Sevgili Dostlarım. Eskiden Biz; 10 Ocak’ları, GAZETECİLER BAYRAMI olarak, coşkuyla kutlardık. Şimdilerde ise <hüzün ve ızdırap günleri> olarak yaşıyoruz. Çalışabilecek durumda olan, sağlıklı ve gücü yerinde, aydın&entelektüel Gazetecilerinin, Yüzde 69’unun işsiz ve mağdur ya da tutuklu olduğu bir ülkede, basın emekçilerini bu durumlara sokanları, Siz Değerli Halkıma şikayet ediyorum. Buna neden olanlardan pişmanlık ve utanma bekliyorum.
Ocak Ayının İzmir’de çok hareketli geçeceğini, çeşitli organizasyonların yaşanacağını, anma törenlerinin; kültür ve sanat etkinliklerinin oldukça fazla olacağını sizlere bu köşeden yansıtmıştım. Bu arada; Gazetemiz Posta’nın manşetten verdiği ve tüm dünya medyasında yer alan acı bir mülteci çocuk haberinin devamı olarak, mültecilerle ilgili istenilmeyen acıların yaşanılması sürüyor. Geride bıraktığımız hafta içinde, yine Sahillerimizde Suriye’li mülteci dramlarından birini; aralarında çocukların da olduğu, kadınlı erkekli 39 Suriyeli’nin cesetlerinin daha sahillerimize vurmasıyla yaşadık ve hüzünlendik. Artık bu acıları yaşamak istemiyoruz. Bu katliamların sonlandırılmasını diliyoruz. 5 Ocak Salı günü önce; 18 yıl önce 33 yaşında yitirdiğimiz “Karşıyaka Delikanlısı” olarak tanınan, iyilik timsali, K.S.K. Voleybol Şubesinin efsane Başkanı Dr. Tibet Kızılcan’ı, ardından 13 yıl önce yitirdiğimiz, binlerce eserin güftekarı ve bestekarı, emsalsiz eğitimci, TRT Sanatçısı Yusuf Nalkesen ile TRT Türk Sanat Müziği Sanatçısı, Karşıyaka’lı İsmet Yazar’ı, her üçünü de ölüm yıldönümlerinde Karşıyaka Soğukkuyu Kabristanı’nda andık. 6 Ocak Çarşamba günü ise, İzmir’e sağlık ve eğitim kurumları kazandırmış olan ve halen de kurduğu kalıcı bir vakıfla yepyeni eserlerin yaratılmasını sürdürten, büyük hayırsever, “Salih Baba” olarak tanınan Salih İşgören’i 5’nci ölüm yıldönümünde Aşağı Narlıdere Kabristanı’nda eşi Nevvar İşgören ile birlikte andık. 7 Ocak Perşembe günü ise; 30 yıl önce, Amerika’da kazandığı birikimleriyle Gaziemir’de ki “Ege Serbest Bölgesi”ni kurarak, İzmir’in şahsında Türkiye ekonomisine ve sanayi hayatımıza döviz kazandırıcı emsalsiz değerler armağan etmiş, müstesna işadamı Kaya Tuncer’i çok sevdiği Kültürpark’ta andık. 8 Ocak Cuma günü ise, 7 yıl önce İzmir’de görevinin başında yaşama veda eden, İzmir Barosu’nun 3 dönem ard arda seçilmiş başarılı Başkanı, Büyük Atatürk Cumhuriyetçisi, şair ve yazar Av. Nevzat Erdemir’i Urla’da ki kabrinin başında andık. 8 Ocak’ta Şehit Gazeteci Metin Göktepe’yi, dün de K.S.K. Yelken Tesislerinde, efsane spor adamlarımızdan Mithat Erefe’yi, Beliğ Beler’i, Dündar Karakaplan’ı ve Savaş Özerdem’i andık. Bugün öğleden önce ise; 5’nci ölüm yıldönümünde, dünyaca ünlü moda ve giyim tarz sanatçımız, Stilist-Tasarımcı ve Eğitimci Hanife Çetiner’i, Balçova’da ki kabrinin başında toplanıp, andık. Yarın sabah ise; 26’ncı ölüm yıl gününde <Dert Babası> ünvanıyla tanınan, efsane gazeteci-yazar Özdemir Hazar’ı Karabağlar Paşa Köprüsü Kabristanında anacağız. 13 Ocak Çarşamba, öğleden sonra ise; 5 yıl önce, 28 yaşında mendebur kansere yenik düşen, güzeller güzeli, edebiyat şiir ve yazın ödülleri sahibi, 2 üniversite mezunu, çok Sevdiğim manevi Kızım PELİN ALPATIM’ı Doğançay Kabristanı’nda anacağız. 14 Ocak Perşembe Sabahı; Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi yüce bir değeri dünyaya getiren Anaların en yücesi “Zübeyde Anamızı” anacağız. 15 Ocak Cuma günü de; Kültürpark’ta ki “İzmir Sanat”ın Bahçesi’nde korunan, Heykeltıraş Prof. Tankut Öktem’in yarattığı müstesna Anıt Heykelinin önünde; <İzmir 68’liler Platformu> ve <İzmiri Sevenler Platformu> Dernekleri olarak; “Evrensel Türk Şairi NAZIM HİKMET RAN”ı 114’ncü yaş gününde anacağız. Nazım Hikmet’in 114’nci Doğum Yılı Anma törenleri programı içinde yer alan sürpriz etkinliklerimiz gün boyunca devam edecek. Ege’li ve İzmir’li 68 kuşağı devrimcilerinin her yıl gerçekleştirdikleri geleneksel buluşma birlikteliğinde; Tiyatro Dramaturju Kuramcısı ve Yazar Haluk Işık, Devlet Opera Sanatçısı Yunus Kırılmış, İzmir 68’liler Platformu ve EKÜP Başkanı – Gazeteci, Şair-Yazar Okan Yüksel ile Ege’li şair, yazar ve sanatçılar geleneksel anlamda duygu ve görüşlerini de ifade edecekler. Nazım Hikmet Sevdalılarına muhteşem bir gün yaşatmayı hedeflediğimiz etkinlikte, Nazım Hikmet’in 114’ncü yaş günü kutlamasına ithafen konuklara Nazım’ın çok sevdiği “Akide Şekeri”n den de dağıtılacak. Vefa anlamında henüz gerçekleştiremediğimiz çok şey var.
