En eskisi 1935 yılına ait 25 bin kibrit kutusu bu koleksiyonda
Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi tarafından düzenlenen “Müze Söyleşileri” etkinlikleri kapsamında, “Vasati 40 Çöp” konferansı gerçekleştirildi.
Konferansa; EÜ İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zuhal Özel Sağlamtimur, EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Dilek Maktal Canko, EÜ Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyo Ege Kampüs Koordinatörü Öğr. Gör. Gamze Erol ve koleksiyon meraklıları katıldı. Sergide, EÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur’un en eskisi 1935 yılına ait 25 bin parçalık kibrit kutusu koleksiyonu, katılımcılara tarihi bir yolculuk yaşattı.
Her dönemin farklı özelliklerinin kibrit kutuları üzerine yansıdığını ifade eden Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur, “İnsanlar, binlerce yıl boyunca çeşitli teknikler kullanarak ateş yakmaya çalışmıştır. Uzun süren arayışlardan sonra 17. yüzyılda keşfedilen kibrit sayesinde bu sorun büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Birincil ihtiyaçların karşılanması için ateş yakmak amacıyla kullanılan kibrit ve kutusu, ülkemizde de özellikle 1900'lerden 2000'lere kadar günlük yaşamın önemli bir parçası olmuştur. Bu bağlamda, kibrit ve kutusu Türkiye endüstri kültürüne ait taşınır endüstri miraslarından olan bir seri imalat nesnesidir. Taşınabilir endüstri mirası olarak kabul edilen kibrit ve kutusu, dünyada ve ülkemizde kültürel belleğin somut kalıntılarından birisi olarak günümüzde değer bulmaktadır. Kibrit kutuları temel tüketim ürünü ve teknik işlevinin yanı sıra, kutusu üzerinde yer alan grafik öğeler aracılığıyla toplumsal belleğin aktarılması ve toplumun bilinçlendirilmesi için bazen bir toplum mühendisliği aracı olarak, bazen de propaganda ve reklam aracı olarak kullanılmıştır” dedi.
“Kibrit kutuları tüketim kültürüne yön veriyordu” Kibrit kutularının, toplumun tüketim alışkanlıklarını yönlendirmede dahi kullanıldığını ifade eden Doç.Dr. Sağlamtimur, “Türkiye piyasasını ele geçiren rakibi çakmak karşısında perakende sektöründeki varlığını sürdüremeyen kibrit, tüm ekonomik yaşamı boyunca, hem devlet tarafından, hem de özel sektör tarafından güncel politikaların belirlediği ve pazarın durumuna göre değişkenlik gösteren stratejilere sahip olmuş bir ürün olarak hayatımızda uzun bir süre yer almıştır. Ayrıca kibrit kutularının üzerinde bulunan desen veya grafikler, toplumun tüketim alışkanlıklarını yönlendirmesi ve belirlemesi bağlamında da en ucuz mesaj iletme yöntemi olarak her zaman önemli olmuştur. Ancak kibrit, günümüzün değişen teknolojik ve ekonomik koşulları altında varlığını sürdürmekte zorlanan bir ticari metaya dönüşmüştür. Günümüzdeki ucuz çakmak üretimi ve elektrikli ocaklar nedeniyle kullanımı giderek azalan kibritin, gelecek yıllarda varlığını nasıl devam ettireceği belirsizdir. Günümüzde çok yaygın kullanım alanı bulamasa da, kibrit farklı tasarım ve ölçülerde, özellikle oteller, yeme, içme ve eğlence sektörlerinde reklam amaçlı promosyon olarak tercih edilmektedir” diye konuştu.
Koleksiyonda 140 ülkeden 25 bin kibrit kutusu yer alıyor Koleksiyonun hikâyesini anlatan Doç. Dr. Sağlamtimur, “Aslında 5-6 yaşında yaptığım şey koleksiyondan ziyade bir oyundu. Çocuk aklımla 100 kibrit kutusunu alıp eve getirdiğimde yapmak istediğim şey ileride kibrit piyasadan kalkacak ve yalnızca bende kibrit olacak gibi bir düşünceydi. Diğer bir unsur da biriktireceğim nesnelerin ucuz olmasıydı. Yurt dışından gelen ilk kibritlerim mahalleden hacca gidenlere verdiğim siparişlerdi. Gelirken hurma değil, kibrit getirmelerini istiyordum. Önce tuhaf bulunan bu isteğim zamanla anlayışla karşılandı. Adıyaman’ın dışına giden herkes dönerken gittiği yerden bana kibrit kutusu getirmeye başladı” dedi.
Henüz 5 yaşındayken kibrit kutusu biriktirmeye başlayan Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur’un koleksiyonunda 12 bini yerli olmak üzere 130-140 ülkeden topladığı 25 binden fazla kutu yer alıyor.