İsmail Sivri’siz geçen 8 yıl…
Geride bıraktığımız Temmuz’un son haftasının başında; önce Cumhuriyet Meydanı’nda ki “İzmir Gazi Heykeli”nin 83. yıldönümünü, son terör şehitlerimiz için, saygı duruşunda bulunarak, hüzünle kutladık.
“İzmir Gazeteciler Cemiyeti”nin 69., “9 Eylül Gazetesi”nin 3. yıldönümlerini de, son şehit acılarımız nedeniyle sakin, sessiz bir tören ortamında, anlamlı konuşmaların yapıldığı ve doğru mesajların verildiği bir kutlama ile yaşadık. Perşembe günü ise; 9. hasret yıldönümünde emsalsiz kadın hakları savunucumuz ve kadınlarımızın haklarına sahip çıkmalarının ilk öncüsü, gerçek kadın önderi ve lideri, çok yönlü Sanatçı –Gazeteci -Yazar Duygu Asena’yı andık. Duygu Asena’yı andığımız, aynı gün, 4 yıl önce yitirdiğimiz İzmir Barosu’nun unutulmaz Başkanlarından, emsalsiz hukuk adamı, yazar ve düşün adamı Av. Cengiz İlhan’ı, Karşıyaka Soğuk kuyu Kabristanında andık.
Bugün 2 Ağustos. 8 yıl önce Bugün, 2 Ağustos 2007 günü İzmir’lilerin en çok sevdiği isimlerden Gazeteci-Yazar İsmail Sivri’yi yitirmiştik. Bugünün Pazar’a rastlaması nedeniyle İsmail Sivri’mizi, Yarın; 3 Ağustos Pazartesi Sabahı, Saat: 11.00’de Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerindeki Anıt Heykeli’nin önünde anacağız. Aynı tören esnasında 6 yıl önce 3 Ağustos’da yitirdiğimiz İzmir’li Kadın Önderi Marika Korsini ile 21 yıl önce 5 Ağustos’da yitirdiğimiz İzmir’li Gazeteci -Yazar Barış Selçuk için de saygı duruşunda bulunacağız. Şimdi İsmail Sivri’yi tanımayanlara tanıtmak istiyorum; Kendisini sevenler tarafından yaşadığı günlerde “Reis ül Muharririn”(Gazeteci ve Yazarların Başkanı) unvanıyla anılan İsmail Sivri, babamdan sonra sevdiğim ve değer verdiğim iki isimden biriydi. Sık sık yansıttığım gibi; diğer isim ise Mazhar Zorlu’dur. Her ikisinin de ortak özelliği kendilerinden önce daima halklarını düşünmüş olmalarıdır. Düşünmek ile de kalmayıp her fırsatta “toplum için bir şeyler yapabilmiş” olmaları ve bu özellikleriyle hiç unutulmamalarıdır. Evet bu değerlerimiz; yaşamları boyunca sayfalara sığmayacak hizmet ve eserlere imza atmışlardır. 15 Ocak 1927 tarihinde Kırkağaç’ta doğan ve 80 yaşındayken yitirdiğimiz İsmail Sivri, tam 60 yıllık aktif gazeteciydi. İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun olmuş, kendisini çok iyi yetiştirmiş,
Türk Basın ve Yayın hayatının en büyük ustalarıyla çalışarak; mesleğinin sırlarını Nazım Hikmet, Falih Rıfkı Atay, Zekeriya Serter, Sedat Simavi, Orhan Seyfi Orhon, Orhan Kemal, Burhan Felek, Ali Naci Karacan, Bedii Faik, Sabahattin Ali, Vala Nurettin, Refii Cevad Ulunay, Cevat Şakir, İsmet Kültür, Asım Kültür, Behzat Bilgin, Şevket Bilgin, Kemal Ilıcak gibi emsalsiz değerlerden öğrenmişti. Türkiye’nin en önemli olaylarını aktif gazeteci olarak İstanbul’un Babiali’sinde yaşamış ve yazmıştı.
