Dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke:Türkiye
“18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası” kapsamında,İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu ev sahipliğinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Narlıdere Huzurevi Yaşlı ve Rehabilitasyon Merkezi, Türkiye Alzheimer Derneği…
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ahmet Adem Tekinay, Orman Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Nihat Sami Çetin ile Narlıdere Huzurevi Yaşlı ve Rehabilitasyon Merkezinde kalan yaşlılar ve öğrencilerin izlediği panelde konuşmacı olarak; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr.Yasemin Tokem, İKÇÜ Sağlık Hizmetleri MYO Müdürü Yard..Doç.Dr.Mustafa Soyöz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir İl Müdür Yardımcısı Metin Kurşun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Narlıdere Huzurevi Yaşlı ve Rehabilitasyon Merkez Müdürü Zekeriya Alan, Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Görsev Yener, Alzheimer Derneği İzmir Şubesi Başkanı Doç. Dr. Nil Tekin hazır bulundu.
Hepimiz yarının yaşlılarıyız
Panelin açış konuşmasını yapan İKÇÜ Sağlık Hizmetleri MYO Müdürü Yrd.Doç.Dr.Mustafa Soyöz, kültürel değerlerin büyük ölçüde yitirildiği günümüz toplumlarında yaşlıların, ailede bir fazlalık gibi algılandığını söyledi. Onları sadece özel günlerde hatırlamanın yanlış olduğunu ifade eden Yrd.Doç.Dr.Soyöz, “Asırlarca Türk aile yapısı içinde yaşlılar sözü dinlenilen, tecrübelerinden istifade edilen, geçmişi geleceğe bağlayan, gelenek, görenek ve kültürü genç nesillere aktaran büyük olarak baş tacı edilmişlerdir. Türk toplumu bu temel kural doğrultusunda, toplumsal dayanışmayı yaşamın her evresinde ilke edinmiştir. Yaşlılara bugün gösterilecek sevgi ve saygı, gelecek kaygılarımızı azaltacak, hangi yaşta olursa olsun, tüm bireylerin yaşama güvenle bakmalarını sağlayacaktır. Unutmayalım ki hepimiz yarının yaşlılarıyız” diye konuştu.
Yaşlılarımızı yaşam alanlarından koparmadan bakmalıyız
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir İl Müdür Yardımcısı Metin Kurşun ise “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturuna sahip bir kültürümüzün olduğunu söyledi. “Aynı apartmandaki, aynı mahalledeki yaşlılarımızın farkına varmalıyız” diyen Kurşun, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir iline bağlı 7 adet resmi huzurevi,1120 kişilik kapasitesi dolu olan 35 adet de özel huzurevi bulunmaktadır. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi, Ödemiş ve Selçuk Belediyelerine bağlı 3 tane de 350 kişi kapasiteli huzurevlerimiz bulunmaktadır. Kurum olarak yaşlı bakımı politikasında değişikliklere gitmek istiyoruz. Yaşlılarımızı kuruma alıp, bakımını sağlamanın dışında; yerinde bakım da büyük önem arz etmektedir. Kişiyi, yıllarca yaşadığı evinden, mahallesinden, uzaklaştırmak istemiyoruz. Sınırlı bir alanı olan bir kurumda kalmak yaşlı için çok zor. Tamamen bakıma döndüğünde tabii ki kuruma verilebilir. Ama yaşlılarımızı bulunduğu yerden koparmamalıyız” şeklinde konuştu.
İzmir’de bir ilk: Yaşlı Yaşam Evleri
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Narlıdere Huzurevi Yaşlı ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Zekeriya Alan, Yaşlı Yaşam Evleri projesi hakkında bilgi verdi. Alan, 60 yaş üzerindeki yaşlıların, ev ortamından soyutlanmadan, bakımlarının gerçekleştirilmesi için İzmir’de ilk defa bu projenin hayata geçirildiği kaydetti. Huzurevini, yaşlılara sadece bakılan bir yer olmaktan çıkartıp, onların sosyal hayatın içinde olmalarına da katkı sağlayan bir yaşam alanı yaptıklarını belirten Alan, “3’ü Narlıdere’de ikisi Bayındır’da olmak üzere 5 adet Yaşlı Yaşam Evi açıldı. Yaşlı Yaşam Evlerimizde 3 oda, salon, mutfak, banyo gibi ortak yaşam alanları bulunmaktadır.Maddi sıkıntısı olsun olmasın, evinde tek başına yaşayan yaşlılarımızı bu evlere kabul ediyoruz. Gün içerisinde ev ortamında bulunan tüm hizmetler görevli personel tarafından yerine getirilmektedir.Diğer bir hizmet olarak gündüzlü bakım modelini başlattık. Yaşlı büyüklerini gündüz kuruma bırakan aileleri, akşamları iş çıkışlarında alabilmektedirler” diye konuştu.
