İnanç Koç: Üzerimizde daha büyük bir sorumluluk var

Pınar Karşıyaka’nın tecrübeli kaptanı İnanç Koç takımın kadrosundaki değişiklikleri, yeni bir kimya oluşturma sürecini ve hedeflerini TBF TV'den Şansın Tokyay'a samimiyetle değerlendirdi.

İnanç Koç: Üzerimizde daha büyük bir sorumluluk var
Karşıyaka Haber

-Pınar Karşıyaka için başarı dolu bir dönemin ardından kadroda değişikliklerle yeni bir sezon başlıyor, nasıl geçiş dönemi yaşıyorsunuz? Ufuk Sarıca’nın Pınar Karşıyaka’ya gelmesi ile beraber emin adımlarla ufak ufak ilerleyen bir projenin sonucu olarak geçen sezonu şampiyon tamamladık. O takımın dağılmaması zaten sürpriz olurdu. Neticede başarı hem maddi hem manevi olarak ödüllendirilmeliydi. Bu sporun doğasında olan bir şey ve biz de bunu bekliyorduk. Tabii uzun yıllar beraber çalışmış bir ekip için büyük değişiklikler yaşamak kolay olmuyor. Gidenlerin yerine yeni oyuncular geldi ve yaşanacak olan geçiş dönemini en kolay şekilde atlatmak için çaba sarf edeceğiz.  Yazılı olan ve olmayan kuralları içeren sistemimiz değişmediği için bu dönem daha rahat geçecektir. Sezon öncesi kamplar ve birlikte geçirilen vakitler de hep bu geçiş dönemini minimum sürede bertaraf etmek için. O herkesin bildiği ‘Pınar Karşıyaka’ havasını tekrar oluşturacağız. Bu sene üzerimizde daha büyük bir sorumluluk var çünkü sezon sonuna dek son şampiyon olarak anılacağız ve bu sorumluluğun bilincindeyiz. -Bu sezon Euroleuge gibi daha ağır bir yükünüz de var ki Pınar Karşıyaka o seviyede mücadele etmeyi çok istedi ve başardı… İnsanlara Türkiye’de başarısı ile Euroleague’i hak eden takım hangisi diye sorsanız bence herkes Pınar Karşıyaka derdi. Bizim kulübümüzün ve şehrimizin bir basketbol kültürü var. Hak edilmiş ve kazanılmış bir şekilde geldiği için de Euroleague bizim için çok kıymetli. Bundan 6-7 sene önce biz hedefimiz Euroleague dediğimiz zaman herkes bize bu bütçelerle olmaz diye gülüp geçiyordu. Doğru insanlar buluşunca ve doğru adımlar atılınca her şeyin mümkün olduğunu gördük. Tabii ki Euroleague Avrupa’nın en büyük organizasyonu ve yabancı olduğumuz bir organizasyon ancak biz bir basketbol şehrini ve bir basketbol kültürünü temsil ediyoruz ve elimizden geleni yapacağımıza kimsenin şüphesi olmasın. Karşıyaka’nın nasıl bir taraftar grubuna sahip, nasıl zorlu bir deplasman olduğunu gösterme amacındayız ve Euroleague’e renk katarak gidebildiğimiz yere kadar gitmeye çalışacağız.

-Karşıyaka’da takıma ve Ufuk Sarıca’ya olan büyük sevgi size nasıl yansıyor? Ben Karşıyakalıyım. Eşim de Karşıyakalı, çocuklarım da… Ben Karşıyaka’da büyüdüm ve şunu söyleyebilirim ki en küçük esnaftan en büyük iş adamına kadar herkesin Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı ile ilgili bilgisi vardır. Takıma yeni gelen oyunculara benim ilk söylediğim şeylerden biri şudur, ‘Bir mekânda yemek yediğiniz zaman, hesap ödendi lafını duyarsanız şaşırmayın’. Bizim yaşadığımız şehirde herkesin bize karşı ilgisi ve bizimle ilgili bilgisi vardır. Bu kültürün içinde yaşamak yabancı oyunculara da büyük rahatlık veriyor tabii. Son yıllarda yabancı oyuncularımız salona bisikletle gelip gidiyorlar mesela. Biz gerçek anlamda kafamızı basketbola verebilecek kadar rahat bir hayat yaşıyoruz. Bu huzurlu ortamın oluşmasında Ufuk Ağabey’in ve oyuncuların olduğu kadar taraftarın etkisi de çok büyük. Onların desteği, ilgisi ve bilgisi bizi her zaman iki kat motive ediyor. Geçen sene Eurocup’ta oynarken de Karşıyaka taraftarı herkesin dikkatini çekip Avrupa’da haber oldu. Karşıyaka’da taraftarın bizleri bağrına basması o kadar doğal bir süreç ki biz oyunculara sadece basketbola konsantre olmak kalıyor.

-Oyuncu kadrosunda gerçekleşen değişikliklerin ardından geçen seneki kimyayı tekrar yakalayabilmek aşağı yukarı ne kadar zaman alır? Değişen oyuncular var ama sistemimiz değişmediği için zorlanacağımızı düşünmüyorum. Ufuk Ağabey’in koyduğu ve bizim son yıllarda uygulamakta olduğumuz yazılı ve yazısız kurallar var. Birlikte hareket etiğimiz zamanlardan tutun maça çıkarken ki ritüelimize kadar. Yine de ne olursa olsun geçiş dönemleri için biraz zamana ihtiyaç olur. Geçen sene de mimiklerimizle anlaşma durumuna bir anda gelmemiştik. Biraz zaman ve karşılıklı güven ile kısa bir süre içinde takım kimyamızı oturtacağımızı düşünüyorum. Şu anda bile yeni gelen arkadaşlarımız buradaki ortamın ne kadar özel ve farklı olduğunu gördüler. Bizim hedeflerimiz her zaman yüksektir. Bu saatten sonra Pınar Karşıyaka için geri dönüş olamaz. Önceliğimiz Euroleague’de kalıcı olabilmek. Ligde ise amacımız son şampiyon apoletimizi korumak.

-Bu hafta İstanbul’da üç tane hazırlık maçı yaptınız, bu maçlar nasıl geçti? Hafif tempoda diyebilir miyiz? Hazırlık maçları pek hafif tempoda geçmez. Sezon öncesi çalışmalar devam ederken ne kadar antrenman yaparsak yapalım maçların havası başka olur. Maçta karşılaşacağınız ikili mücadelelerle antrenmanda karşılaşamayabilirsiniz. Biz şu anda yaşadığımız geçiş dönemini en zararsız şekilde atlatarak en hazır hale gelmeye çalışıyoruz. Hazırlık maçları yapmak durumun nasıl olduğunu görmek açısından çok önemlidir. Ufuk Ağabey’in de bize katılmasının ardından işin rengi de iyice değişecektir. Yedi – sekiz kadar hazırlık maçı ve Pınar Cup bitecek, sonrasında gerçek hayat başlayacak. Lig, Cumhurbaşkanlığı Kupası, Euroleague ve Türkiye Kupası maratonlarına hazır olmak için bu hazırlık maçları ve ciddiyet şart.

Röportaj: Şansın Tokyay