Alaattin Yüksel: ''Beceriksiz Hükümet bizi suçluyor''
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 50 milyon vatandaşın kimlik bilgilerinin CHP İzmir örgütü tarafından sızdırıldığını söylemesi üzerine açıklama yapan CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, 2011 yılında kurdukları vatandaşın kimlik bilgisi ve…
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, bilişimden sorumlu İl Başkan Yardımcısı Salih Çiftçi ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Başbakan'ın "Vatandaşların kimlik bilgileri CHP İzmir teşkilatından sızdırıldı" yönündeki iddiasını değerlendirdi. CHP İzmir İl Başkanı Yüksel, "Türkiye yine büyük bir manipülasyon ve gündem değiştirmeye uyandı. Özellikle Türkiye'de yürütülen algı operasyonunda son zamanlarda AKP iktidarı tarafından İzmir merkez yapılmaya çalışılıyor. Dün Başbakan'ın açıklamaları, geçen hafta bir skandal olarak ortaya saçılan 50 milyon yurttaşımızın kimlik bilgilerinin yurt dışında elden ele dolaştığı yönündeki haberler üzerineydi. Bu skandalın bir numaralı sorumlusu olan hükümet yine 'bunu üzerimden nasıl atarım'ın çabası içine girmiştir. Her sıkıştığı noktada Başbakan ve hükümet bu sıkışmışlıktan kurtulmanın yolunu kendi işlediği suçu CHP işlemiş gibi göstermeye çalışarak çıkmaktadır. Çok büyük bir manipülasyonla, saptırma, algı operasyonuyla karşı karşıyayız. Geçen hafta içinde benim AKP İl Başkanı Bülent Delican'ın İzmir'le ilgili tutarsız karıştırıcı açıklamalarına yanıt verirken konuşulması gereken asıl mesele 50 milyon yurttaşın kimlik bilgilerinin nasıl yurtdışına sızdırıldığı, nasıl ele geçirildiği idi. Konuşulması gereken şey her gün yedi şehit veriyor olmamızdı. Bunu hazırlayan iktidarın politikalarının sorgulanmasıydı. PKK ile görüşmelerin sorgulanmasıydı. PKK ile yaptıkları anlaşmalar sorgulanmalıydı. Ensar Vakfı gibi bir vakıf içinden patlayan çocuklara taciz suçunun konuşulması gerekiyordu. Yasalara göre ilk ve orta öğretim çocukları için özel yurtlar açılması yasak olmasına rağmen iktidara yakın vakıfların bunu serbestçe yapabildikleri hatta hükümet cephesi tarafından desteklendikleri ortaya çıktı. Bunların konuşulması gerekiyordu." "BİZE VERİLEN BİLGİ 30 PARTİYE DE VERİLDİ" CHP İzmir İl Başkanı Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun tek sorumlusu bu ülkeyi yönetenlerdir. Hükümet kanadı hükümet cephesidir. 'Bundan nasıl kurtuluruz' diye bir çaba içine girdiler. Başbakan YSK tarafından partilere verildiğini partilerin genel merkezlerinin de teşkilatlarına örgütlerine verdiği ve bu sırada İzmir İl Örgütü'nün bu bilgileri sızdırdığı yönünde açıklamalar yaptı. Şu anda CHP'de olmayan eski bir milletvekilinin de yargıda olduğunu söyledi. 2008 ve 2009 yıllarını işaret ediyor. Bizim e-seçmen uygulamamız 2011 seçimlerinde başlatıldı, tam anlamıyla 2014 yılında kullanıldı. Başbakan'ın sözünü ettiği tarihte böyle bir olay yoktu. O zaman bu bilgiler satılıyordu. GSM şirketleri tarafından satılıyor, isteyen herkes bunlara ulaşabiliyor rahat rahat kullanabiliyordu. 