Bankası paylarının Türkiye’deki tüm su idareleri için artırılması gerektiğini buradan, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nden, bir kez daha ifade etmek istiyorum” dedi.

Dünyadan kredi bulabiliyoruz İZSU'nun başarısının bir ayağını da kurulan uluslararası ortaklıklar ve yatırım kredi anlaşmalarının oluşturduğunu belirten Başkan Soyer, şöyle devam etti: “Aynı zamanda bu güven ve itibar İZSU ve belediyemizin dünyayla bütünleşmiş vizyonunu, çevreye saygılı, cinsiyet eşitliğine dayalı istihdam politikasını, ayakları yere sağlam basan projeler inşa edebildiğini de yansıtıyor. İZSU  son derece birikim ve tecrübe sahibi, işinin ehli kadrolarca doğru bir şekilde yönetiliyor. İzmir’in kaynaklarını; kentlinin refahını artırmak, adil şekilde bölüştürmek amacıyla harcadığı her kuruşun hakkını veriyor. Zaten tam da bu sayede yatırımlarımız için dünyadan kredi bulabiliyoruz, hedeflerimizi gerçekleştirecek finansmanı temin edebiliyoruz.”

Emin adımlarla yürüyoruz İZSU'nun  “Başka Bir Su Yönetimi Mümkün” vizyonunun İzmir'deki lokomotifi olduğunu belirten Soyer,  “İzmir’in her yerine daha yüksek yaşam kalitesi sunmak ve kaynaklarımızın sürdürülebilirliğini sağlayarak gelecek nesillere yaşanabilir, afetlere karşı dirençli bir kent bırakmak hedefi doğrultusunda emin adımlarla yürüyoruz. Bu sadece bir iddia değil. Koşar adımlarla ilerlediğimiz ve bir an önce ulaşmak için kilitlendiğimiz bir hedef. İzmir'i doğa ile uyum içinde dünyada örnek bir kent yapacağız ve İZSU Türkiye ve dünyanın önde gelen su yönetimi kurumlarından biri olacak” diye konuştu.  

Dört hedef İZSU'nun stratejik planının gerçekleşmesi için dört hedef belirlediklerini söyleyen Soyer, “Birincisi, her bir vatandaşımızın sağlıklı suya erişimini güvence altına almak. Şu anda ve gelecekte, İzmir’de suyun eksikliğinin hissedildiği tek bir hanenin bile olmamasını sağlamak. İZSU’nun ikinci stratejik hedefi, evlerimize ulaşan suyun kullanıldıktan sonra doğaya zarar vermeden toplanmasını, arıtılmasını ve yeniden kullanılmasını sağlamak. Yani atık suların temizlenerek geri dönüşümünü sağlamak. Üçüncü hedefimiz, İzmir derelerinin ve Körfezi’nin ekosistem temelli yönetimini sağlamak ve su kalitesini yükseltmek. Yani İzmir’in biricik körfezini temizlemek. Bu konuda sorunu kökünden çözmek için bu güne kadarkinden çok başka bir yaklaşım uyguluyoruz. Bu nedenle belki yeterince anlaşılamadık, ama emin olun ki bugün attığımız adımlar, çok kısa sürede yüzülebilir körfez hedefine ulaşmamızı sağlayacak. Dördüncü ve son hedefimiz ise, kurumsal kapasitenin ve işleyişinin güçlendirilmesi ve İZSU’nun su yönetimi konusunda dünyadaki öncü ve yenilikçi kurumlarda biri haline gelmesi” dedi.

Gördes Barajı açıklaması: Kimsenin lütfu değil Devlet Su İşleri (DSİ) ile yıllık 59 milyon metreküp su alımı öngörerek Gördes Barajı’ndan İzmir'e taşınması için protokol hazırladıklarını hatırlatan Soyer, şunları söyledi: “Gördes Barajı’nın tamamlanma tarihinden bu yana yıllık 59 milyon metreküp su taahhüdü hiç bir zaman gerçekleşmedi. DSİ 2015 yılından itibaren hiç su vermediği 3,5 yıl da dahil olmak üzere sanki bu suyu vermiş gibi İZSU’dan 55 milyon 611 bin TL tahsilat yaptı. Dahası, bugünkü genel kurulda da gündeme alındığı üzere Devlet Su İşleri 2015 öncesindeki dönem için de 45 milyon TL anapara, 16 milyon TL de faiz tahsil ediyor. Gördes Barajı için DSİ’ye ödeyeceğimiz toplam 270 milyon TL, 47 milyon TL değerindeki arıtma tesisi, 14 milyon TL’lik iletim hatları ve 16 milyonluk faiz ödemesi bir araya geldiğinde; Belediyemizin bu yatırım için harcayacağı toplam miktar tam 347 milyon liradır. Dolayısıyla bu barajdan İzmir’e temin edilmesi beklenen ve fakat henüz tam olarak verilemeyen su, kimsenin lütfu değil, tam tersine İZSU’nun kendi bütçesinden ödediği bir yatırımdır.”

