Bugün müdür koltuğunda oturan Ali Osman Tatlısu'nun "günahı var mı, yok mu?" tartışmasını yapmayacağım.
Güzel işler yapmıyor değil. Bundan da övgüyle söz ettim, köşeye taşıdım. Yanlışlıklarında da uyarı yazıları yazdım. Teşekkür etti. "Bizim de hatalarımız olacak, mutlaka düzelteceğiz" dedi ve düzeltti de...
Geçmiş müdürlerin ağzından sıkça duyduğumuz "İzmir tesis cenneti" sözünün aksini savunan bir müdür olmasıyla da takdir ettim, Ali Osman beyi...
Bu konuda fikirlerimiz aynı.
O da, "İzmir tesis cehennemi" diyor... Tesis yapabilmek için de harıl harıl çalışıyor... İzmir-Ankara arasında adeta mekik dokuyor...
Ama sonuç ortada...
İzmir'in 100 yılı deviren kulüpleri, ne acıdır ki; "İzmir derbisi"ni Manisa'da oynamak zorunda kalıyor...
Vah... Vah... Vah...
AŞ olup da şu anda "petrol zengini" patronun elindeki Göztepe "ev sahibi" unvanını Sakarya'ya giderek kullanıyor... "Büyük Altay" olarak ünü Avrupa'yı da aşan siyah-beyazlılar, Menemen ilçesinde oynamak zorunda kalıyor... "AŞ olup da futbol büyük yatırım yapan" Altınordu Manisa'yı mesken tutuyor. Karşıyaka Buca'da oynamak istemese ne olacak? Acaba nereye gidecek? Yeşilova, İzmirspor, Ülküspor ve amatörlerin durumunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim... Onlar tek kelimeyle "yokluklarla" var olmaya çalışıyorlar...
Bir yanda bu tablo...
Diğer tarafta da: Yapılması gündemde olan ve ihalesi tamamlanıp, sondaj çalışması biten stadın mahkemeye taşınması...
Bu da bir başka tablo...
İsterseniz tesislerden oluşan sergiye söyle bir göz atacak olursak nelerle karşılaşacağız biliyor musunuz?.. Gerçekten acı bir tablo... Hep gözyaşı, isyan, karamsarlık... Bizim kentteki en iyisi, ülkenin en kötüsünden de kötü!..
Bırakalım onları da; baştaki konumuza dönelim... Halkapınar Spor Salonu'nda yaşadıklarımızı anlatalım...
Atatürk Stadı içinde, alel acele yaptırılan bugün "olmazsa olmaz..." durumuna gelen Halkapınar Spor Salonu'na şu günlerde basketbol maçı seyretmeye giderseniz, sakın yanınıza "battaniye" almayı unutmayın... Hatta, küçük salonda maç izleyecekseniz de; sizsiz olun yanınızda "gaz maskesi" bulundurun!..
Bostanlıspor'un yıldız erkekler ve 3. Ligdeki basketbol maçları peş peşe Halkapınar Spor Salonu'ndaydı...
Önce yıldız erkekler maçını izleme şansımız vardı. Alt yapı takımlarının maçlarının oynandığı salona girdiğimde korkunç bir koku ile karşılaştım... Hemen kendimi dışarıya attım... Ameliyatlı olmam nedeniyle salon "sağlığım için tehlike" arz ediyordu...
Bırakın beni, "sağlık için spor yapılan sağlıksız yer"de durmak sağlıklı insan için de tehlikeliydi...
Uzun süre görevli aradım...
Uzun yıllar hakemlik yapan, şimdi gözlemci olarak salonlarda bulunan arkadaşıma "içeride felaket bir koku var" dediğimde güldü... "Bugün daha iyi, biz de alıştık..." demez mi?
Ben de, neden salona giren hemen çıkıyor diye kendi kendime soruyordum ki... Gerçekle yüzleşmiştim...
Salona dört bir yandan giren, çıkan adeta... Gürültü, patırtı... Bir koşuşturmaca... Sanki santral garaj gibi... Şaşırdım kaldım...
Neyse... Bostanlıspor-Tofaş Gelişim maçını izlemek için salona geçtim...
Adeta buz damı!..
Onun için battaniyenizi yanınıza alıp da gidin diyorum...
Sizi fazla sıkmayayım... Zaten her zaman yaşanan "spor dışı uygulamalar" için gerekli şikayetler her zaman yapılıyor...
Dinleyen dinliyor da... Dinlemek istemeyenin bir kulağından bile girmiyor ki; diğerinden çıksın!..
Hakem hataları ve Tofaş'ın antrenör ve yedeklerinin oyunu alevlendirmesii, seyircinin öfkesi bir tarafa saha içinde güzel bir maç oldu... Zevk de aldık!
Maç bitti...
2 gün sonra TBF Disiplin Kurulu'ndan Bostanlıspor Kulübü'ne bir yazı geldi ve savunması isteniyordu. Disiplin Kurulu, maçın gözlemcisinin yazdığı "Maçın oynandığı salonda yer silicisi yok" sorusuna cevap arıyordu....
Şimdi, sayın Tatlısu ve sorumlu şube müdürü ile tesis amirine soruyorum:
"Bordroda o maçta görevli olan ve parasını Bostanlıspor tarafından ödenen GSM çalışanlarından hangisinin bu görevde olduğunun adını bildirir misiniz? Biz de TBF'ye iletelim, yoksa kulübe ceza gelecek!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!