''Bağımsız gazetecilik güçlendirilmeli''
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin 44 aydır yürüttüğü ‘Güçlü Gazeteci, Özgür Medya’ programının ilk bölümünün kapanış zirvesi kapsamında düzenlenen ‘Türkiye’de ve Avrupa Birliği’nde Bağımsız Gazeteci Olmak’ konulu atölye çalışması tamamlandı. Zirvede bağımsız…
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), Avrupa Birliği (AB) tarafından finansal desteği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) iş birliği ile yürütülen ‘Güçlü Gazeteci, Özgür Medya’ Programı’nın 44 aylık süreci kapsayan projenin ilk döneminin kapanışı gerçekleştirildi. :Başarılı bulunarak 3 yıl daha uzatılan projenin ilk bölümünün kapanışı, Türkiye’de ve Avrupa Birliği’nde Bağımsız Gazeteci Olmak’ konulu uluslararası bir çalıştay ile tamamlahdı. İGC Uluslararası Basın Merkezi’nde gerçekleşen programa, İzmir medya temsilcileri ve yabancı gazeteciler katıldı. Bağımsız gazeteciliğin dünyadaki örneklerini ve deneyimlerini gazeteciler Stelyo Berbarakis, Alexandra Enberg paylaşırken, dünya genelinde bağımsız gazetecilere destek olmak için çalışan Article 19 Platformu temsilcisi Suay Boulougouris de Türk gazetecilere sağladıkları destekleri paylaştı. Çalıştay gazeteci Prof. Dr. Doğan Tılıç’ın düzenlediği atölye çalışması ile sona erdi. İGC Projeler Koordinatörü Reyhan Şenay, Özgür Gazeteci Güçlü Medya projesinin 3 yıl daha devam edeceğini duyurdu. SİSTEMATİK BİR BASKI SÜRECİ İÇİNDEYİZ Uluslararası Bağımsız Gazetecilik Zirvesi’nde konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye’nin uzun zamandır zorlu bir süreçten geçtiğine dikkat çekerek “Sistematik bir baskı süreci içindeyiz. Biz bunu çok derinden yaşıyoruz” diye konuştu. Türk medyasında bağımsız gazeteciliğin devam etmesinin tek yolunun birlikte mücadeleden geçtiğini aktaran Başkan Gappi, “Basın özgürlüğü için ‘örgütlü gazeteciler ve güçlü medya’ projesini başlattık. Projeyi İzmir’de birkaç ayağa oturttuk. İlk ayağı eğitimler olarak yaklaşık 500’e yakın meslektaşımıza düzenli en az 3 aylık eğitimler verdik. Eğitimler gerçekten başarılı bir şekilde devam ediyor. Onun ötesinde son yıllarda medyanın geldiği düzenden dolayı işsiz genç gazeteci sayısında artış var. Onların meslekteki bağının olduğunu hissettirmek adına telif desteği verdik. Doğru projelerde bir araya gelebiliyorsak, gazetecilerin çalışma şeklini kolaylaştıracak bir zemin hazırlıyorsak bu birlikte ve örgütlü hareket etmemiz sayesinde oluyor” ifadelerini kullandı. TÜRKİYE ZOR BİR SÜRECE GİRİYOR Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş da kamuoyunda ‘Dezenformasyon Yasası’ olarak bilinen kanun teklifine ilişkin verilen mücadeleye değindi. Yasa teklifinin şimdilik geri çekildiğini hatırlatan Durmuş “Önümüzde seçimler var ve Türkiye yoğun bir baskıyla karşılaşacağı bir sürece giriyor. Diyarbakır’da 15 meslektaşımızın tutuklanması da tesadüfi değildi. Sansürlerin artacağı, erişim engellerinin artacağı bir sürece giriyoruz. Bu süreçte bunun karşısında gazetecilerin örgütlü gücü duracak. Gazeteciler olarak birlikte durabilirsek bu saldırıları aşabiliriz” sözlerini kaydetti. İKİ YAKA ARASINDA GAZETECİLİK Türkiye ve Yunanistan’daki basını değerlendiren Stelyo Berbarakis, iki ülke arasındaki ilişkilerin kamuoyuna doğru yansıtılması için iki yaka arasındaki gazetecilerin eskiden olduğu gibi yeniden bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. Basın özgürlüğünün Yunanistan’da Türkiye’ye göre biraz daha iyi olduğunu söyleyen Berbarakis, Yunanistan’da da baskı araçlarının olduğuna dikkat çekti. Berbarakis, “Yunanistan da Türkiye’den artısı yok. O da hemen hemen basın özgürlüğü konusunda Türkiye gibi” dedi. Berbarakis, “Gazetecilerin yeniden iki ülke arasındaki iletişim için gidip gelmesi gerekir. İki ülke arasındaki sorunların kamuoyunda daha iyi anlaşılması ve objektiflik anlamında bu değerli. Benim kafamda öyle bir hayal var. Eskiye dönelim. Gazeteciler birbiriyle tanışsın” sözlerini kaydetti. BAĞIMSIZ GAZETECİLİK İÇİN SİSTEM DEĞİŞMELİ Toplumsal kültürdeki farklılıkların medya üzerindeki baskı unsurlarını da olumlu ya da olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Prof.Dr.Tılıç, gazetecilerin etik davranışlarını etkileyen koşulları sıraladı. Gazetecilerin etik ve bağımsız davranışlarını aşağıdan yukarıya sıralayan Prof.Dr.Tılıç, “Kitle, Gazeteci, Medya Kurumları, Medya Sahiplik Yapısı, Medya Atmosferi. Bu başlıklar iç içe geçen halkalar halinde gazeteciyi etkiliyor” dedi. Medyanın bağımsız olması için aşağıdan yukarıya etkinin olması gerektiğini söyleyen Prof.Dr.Tılıç, “Artık medya sahipleri gazetecilikten başka her işi olan dev aktörler. Siyanürle altın arıyorlar siz o patronun gazetesinde siyanürle altın aramanın doğaya zararlarından bahsedeceksiniz. Bu mümkün değil. Medya kuruluşlarının kendi tarihleri de yayın türünü etkiliyor” sözlerini kaydetti. Medya atmosferinin gazetecilik mesleğini etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Tılıç, “Bu sistemin bütünü değişmeden biz bağımsız gazetecilik yapamayız. Asıl mesele sistemin bütününü değiştirmek” dedi. Gazetecilerin tüm toplumsal mücadelenin parçası olması gerektiğini dile getiren Tılıç, “Emekçiler, yoksullar, işçiler medyadan kayboldular. Görünmez oldular. Geleneksel medya sahipliği yapısında sağ gazetelerin bile işçi sendika sayfaları vardı. O sayfalar yeni medya sahipliğiyle birlikte hızla medyadan görünmez oldular” sözlerini kaydetti. Medya atmosferinin olabildiğince demokratikleştirilmesi için örgütlü mücadele edilmesi gerektiğini aktaran Tılıç, zirvenin sonuç bildirgesini gazetecilerle oluşturdu.