Balbay'dan Cumhurbaşkanı'na sert tepki
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbay Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın ülkemizin farklı illerinden geldiği ifade edilen bir grup kaymakam ile yaptığı toplantıyı TBMM gündemine taşıdı. Balbay TBMM Başkanlığına, Başbakan…
Cumhurbaşkanının 26 Ocak 2016 tarihinde gerçekleştirdiği söz konusu toplantıyı ağır bir şekilde eleştiren Balbay, Cumhurbaşkanının anayasanın 104 ncü maddesi ile görev ve yetkileri ortadayken, yürütme organına karşı sorumlu olan ve görevleri anayasa ve yasalarca belli olan kamu yöneticilerini toplantıya alıp, kanunsuz emir ve talimat veremeyeceğini, bununla anayasayı daha ileri bir adımla çiğnediğini iddia etti.
Balbay, Cumhurbaşkanının bu tutum ve eylemlerinin hükümetin basiretsizliği ve karşı tutum sergileyememesinden olduğunu vurgulayarak, “bu ülkede hiç kimse kanunlar önünde ayrıcalıklı olamaz. Anayasamızın 10. maddesi bunu açık bir şekilde hükme bağlamıştır” dedi. Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın kaymakamlarla gerçekleştirdiği toplantının içeriğine dikkat çeken Balbay; "Cumhurbaşkanı yeri geldiği zaman mevzuatın bir kenara konularak, zihinsel inkılabın devreye sokulması gerektiğini ve “ben bunu bu şekilde yaparım” demelerini ve yapmalarını talimat etmiştir" diyerek Başbakan Davutoğlu’na “zihinsel, inkılabın devreye sokulmasının ne demek olduğunu sordu ve şunları söyledi, “Cumhurbaşkanının kamu yöneticilerine uymak zorunda oldukları mevzuatı yeri geldiğinde dikkate almamalarını söyleyemeyeceğini, bu resmen kanunsuz emir vermek ve anayasa, yasa ve mevzuatı Cumhurbaşkanı olarak ben zaten takmıyorum, sizlerde işinize geldiğinde takmayın” demektir.
Başbakanın bu toplantıya ve içeriğine yönelik bir yorumu ve değerlendirmesi olmamasının kamu yöneticileri arasında bir ayrışmaya meydan vereceğini vurgulayan Balbay “Cumhurbaşkanı siyaseti sürekli ayrıştırma üzerinden götürmektedir. Bunu son olarak kamu yöneticileri üzerinde yapmaktadır. Başbakanın buna müsaade etmesinin kendisinin de anayasamızı çiğnemesi anlamına gelecektir” diye konuştu.
Balbay son olarak Davutoğlu’na Cumhurbaşkanı'nın bu tutum ve davranışları yanısıra sizin de sessizliğinizi dikkate aldığımızda, ülkemize daha özgür, daha çoğulcu ve demokrasimizin geliştirildiği bir anayasayı bu mantıkla mı yapacağız diyerek şu sorularına yanıt istedi;
Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmasında kaymakamlara yeri geldiği zaman mevzuatın bir kenara konularak, zihinsel inkılabın devreye sokulması gerektiğini vurgulamış “ben bunu bu şekilde yaparım” deyin ve yapın talimatı vermiştir. Bu ifadeler kanunsuz emir vermek ve bürokrasiyi kanunlarla belirlenmiş görev ve sorumluluklarının dışında hareket etmeye davet etmek değil midir? Ayrıca Cumhurbaşkanının ifade ettiği “zihinsel inkılabın devreye sokulması” ne demektir? Cumhurbaşkanı toplantıda kaymakamlara “paralel devlet yapılanmasıyla ilgili çalışmalarda” neden kendi özel kalemini arama talimatında bulunmaktadır? Cumhurbaşkanının bu tutum ve eylemleri Başbakan ve Bakanlar Kurulunun sorumluluğunda görev yapan bürokrasiyi ayrıştırmak değil midir? Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetmekte Başbakan olarak sizi ve Bakanlar Kurulunuzu yetersiz mi görmektedir? Yürütme organı olarak sizin görev, yetki ve sorumluluğunuzda hizmet veren bürokratlara Cumhurbaşkanı neden özel talimat ve telkinde bulunmaktadır? Cumhurbaşkanının kaymakamlarla gerçekleştireceği toplantı için olurunuz alınmış mıdır? Toplantıya hangi ilden hangi ilçe kaymakamları katılmıştır? Cumhurbaşkanı başka hangi kamu yöneticileri ile benzer toplantılar gerçekleştirecektir? Anayasanın 104 ncü maddesi ile Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri belirlenmiş iken, Cumhurbaşkanı hangi görev, yetki ve sorumlulukla bu toplantıları gerçekleştirmektedir? Cumhurbaşkanının bu davranışlarını ve sessizliğinizi dikkate aldığımızda, özgür, çoğulcu ve demokrasimizin geliştirildiği bir Anayasayı bu mantıkla mı gerçekleştireceğiz?