Ali Musa Bina: ''15 Temmuz Direniş Ruhu yolumuzu aydınlatıyor''
Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, 15 Temmuz'un yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Mesajında, 15 Temmuz'u alçak bir işgal girişimi olarak değerlendirdiklerini belirten Ali Musa Bina, "Tüm Şehitlerimize Rabbimizden rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyor ve şükranla anıyoruz. Zalimlerin hem bu dünyada hem de ahirette yaptıklarının hesabını vereceklerine inanıyoruz" dedi.
Bina, mesajının devamında şunları kaydetti: "Bundan bir yıl önce Fethullahçı Terör Örgütü, bu millete boyun eğdirmeye, yönetime el koymaya yeltendi. Bu girişimi bir darbenin yanında bir işgal girişimi olarak değerlendiriyoruz. Biz millet olarak, bu davanın hem mağduru, hem müştekisi, hem tanığı hem müdahiliyiz. 15 Temmuz bir şehadet geçididir. 15 Temmuz, Çanakkale’nin kınalı kuzularının, Kafkasların, Sarıkamışların, Yemenlerin hikâyesidir. 15 Temmuz bir şehadet şölenidir! 15 Temmuz bir diriliş gecesidir! 15 Temmuz bir iman manifestosudur! 15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız!"
ÜST AKLIN OYUNCAĞI OLMADIK
15 Temmuz'da hain darbe girişiminin başarılı olması durumunda Türkiye'nin darbenin arkasındaki üst aklın oyuncağı haline gelip, ekonomik olarak bir sömürü ve yağma ülkesine dönüşme tehlikesi geçirdiğini söyleyen Bina, "Darbe girişimi sonucu 250 kahraman kardeşimiz şehit, 2 bin 193 kardeşimiz de gazi oldu. 15 Temmuz bize iki şey hatırlatıyor; Birincisi; FETÖ’cü ihanet. İkincisi; kahramanca direniş, vatana sadakat, şehadet ve yeniden diriliş. İhaneti de sadakati de unutmayacağız ve unutturmayacağız. üzerinden bir yıl geçmesine rağmen belli kesimlerin hala 15 Temmuz ihanetinin boyutunun idrakinde olmadığını görüyoruz. Darbe başarılı olsaydı 16 Temmuz sabahı nasıl bir felakete uyanacaklarının farkında değiller. Darbe başarılı olsaydı Eski Türkiye’nin FETÖ'cü modifikasyonuna uyanacaktık. Darbe geçekleşseydi Türkiye bu darbenin arkasındaki üst aklın oyuncağı haline gelecek, ekonomik olarak da bir sömürü ve yağma ülkesine dönüşecekti. 13 yılda dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz haklarımız elimizden alınacaktı. Darbe girişimi başarılı olsaydı, muhacirler sığınacak bir yurt bulamayacak, mazlumlar kendilerine uzanan yardım elini kaybedecekti. İşte bu gerçeklerin farkında olan milletin sadık evlatları o gece 'Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' diyerek bir insan seline dönüştüler ve zulmün tankını topunu uçağını bombasını ezip geçtiler. Bu nedenle darbe ve işgal girişiminin başarılı olmasını canları pahasına önleyen şehitlerimize ve gazilerimize bir vatan borçlu olduğumuzu unutmayalım" ifadelerinde bulundu.
1 MİLYON ÜYEMİZLE MEYDANLARDAYDIK
Memur-Sen'in 1 milyon üyesiyle darbe girişiminin ilk dakikalarından itibaren sokaklara indiğini söyleyen Bina, "O gün hiçbir hesap yapmadan, 'ama', 'fakat', 'lakin' demeden kelle koltukta, 'Kim demiş her şeyin bitişi ölüm / Destanlar yayılır mezarımızdan' diyerek alanlara aktık. Bu ülkenin büyük küçük yüzlerce binlerce sivil toplum örgütü, mensuplarıyla o gün 2 meydanlara çıktı. Örgütsüz kitleler de o gün aynı duyguyla alanlardaydı. O gün aramızdaki bütün farklılıkları bir kenara koyduk; sen veya ben demedik 'biz' olduk. 'Vatan da, meydanlar da bizim' dedik, alanları kardeşlik alanları kıldık. Bir olduk, gerçek anlamda biz olduk, ümmet olduk. Gördük ki, düşman ne kadar güçlü, tuzaklar ne kadar profesyonel olursa olsun, şuurlu bir milletin üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey, alt edemeyeceği hiçbir düşman ve bozamayacağı hiçbir tuzak yoktur" şeklinde konuştu.
DARBELERLE BAŞ EĞDİRME DEVRİ KAPANMIŞTIR
Bina, açıklamasını şöyle bitirdi: "15 Temmuz darbe girişimi, emperyalistlerin bölgemizde uzun zamandır sergiledikleri kirli oyunların yeni bir perdesidir. FETÖ ise bu oyunda senaryonun gereğini yapan bir aktördür. Üst akıl dediğimiz küresel terör şebekesi, küresel faiz lobisi, küresel emperyalist çete 15 Temmuz’da yenildi. Bütün tezleri çöktü. FETÖ’cü darbecilere sahip çıkan, kucak açan ülkelere de buradan sesleniyoruz: Bu milleti PKK ile DAİŞ ile yıkamadınız FETÖ’yle de yıkamayacaksınız. Artık darbelerle millete baş eğdirme devri 15 Temmuzla kapanmıştır. Ama asla meydanlardaki zaferi mahkeme salonlarında kaybetmeyeceğiz. O nedenle FETÖ davalarını takip edelim. Müdahil olalım. Mahkeme salonların önünde çadırlarımızı kuralım. Milli İrade Nöbetleri gibi şimdi de Adalet Nöbetleri tutalım. 250 şehidimizin hatıralarına ve ailelerine, 2 bin 193 gazimize, kazandığımız 15 Temmuz zaferine sahip çıkalım. Nasıl ki 15 Temmuz ve devam eden günlerde meydanlarda direniş çadırları kurup nöbet tuttuysak, bugün de Fethullahçı Terör Örgütü, kirli emelleri, ahlaksız stratejileri, algı operasyonlarıyla birlikte tümüyle bertaraf edilene kadar nöbetimizi sürdüreceğiz. O gün ne kadar müteyakkız idiysek bugün de aynı his ve bilinçle teyakkuz halindeyiz. 15 Temmuz’da kanımızla kurtardığımız emanetimizin, davamızın, geleceğimizin, inancımızın, sinsi stratejilerde kaybedilmesine izin vermeyeceğiz."