Hiçbir haneyi susuz bırakmayacağız Hayata geçirilen projelerle birlikte Gördes Barajı'ndan tedarik edilen suyun kat kat üzerinde su kaynağı yarattıklarını ifade eden Soyer, “2 yılda 129 adet içme suyu sondaj kuyusunu İzmir’imizin hizmetine sunduk. 103 adet içme suyu sondaj kuyusunun imalat çalışmalarına ise devam ediyoruz. Bununla birlikte İzmir genelinde 53 adet deponun bakım, onarım ve yenileme işlemlerini tamamladık. Çok kısa sürede şehrimize kazandırdığımız 22 milyon metreküplük kuyular ve 18 milyon metreküplük Halkapınar kaynakları, İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı’ndan bir yılda alınan suyun yüzde 40’ına karşılık geliyor. Gördes Barajı’ndan bu güne kadar tedarik edilen suyun ise kat kat üzerinde. İzmir’de hiç kimseyi ve hiçbir haneyi susuz bırakmayacağız. İzmir İçme Suyu Master Planına göre, İzmir 2030 yılından sonra içme suyunun bir kısmını deniz suyundan tedarik etmek zorunda kalabilir. Bu doğrultuda, ilk yatırımımızı susuzluk riskinin en yüksek olduğu Çeşme ilçemizde yapmaya karar verdik. Çeşme’de Kara Abdullah Burnu’nda Deniz Suyu Arıtma Tesisi için çalışmalarımızı başlattık. Bu projenin 2023 yılında hizmete girmesini hedefliyoruz” dedi.

Yüzde 30 hedefi şimdiden yakalandı Tamamlanan içme suyu arıtma tesislerini anlatan Başkan Soyer, kayıp kaçakların da önüne geçmek için çalıştıklarını ifade etti. Soyer, “Kayıp kaçakları en aza indirmek üzere kararlılıkla çalışan İZSU, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün 2023 için koyduğu yüzde 30 hedefini şimdiden yakalamış durumda. İzmir genelinde bugünkü kayıp kaçak oranımız yüzde 28. Bu oranı Menderes’te yüzde 10’a, Bayındır’da yüzde 11’e, Urla’da yüzde 7’ye indirdik. Hedefimiz tüm ilçelerde ve İzmir genelinde çok daha düşük seviyeleri yakalamak” diye konuştu.

Şimdiden güvence altına alıyoruz Türkiye'deki tatlı su kaynaklarının yüzde 77'sinin tarımda kullanıldığını, içme suyu oranının yüzde 10'u geçmediğini ifade eden Soyer, “Ocak 2021’de başlattığımız İzmir Tarımı programı aşırı su tüketiminin iki ana nedenini; yanlış ürün deseni ve vahşi sulamayı ortadan kaldırmak üzere hazırlandı. İzmir Tarımı ile, tarımsal sulamayı orta vadede yüzde elli oranında azaltarak gelecek nesillerin içme suyu hakkını şimdiden güvence altına alıyoruz” şeklinde konuştu.

İzmir'de arıtması olmayan yerleşim kalmayacak İZSU’nun ikinci stratejik hedefinin atık suların doğaya zarar vermeden toplanmasını, arıtılmasını ve yeniden kullanılmasını sağlamak olduğunu belirten Soyer, “67 adet atıksu arıtma tesisini işleten İZSU Genel Müdürlüğümüz, Avrupa Birliği standartlarında arıtma yapan 23 ileri biyolojik arıtma tesisi ile bu alanda Türkiye’de lider konumda. Ancak daha fazlasını yapmak için de sürekli çalışıyoruz. Bugüne kadar yapılmış olan ve yıllık 275 milyon metreküp atıksu arıtan 23’ü ileri biyolojik 67 adet atıksu arıtma tesisine ilaveten 3 adet arıtma tesisinin yapımı devam ediyor. 2 tesisimizin proje çalışmaları, 7 tesisin yapım ihalesi hazırlık çalışmaları, 14 yeni tesisin ise  imar planı ve izin süreçleri devam ediyor. Yani 2024 yılının sonuna kadar  93 adet atık su arıtma tesisi hizmete alınmış olacak. Bu rakamlar İzmir’in doğasıyla uyumlu bir şehir olması yönündeki çabamızın, İZSU’nun gösterdiği özverinin ve lider bir kuruluş olduğunun kanıtı niteliğinde. Bütün bu çalışmaların tamamlanması ile birlikte İzmir'de arıtması olmayan yerleşim kalmayacak. Yaşadığımız iklim krizi atık suları son derece değerli hale getirdi. Arıtmalardan çıkan suları sanayide, tarımsal sulamada ve kentsel yeşil alanlarda kullanılmak üzere geri kazanıyoruz. İlk etapta 9 atıksu arıtma tesisinde geri kazanım üniteleri kurmak için çalışmalarımızı başlattık” ifadelerini kullandı.