2011 yılına geldiğimizde bize YSK'nın verdiği bilgiler, 30 partinin genel merkezine verdiği bilgilerle aynıdır. İlk kez CHP sağlıklı şeffaf bir seçim yapılabilmesi için seçimler üzerindeki şaibenin dedikoduların ortadan kaldırılması için son derece güzel bir çalışma yapmıştır. E-seçmen uygulaması seçmen sorgulamasıdır. Genel Merkez'in vatandaşa baba adı ve kimlik numarası ile ilgili oy kullanacağı sandığı bulması için verilen bilgidir. CHP, YSK bilgisini kimseyle paylaşmamıştır. Bize de gelen bilgiler aynı sınırlılıktaydı. Seçmen, baba adı ve kimlik numarası ile girip hangi sandıkta oy kullanabileceğimizi görüyorduk. Bizim adresimizde başka seçmen, sahte seçmen var mı onu görebiliyorduk. Benim evimde başka seçmen var mı onu görüyordum. Benim evimde hiç tanımadığım bilmediğim iki isim çıkmıştı." "SEÇİMLER ŞAİBELİ HALE GELECEK" CHP İzmir İl Başkanı Yüksel, hükümetin kimlik bilgilerini koruyamadığını suçu CHP'ye attığını ileri sürerek şöyle konuştu: "Bu açıklamaların iki nedeni olduğunu düşünüyoruz. Bunlar önümüzdeki dönemlerde eski gizlilik dönemlerine dönmeye çalışıyorlar. YSK siyasi partilerle bu bilgileri paylaşmayacak ve seçimlerde de hileyi açık bir hale gelecek. Şaibeli hale gelecek. İktidar partisinin elinde bu bilgiler olduğu için seçime hile karıştırmayı planladıklarını düşünüyorum. Seçimlerdeki şeffaflığı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir algı operasyonudur. 2004- 2009 arası bunlar her gün konuşulan konular. Bu beceriksiz hükümet bu korumayı yapamadığı için kendi suçunu başka yerlere atma meselesidir. Seçim güvenliği ile ilgili akıllarının arkasında birtakım çalışmaların olduğudur. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın da 'demek ki bir takım önlemler almak gerekiyor. Bir takım bilgileri partilerden gizlemek gerekiyor' yönünde açıklamaları vardı." "BİR AKP'Lİ EMREHAN HALICI'YA DAVA AÇTI" CHP İzmir İl Başkanı Yüksel, hukuki alanda da mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ellerinde IP numarası var. Hükümet, bunun gerçekte olup olmadığını açıklamak zorundadır. Böyle bir suçlamayı bize yapamaz. Gerekirse dava açarız. Eski bir milletvekili açıklaması muğlaktır. Eski milletvekillerimizi zan altında bırakmaktadır. Söyledikleri Emrehan Halıcı tanıma uyuyor. Halıcı, şu anda partide değildir ama son derece değerli çalışmalar yapmıştır. CHP sayesinde iktidar daha dikkatli olmak zorunda kalmıştır. O sırada bir AKP'li tarafından şikayette bulunuldu. AKP'li kişi, 'ben buraya girdiğim zaman anne, baba adımı görüyorum bunu görmek istemiyorum' diye şikayette bulunmuştur. Bununla ilgili olarak dava açmıştır. O dava da henüz sürmektedir. Sanırım bununla ilgili bir şey. İzmir'in bu tür konularla ilişkisi olamaz. Sorumlu 14 yıllık AKP iktidarıdır. Bu bilgiler UYAP'ta, İçişleri Bakanlığı'nda, Sağlık Bakanlığı'nda ve MİT'te de var. Bizim yaptığımız çalışmada yurttaşlar hangi sandıkta oy kullanabileceği görüyordu. Sahte seçmeni önlemeye yönelik bir çalışmaydı bu. Bizden başka uygulayan olmadı. Bize atılan bir iftiradır. Başbakan tarafından İzmir'e yönelik bir saldırıdır. Hukuk çerçevesinde mücadelemizi sürdüreceğiz."