Hamilelikte şeker yükleme testi mutlaka yapılmalı
Hamilelerde şeker yükleme testinin anne ve bebek sağlığı açısından zararlı olup olmadığı kamuoyunda tartışılırken. Ege Üniversitesi (E.Ü.) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.…
Prof.Dr. Erol Tavmergen şeker yükleme testinin şeker hastalığını engelleyecek bir test olmadığını, bu testin gebelik sırasında ortaya çıkabilecek şeker yüksekliğinin anne karnındaki bebeğin iç organlarında ortaya çıkabilecek bazı olumsuz durumların tespiti amacıyla yapılan bir test olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Tavmergen “Dünyadaki tüm sağlık dernekleri gebe takip kılavuzlarıyla hamilelikte şeker yükleme testini tavsiye etmektedirler” dedi.
Şeker yükleme testini plasentadaki gelişmeleri takip açısından önemli bir test olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tavmergen gebeliğin 24-28 haftaları arasında duruma göre 50-75 ve 100 gr şeker yükleme testinin yapılmasının gerekliliğini vurguladı. Bu test sırasında bazı olumsuzlukların yaşanabileceğini fakat bunun normal bir durum olarak karşılanması gerektiğini belirtti.
RİSK TAŞIYAN HAMİLELER
Prof. Dr. Tavmergen infertil vaka, polikistik yumurtalıklı olgular, tüp bebek uygulamaları sırasında insüline karşı duyarlılığı olanlar gibi hamileliklerde şeker yükselme riskinin görüldüğünü dile getirdi. Bu tür gebeliklerin kontrollerini sıklıkla yapılması gerektiğine dikkat çekti. Gebeliğin son üç ayı içerisinde anne adayında yüksek şeker çıkması durumunda bazı olumsuzlukların yaşanabileceğini belirten Porf.Dr. Tavmergen “Çocuğun içerisinde bulunduğu su miktarının fazlalaşabileceğini, rahimin ileri derecede büyümesine veya gerilemesine, erken doğuma sebep olabileceğini ifade etti. Şeker riski olan anne, çocuğu beklenenden daha iri doğurur. İri doğan bu çocukların iç organları tamamen gelişmemiştir, akciğer sorunu yaşayabilir ve fizyolojik sarılık süresi uzayabilir. Obez , polikistik gebeler, geçmişinde iri çocuk doğuranlar, yakın akrabasında şeker hastalığı bulunanların hamileliğin 24-28 haftaları arasında daha çok özen göstermelidir” dedi.
Prof.Dr. Tavmergen rutin yürüyüş, egzersiz, dengeli ve yeterli beslenme karbonhidrat metabolizması üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini de ifade etti.