Sorunu kaynağından temizliyoruz Yüzülebilir körfez hedefi doğrultusunda bugüne kadar öngörülenden çok daha farklı bir plan uygulamaya koyduklarını ifade eden Soyer, “Körfezi, içinden değil, sorunun kaynağından itibaren temizlemeye başladık. Bu yüzden çalışmalarımız göze pek görünmüyor olabilir. Fakat biz Buca’da, Bornova’da ve Körfez havzasının tüm bölgelerinde yıllardır bekleyen yağmur suyu ayrıştırma projeleri için kazma vurduk. Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık. Son iki yılda 72 kilometrelik ayrıştırma kanalı tamamlandı ve ihalesini yaptığımız 62 kilometrenin  yapımına başlandı. Bu yıl ise 204 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımını ihale ediyoruz. Ayrıca 250 km yağmur suyu hattının daha proje çalışmaları devam ediyor ve önümüzdeki sene yapım ihalesine çıkılacak. Böylelikle, 2024 yılına kadar 588 km yağmursuyu ve kanalizasyon hattı ayrıştırmasını yapacağız. Süreç tamamlandığında, İzmir sel riskinden kurtulacak, arıtma tesisimizin ömrü uzayacak ve aşırı yağmurlu günlerde körfeze karışan kirlilik kaynağı ortadan kalkacak. Körfezin kirlilik kaynağının yüzde 70’ini tamamen ortadan kaldıracağız” dedi.

Körfez için Balçova çok önemli Yağmur suyu hattında Balçova'nın önemine vurgu yapan Soyer, şöyle devam etti: “Balçova etabını tamamladığımızda tüm bu bölgedeki kanalizasyon suları artık Çiğli Arıtma’ya değil, Narlıdere’deki arıtma tesisine gidecek. Bu da Narlıdere’deki tesisimizin kapasitesinin iki kat artırılmasını gerektiriyor. İZSU bu konuyla ilgili tüm hazırlık çalışmalarını tamamlamış olmasına rağmen, Milli Savunma Bakanlığımız’dan arıtmanın kapasite artışına dair nihai onayı henüz alamadık. Bu nedenle tüm Meclis üyelerimizin Körfez için tarihi öneme sahip bu proje için Mili Savunma Bakanlığımız’dan gerekli onayın alınması konusunda desteklerini bekliyoruz.”

Kökünden çözeceğiz Körfezi temizlemenin öncelikle yağmur suyu ayrıştırma kanallarıyla mümkün olacağını, bu projelere yoğunlaşacaklarını kaydeden Soyer, “Gerekli teknik incelemeleri tamamladıktan sonra, Körfezin temizlenmesi için yağmur suyu ayrıştırma kanallarının çok daha öncelikli ve zaruri olduğuna kanaat getirdik. Sirkülasyon kanalı projesi yapılsa bile, birleşik sistem devam ettiği, yani yağmur suyu hatları ve kanalizasyon sistemi birbirinden ayrılmadığı sürece körfezin kirlenmesinin önüne geçilemeyeceğini net bir şekilde gördük.  Özetle, sürekli kirlenen bir şeyi yüzeysel olarak temizlemeye çalışmak yerine, kirliliğin kaynağını kökünden ortadan kaldırmaya karar verdik. Aldığımız tarihi karar, bilimseldir, gerçekçidir ve İzmir Körfezi’ni bir daha kirlenmemek üzere temizleyecek olan yegane yöntemdir. Bu nedenle tüm Meclis üyelerimizden 588 kilometrelik yağmur suyu kanalı ayrıştırma hedefimizi kısa sürede gerçekleştirmek için tam destek bekliyorum. 588 kilometrelik yatırımımız tamamlandığında, Güzelbahçe’de aldığımız Mavi bayrak unvanı, etap etap körfezin içlerine, İnciraltı’na ve ardından Konak ilçemize doğru yaklaşacak. Dahası şehrimizdeki sel riski ortadan kalkacak ve Çiğli Arıtma Tesisi’nin ömrü uzayacak” ifadelerini kullandı.