1948 yılından itibaren Dr. Hasan Sukuti Tükel’in ilgisiyle İzmir Anadolu Gazetesi’nde stajer muhabir olarak başladığı aktif gazetecilik yaşamını İstanbul’da sırasıyla; Yenisabah, Dünya, Son Telgraf, Vatan, Tercüman, Havadis ve Milliyet gazetelerinde sürdürmüştü. Basının mutfağından yetişmiş bir gazeteci olarak gazetecilik mesleğinde yapmadığı iş kalmamıştı. Onun için en büyük mutluluk İzmir’e yerleşmek ve çok sevdiği Milliyet’de çalışmaktı. 1960 yılından itibaren, tam 19 yıl İzmir’de Milliyet Gazetesinin İzmir Temsilciliğini başarıyla yürüttü. İzmir’de emsalsiz dostluklar edindi. Herkesin sevgilisi oldu.1979 yılında kendi isteğiyle emekli oldu. Tercüman Gazetesi’nde ve TRT ’de üst düzey görevler aldı. Ağabey dediğim İsmail Sivri’nin en önemli özelliği, çok başarılı bir Sivil Toplum önderi olmasıydı. 1957 yılında üye olduğu “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”nde; Süleyman Ferid Eczacıbaşı, Mazhar Zorlu, Dr.Behçet Uz, Reşat Leblebicioğlu, Enver Saatçıgil, Hasan İkbal, Şerif Remzi Reyend, Feyzi Kaya, Osman Kibar, İhsan Alyanak, Emine Dizgin, Nuri Savaş, Nermin Arpacıoğlu gibi ünlü İzmirlilerle tam 50 yıl İzmir’li fakirler için hizmet üretti. “İzmir’i Sevenler Platformu”nun ve “Türk Başarı Ödülleri Kurulu”nun da kurucularından oldu.
Tam 16 yıl İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nde Başkan olarak meslektaşları için Basın Mesleğinin çağdaşlaşması için emsalsiz hizmetler üretti. İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile İzmir’i Sevenler Platformu’nun Onursal Başkanı da olan İsmail Sivri, İZFAK kısa adıyla anılan 1947’de kurulmuş “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”ninde Denetleme Kurulu Başkanı’ydı. Benim bildiğim 100’ün üzerinde ödülü vardı. Bu ödüllerden en önemli olanı sadece 23 kişiye verilen ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in elinden aldığı, ‘”Dr.Behçet Uz 20.Yüzyıldan İz Bırakan Başarılı Toplum Önderi Ödülü”dür.
İsmail Sivri ile Biz Baba Dostu’yduk. İsmail Sivri’nin Babası Ahmed Talad Bey rahmetli Babamın çok iyi dostuydu. İsmail Ağabey ile Lise’de okuduğu, 50 ‘li yıllarda Ben, henüz çocukken tanışmıştım. Yedek Subay elbisesiyle Karşıyaka’ da ki evimize sık sık geldiğini ve birlikte kahvaltı yaptığımız günleri çok iyi hatırlarım. O yıllarda Celal Bayar Cumhurreisi, Adnan Menderes ise Başvekil’di. İsmail Sivri’nin çok sevdiği Manisa’lı Dr. Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu ise Sağlık Vekiliydi. Benim gibi şu anda yaşı 55 - 65 olan pek çok gazetecinin Hocası da olan İsmail Sivri, E.Ü Gazetecilik ve Halkla İlişkiler (İletişim) Fakültesi’nde 11 yıl süreyle öğretim üyeliği de yaptı ve 3 ciltten oluşan ‘’Gazeteciliğin Temeli ve Uygulama Teknikleri’’ kitaplarını yazdı.
İsmail Sivri, bildiği her şeyi öğrencileriyle ve çevresiyle paylaşan mükemmel bir eğitimciydi. Özellikle çocuklarla çok kolay diyalog kurardı. “Çocukla çocuk, büyükle büyük” olmasını çok iyi bilirdi. Bu nedenle yazdığı çocuk kitapları, çocuklar tarafından zevkle okunmuştur. 