Ege Tıp’tan otizm farkındalık projesi

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Sezen Köse ile Prof. Dr. Burcu Özbaran ve asistanları, otizme yönelik farkındalığı…

Karşıyaka Haber

Doç. Dr. Köse, otizmin nedenleri, tedavisi ve ailelere önerileri içeren bilgilere “www.farkindayim.org” adresinden ulaşılabileceğini söyledi. EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, duyarlı çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Özbaran ile Doç. Dr. Köse ve ekibine teşekkür etti. EÜTF Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Sezen Köse ile Prof. Dr. Burcu Özbaran ve asistanları, özellikle pandemi sürecinde sağlık kuruluşlarına başvuramayan ailelere rehber olması amacıyla sosyal sorumluluk projesi geliştirdi. Çocuklarda otizm, nedenleri, tedavileri ve yeme bozuklukları gibi konuları mercek altına alan öğretim üyeleri, görseller oluşturup hazırladıkları internet sitesini de kullanıma sundu. EÜTF öğretim üyelerinin, toplumun her kesime ulaşabilecek sosyal sorumluluk projelerine imza attığını söyleyen EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Özellikle pandemi sürecinde sağlık kuruşlarına başvuramayan ailelere yönelik önemli çalışmalara imza atıldı. Otizm konusunda farkındalığı artırmak ve ailelerin bu alanda güvenilir bilgiye ulaşmasını sağlayacak çalışmalarından dolayı hocalarımızı tebrik ediyorum. Maddi ve manevi olarak her zaman kendilerini destekliyoruz” diye konuştu. Otizm spektrum bozukluğunun (OSB), beyin bağlantı ve işlevselliğinin etkilendiği genetik temelli nörogelişimsel bir bozukluk olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Sezen Köse, “En önemli belirtileri sosyal etkileşim ve iletişimdeki niteliksel kısıtlılıklardır. Bunun yanı sıra tekrarlayıcı, takıntılı davranışlar, ilgi alanları ve duyusal hassasiyetler de tanı kriterleri arasında yer alır. OSB’da belirtilerin sayısı, şiddet düzeyi ve seyri her çocukta farklı olabilmektedir. Bazı çocukların belirtileri daha ağır iken ve zihinsel sorunlar da eşlik ederken bazı çocuklarda ise belirtiler hafif olabilir, zihinsel kapasiteleri normal ya da yüksek olabilmektedir” dedi.   Her 100 çocuktan 2’sinde görülebilir Otizmin erkeklerde daha sık görüldüğünü dile getiren Doç. Dr. Köse, her 100 çocuktan 2’sinde otizme rastlanabileceğini vurguladı. Otizmli her bireyin farklı işlevsellik düzeyi ve eşlik eden farklı durumlar nedeniyle farklı ihtiyaçları bulunduğunu kaydeden Doç. Dr. Köse, “Bu nedenle hazırlanacak tedavi programları bireysel ve bütüncül olmalıdır. Bilinen, bilimsel dayanaklı en yaygın müdahale yöntemi özel eğitim uygulamalarıdır. İlaç tedavileri; eşlik eden agresyon, öfke, kendine zarar verici davranışlar, hiperaktivite, dikkatsizlik, tekrarlayıcı davranışlar, uyku, kaygı ve duygu durum bozuklukları gibi durumlarda kullanılmaktadır. İlaç tedavilerinin genel hedefi, otizmli bireylerin eğitim ve diğer müdahalelerden faydalanmasını artırmak, şiddetli ve uyum bozucu olan davranış sorunlarını azaltmak, eşlik eden mevcut psikiyatrik tabloları tedavi etmek ve işlevselliği artırmaktır. Tedaviye ailenin katılımı, iş birliği ve ebeveyn eğitimi çok önemlidir” diye konuştu. Ailelere öneriler Doç. Dr. Köse ailelere de önerilerde bulundu. Ebeveyn tutumlarının otizme neden olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Köse, “Otizm belirtileri ‘Uyaran eksikliğine bağlıdır’ diye düşünülmemeli, mutlaka değerlendirilmeli ve müdahale edilmelidir. ‘Büyüdükçe geçer diye beklemek’ doğru değildir. Eğer ki annenin/babanın çocuğun iletişim becerileri ve sosyal gelişimi ile ilgili bir endişesi varsa mutlaka ciddiyetle ele alınmalıdır. Bu konuda hem farkındalık oluşturmak hem de ailelere doğru ve bilimsel bilgiler sunmak amacıyla Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında ekibimizle birlikte hazırladığımız web sitemizden de (www.farkindayim.org) ayrıntılı bilgi ve önerilere ulaşabilirler. Erken tanı ve erken başlanan yoğun davranışsal eğitimler seyirde çok önemlidir. 3 yaş ve öncesinde başlanan tedavi programlarının etkisinin daha fazla olduğu bildirildiği için ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tüm çocukların 18, 24 ve 36. ayda otizme özgün taranmasını önermektedir” diye konuştu. Otizmin belirtileri ve nedenleri Otizmin, çoğul genetik faktörler ve gen-çevre etkileşimi sonucu beyin gelişimi, nöral bağlantılar ve işlevselliğinin etkilenmesi ile ortaya çıktığına değinen Prof. Dr. Burcu Özbaran ise ailede bir tane etkilenmiş çocuk olması durumunda, otizm spektrumunun ikinci çocukta tekrarlama riskinin arttığının altını çizdi. Çevresel faktörlerden ileri yaşta anne-baba olmanın otizm ile ilişkili olduğuna dair kanıtlar bulunduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Özbaran, belirtilere yönelik, “Otizm belirtileri gelişimsel dönemlere ve çocuğun gelişimsel düzeyine göre farklı seyredebilir. Okul öncesi dönemde en önemli belirtiler; göz temasındaki yetersizlik, adını seslenince yanıt vermeme, duymazdan gelme, ilgi ve sevincini paylaşmama, parmakla işaret etmeme, taklit becerilerinde kısıtlılık, senaryolu oyun oynayamama, dil becerilerinde yetersizlik, heyecanlanınca, sevinince yaptığı kendini sıkma, kasma, el çırpma, ellerini izleme davranışlarıdır. Oyuncakları sıralama, dizme, döndürerek oynama, dönen şeylerle aşırı ilgilenme gibi basmakalıp tekrarlayıcı oyunlar, duyusal hassasiyetler gözlenebilir. Bazı çocuklar rakamlar, arabalar, trenler, robotlar, uzay, bayraklar gibi kısıtlı alanlara aşırı ilgili olabilir. Okul döneminde; dikkat ve sosyal ilişkilerdeki sorunların okul yaşantısını olumsuz etkileyebilir” dedi.