2050 yılında dünya nüfusunun yüzde biri Alzheimer’lı olacak
Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr.Yasemin Tokem, dünyada 26 milyon kişinin Alzheimer’li olduğunu aktardı. Tokem, “Türkiye’de bu sayı 400 bin kişidir. Yapılan bir araştırmaya göre 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde biri Alzheimer’lı olacak. Bu ciddi üzerinde düşünülmesi gereken bir veridir. Yaş ortalaması arttıkça risk artıyor. Bu farkındalığı erkenden kazanmamız gerekir” dedi.
Türkiye, dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke
Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Görsev Yener, Türkiye’nin hızla yaşlanan ülkelerden birisi olduğunu hatırlatarak artan hastalık yükünün yarattığı risklere dikkat çekti. Türkiye’nin Kore’den sonra dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke olduğunu belirten Prof. Dr. Yener, “Bundan 60 yıl önce yaşam süresi 46 iken,şimdi 72’dir. Bu rakamlar oldukça ciddi bir sıkıntı ile karşılaşacağımızı gösteriyor. Her 3 bunama olan kişiden ikisinde Alzheimer görülmektedir. Eskiden çok güzel yemekler yapan bir anne artık pilavın nasıl yapıldığını sormak için kızını arıyorsa burada bir sorun başlamış demektir”
“İzmir’de ciddi projeler gerçekleştiriliyor”
Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şubesi eski Başkanı Uzm.Dr.Aysel Gürsoy, dernek çalışmaları hakkında bilgi verdi. İzmir’de ciddi projeler gerçekleştirildiğini kaydeden Gürsoy, Alzheimer hastalığını tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi bugün için ne yazık ki olmadığını, ancak erken tanı, tedavi, ilaçlara hemen başlanılmasının, kişinin sosyal hayatının düzenlenmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Torunu olur musunuz?
Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şubesi Başkanı Doç. Dr. Nil Tekin, İzmir'de 6-7 bin civarında Alzheimer hastası olduğuna dikkat çekti. Hastalığın kişiliği değiştirdiği bilgisini veren Doç. Dr. Tekin, "İnsanlar günlük basit işleri bile yapamaz hale gelirler. Bu hastalığı en iyi anlayan insanlar, hastalara bakanlardır. Bu hastalık hem zordur hem de psikolojik ve ekonomik boyutları ağırdır" dedi. Alzheimer hastalığının nedeninin henüz tam olarak bilinmediğini ifade eden Doç. Dr. Tekin, gençlerin dernek etkinlik ve projelerine katılımlarını vurguladı. Tekin, “Gençlerimizi Torunu Olur musun?” projesine davet ederek yaşlı büyüklerine manevi destek vermeye çağırıyoruz” dedi.
Yaşlı bakım teknikerliğine ilgi artıyor
İKÇÜ Sağlık Hizmetleri MYO Öğretim görevlisi Perihan Çetin, bu alanda İKÇÜ’de yapılan eğitimlere dikkat çekti. Çetin, yaşlı bakımını meslek olarak seçen gençlerin, okurken Narlıdere Yaşlı Bakım Merkezinde pratik yapma imkânına sahip olduklarını belirtti. Yaşlı Bakım teknikerliğinin önümüzdeki süreçte giderek önemi artan meslekler arasında olduğunu söyleyen Çetin, “Birçok üniversitenin, bu gereksinimi gidermek için ön lisans düzeyinde Yaşlı Bakım Teknikerliği bölümünü açtıklarını görüyoruz” dedi.