1968 yılında İstanbul’da Yüksek Eğitime başladığım yıl, memur çocuğu olmam nedeniyle ciddi ekonomik sıkıntılarım vardı. Okul masraflarımı karşılayamıyordum. Telefonla derdimi İsmail Ağabey’e anlatmıştım. Bir baktım ki; İsmail Ağabey sadece benim için gece otobüs yolculuğu yaparak İzmir’den İstanbul’a gelmiş... Beni elimden tutup, Milliyet Gazetesine götürmüştü. Beni, Abdi İpekçi ile tanıştırdı. Benim Milliyet Gazetesinde geceleri çalışmak üzere Polis ve Adliye Muhabiri olarak işe başlamamı sağladı. Bir süre sonra yine onun tavassutuyla Milliyet’in ünlü magazin yazarı Ümit Deniz’in yanında Magazin Muhabirliğine başladım. İsmail Sivri’nin sayesinde Gazeteciliği öğrendim. Onun sayesinde 45 Yıl çalıştığım Halkla İlişkiler Mesleğine yöneldim. Beni Burhan Felek’le, Şükrü Gülesin’le, Altan Erbulak’la , Haldun Taner’le, Ercüment Karacan’la, Prof. Dr. Alaeddin Asna ile, Betül Mardin’le, İbrahim Çamlı’yla, Mehmet Turaç’la, Hasan Pulur’la, Cüneyd Koryürek’le, Namık Sevik’le, Turgut Atakol’la , İslam Çupi’yle ve sayısız ünlü isimle İsmail Ağabey tanıştırmıştı. İsmail Ağabey’in iyi bir “Stratejil İletişimci ve Halkla İlişkilerci” olmamda çok büyük rolü vardır. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığım yıllarda da en büyük desteği ondan gördüm. 1983 yılında Türkiye’nin İkinci Halkla İlişkiler Firması olarak açtığım; HİSDAŞ’ın kişilik kazanmasında bana verdiği desteği asla unutamam.Vefalı, Dost, İyi Yürekli, Hayırsever, Yardımsever, Hoşgörülü, Sempatik, Güler yüzlü, Sevecen bir kişi olan İsmail Sivri, herkesin dostuydu. Ayırım yapmadan tüm insanları severdi. Dayanışmacı ve paylaşımcıydı. Toplumun her kesimiyle iyi ve sıcak ilişkiler içindeydi. 4’üncü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’den itibaren Türkiye’nin tüm Cumhurbaşkanlarıyla dost olmuştu. İsmet İnönü ve Celal Bayar kendisine ismiyle hitap ederdi. Süleyman Demirel, Turgut Özal, Mesut Yılmaz başta olmak üzere Türkiye’nin tüm Başbakanlarıyla yakın ve dost ilişkiler içindeydi. Süleyman Demirel’e, Bülent Ecevit’e, Turgut Özal’a ve Erdal İnönü’ye Danışmanlık dahi yapmıştı. Yaşamı boyunca Kendisi ve Ailesi için hiç kimseden hiçbir şey istemedi. Ancak; İsmail Sivri, mağdurlar ve yardıma muhtaçlar için her şeyi herkesten isteme cesaretine sahipti. Garibanların ve Düşkünlerin iyilik meleğiydi. TRT’de Yönetim Kurulu Üyesi olmuştu. TRT’den verilen bir “huzur hakkı ücreti”vardı. Bu ücreti doğrudan doğruya Başkanı olduğum, “İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği”ne yatırttırırdı.
O parayla burslarını üstlendiği 3 Yüksek Okul Öğrencisi öğrenimlerini tamamladılar ve şu anda hayata atıldılar. Ayrıca; her ay 18-20 Ailenin yiyecek - İçecek ve mutfak masraflarını karşılardı. İsmail Sivri’nin hiç ayırım yapmadan insanlık için verdiği hizmetleri çok yakından izlemiş bir kişiyim. Onu bu özellikleriyle de her zaman minnet ve şükranla anıyorum. 20’nin üzerinde kitap yazan İsmail Ağabey’in; ‘’ Yeşil Pancurlu Ev ’’ deki öykülerinin bir bölümü film senaryosu dahi yapılmıştır. Çok sevdiği çocuklar ve gençler için yazdığı; Test Soruları, Türkiye Okullar Rehberi ve Üniversite Yılları kitapları ideal başvuru kitaplarıdır.
İsmail Sivri’nin İzmir’deki en iyi dostları Mazhar Zorlu ile Haşmet Uslu’ydu. Üçü bir araya geldikleri zaman muhteşem bir üçlü oluştururlardı. Neşe ve Coşku ortaya çıkardı. Espri Kültürünün bütün inceliklerini ortaya dökerlerdi. Hele onlara Şükrü Gülesin, Altan Erbulak, Arif Kayıra, Abdurrahman Özener, Tekin Çullu, Şevki Figen, Esin Özgener, Rıdvan Burteçin, Özdemir Arnas ve Namık Sevik de katıldı mı; Muhteşem bir neşe ve coşku tablosu ortaya çıkardı. Bu grup, Rahmi Koç’un, Erol Simavi’nin ve Abdi İpekçi’nin de katılmasıyla İstanbul’da da bir araya gelirlerdi. İsmail Sivri; Mazhar Zorlu’nun evlatları Kemal Zorlu ile Nafiz Zorlu’nun da öz amcaları gibiydi. İsmail Ağabey; Mazhar Zorlu’nun ve Haşmet Uslu’nun ailelerinin her zaman en yakın dostu olmuştur.
Çocukları çok iyi tanıyan ve çocuklara onların anladığı dille eğitici kitaplar yazan İsmail Sivri’nin; ‘’ Yürekli Kaplumbağa ’’, ‘’ Karınca Dostlar ’’,’’Atatürk Çocukları Çok Severdi ’’ kitapları ile 12 ciltlik ‘’ Atatürk Tarihi ’’ kitapları sık sık yeni baskıları yapılan ve en çok okunan kitaplarıdır. İsmail Ağabey’le sık sık konuşur, çok sık bir araya gelirdik. Özellikle Erdal İzgi ile birlikte güzel ve anlamlı sohbetlerimiz olurdu. Osmanlı Türk Mutfağına çok düşkündü. Kilosu yoktu ama yemek yemeyi severdi. Köfte hastasıydı. Köfte yemeye bayılırdı. İzmir’in tüm ünlü köftecilerini tanırdı. Günay Şimşek’in Kaymaklı Ekmek Kadayıfını pek severdi. Yaz aylarında Koruk ve Karadut Şerbetlerine bayılırdı. Kırkağaç’lı olması nedeniyle Kırkağaç Kavununu çok sever ve herkese mutlaka yedirirdi. Ünlü Kırkağaç’lı Şair Eşref’in ve Neyzen Tevfik’in bütün şiirlerini ezbere bilirdi. Kendisine özgü bir yazı yazma tekniğinin ve üslubunun sahibiydi. Her şeyi çok iyi değerlendiren, pozitif yönleri çok olan, Türkiye’yi ve Türk insanını çok seven, özellikle şehitler için gözyaşı döken, mağdurların, yoksulların ve fakirlerin durumlarına çok üzülen bir kişiydi. Bazen onlar için ağlardı. Gerektiğinde sevinç gözyaşları dökmesini de bilirdi. İstiklal Marşımızı zevkle söylerdi. Cebinde mutlaka Atatürk ve Türk Bayrağı resmi taşırdı. Yakasından Atatürk Rozetini çıkarmazdı. O gerçek bir vatanperverdi. Yaşamı boyunca hiçbir siyasi Parti’nin müptelası olmamıştır. Partiler üstü, tarafsız bir kişiydi. Atatürk Cumhuriyeti ilkeleri konusunda taraftı. Sivriliği hiç olmamış “Sivri” soyadlı müstesna bir kişilikti. Olağanüstü bir dosttu İsmail Ağabey.
Yüce Allah; 50 yıllık eşi Aysel Hanım’a, Babasının adını taşıyan oğlu Talat’a ve Annesinin adını taşıyan kızı Hikmet’e ve çok sevdiği ağabeyi Emekli Hakim Av. Yılmaz Sivri’ye sabırlar versin. İsmail Sivri’nin ölümü hepimiz için telafisiz ve tesellisiz bir acı olmuştur. Hepimizin onu çok arıyoruz. Hepimizin bir kez daha Başı sağ olsun.
Sekiz yıl nasıl geçti hiç anlayamadım. İsmail Ağabey’i bu 8 yıl içinde daima hep aradım. Onu çok özledim. Öldüğüne hala inanamıyorum. Sanki bir seyahata gitmiş, oradaymış gibi olmasını arzuladım istedim. Kendimi hep böyle kandırdım. Ama maalesef gerçek bu değil. İsmail Ağabey’de; Gidip te dönemeyenler arasında yaşıyor. İsmail Sivri’nin birlikte çalıştığı Sivil Toplum Örgütleri, geçen yıllar içinde onu hiç unutmadılar. Adına yarışmalar düzenlediler, ödüller verdiler. İsmail Sivri adına verilen burslarla öğrenciler okuyor. Onun adına yoksullar sevindiriliyor.
Konak’ın eski Belediye Başkanı Sn. A. Muzaffer Tunçağ’ın İsmail Sivri’nin son otuz yılını geçirdiği, Mahmut Esat Bozkurt Caddesinin girişindeki parka İsmail Sivri’nin Anıt Heykeli’ni yaptırmasını ve Bizlere 7 yıldır orada tören düzenleme onurunu yaşatmasını mutlulukla karşıladık. Sağolsun, Varolsun. İsmail Sivri, İzmirliler için unutulması çok zor olan bir değerler bütünüdür. O tam anlamıyla bir Cumhuriyet çocuğudur. Atatürk Cumhuriyeti’ne yürekten bağlı gerçek bir İzmirli’dir. Işıklar içinde yatsın Ruhu Şad Olsun...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!