Önümüzdeki Cumartesi, 16 Ocak Sabahı, tüm yaşamını İzmir’e vakfetmiş, “İzmir’i Yeniden Yaratan Adam” olarak tanınan, Dr. BEHÇET SALİH UZ’un 123’ncü yaş gününü, İzmir’in Köprü Semtinde ki, Hakimevleri’nde adını taşıyan ve arazisi kendisi tarafından bağışlanmış, “Dr. Behçet Uz Parkı” nın içinde ki Anıt Heykeli’nin önünde, bu yıl da görkemli bir kutlama yaparak anacağız.
Dr. Behçet Uz, emperyalist düşmanın yakarak yok ettiği, harabeye çevrilmiş İzmir’i yeniden yaratmış Ege’li bir Cumhuriyet değeridir. Merhum Dr. Behçet Uz’un adının “ahde vefa” misali; kurduğu Kültürpark’a verilmesi gerekmez mi? Geçmişte kurduğu ve adının verildiği Çocuk Hastanesi’nden tabelasını bile kaldırtan zihniyet onu yaşarken çok üzmüştü. Yaşadığı günlerde yüreği burkularak kurduğu Çocuk Hastanesi’nin etrafında tur atardı, Ne acı ki; hakkı olan ismi, kendisinin kurduğu Hastanesi ne, ancak cenaze töreninin yapıldığı ve toprağa verildiği gün, yeniden verilebildi. Ben tam 30 yıldır yaptığım teklifimi bu yılda; İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne bir vatandaş olarak tekrar yapıyorum: <İzmir Enternasyonal Fuarı’nın kurulduğu Kültürpark Alanı; “Dr.Behçet Uz Kültürparkı” olarak isimlendirilmelidir. Kültürpark, kurucusunun adını almalıdır. Bursa’daki, Kocaeli’ndeki, Samsun’daki, Gaziantep’teki ve pek çok ilimizdeki Kültürpark’lar nasıl kurucuların adını taşıyorlarsa, bu hak da; Dr. Behçet Uz’un hakkıdır. Gecikmişte olsak, bu hakkı sahibine vermeliyiz.>
Dr. Behçet Uz, Cumhuriyetimizin ilk 37 yılı içinde memleket yararına aktif roller almış, emsalsiz bir hizmet mücahididir. 11 Eylül 1922 günü yüz yüze konuştuğu Gazi Paşa’nın talimatlarıyla yanık ve yıkık İzmir’in yeniden yaratılması için görev üstlenmiştir. Dr. Behçet Uz, 1923 İzmir İktisat Kongresi’ne, Gazi Paşa’nın isteğiyle aktif çalışanları temsilen, “Amele Grupları Baş Delegesi” olarak katılmıştır. Emperyalist düşmanın yakıp yıktığı Milli Mücadele sonrasının İzmir’ini 27 Temmuz 1932 günü açılışını yaptığı “Gazi Heykeli” töreniyle başlattığı yepyeni bir şehircilik anlayışı kampanyası ile yeniden yaratmıştır. Kültürpark, İzmir’in meydanları, parkları, cadde ve bulvarları tamamen onun eserleridir. 9,5 yıl süren Belediye Başkanlığı’ndan sonra Denizli ve İzmir Milletvekilliklerinde bulunmuştur. Sağlık Bakanlığı görevini yaptığı günlerde Türkiye’nin “İlk Sağlık Şurasını” toplamıştır.
İzmir Fuarı’nın Enternasyonal kişilik kazanması da Dr. Behçet Uz’un Ticaret Bakanlığına rastlar. Milletvekillikleri ve Bakanlık görevleri sırasında memleketin her tarafına ayırım yapmadan hizmet götürmüştür. Çok sevdiği kızı Mübeşşir’i 14 yaşında kaybedince kahrından kendisini tamamen Vatan, Millet ve kent hizmetine vermiştir. 27 Mayıs ihtilali sonucunda sanki hizmetlerinin mükafatı olarak Yassıada ve Kayseri zindanlarında ağırlanmıştır. Genel af sonrasında döndüğü İzmir’de ekonomik sıkıntı içine düşmüş olmasına rağmen; yılmamış, BEÇ adını taşıyan İzmir’in ilk Alışveriş Merkezini ve İzmir Maarif Kolejini Ege’ye kazandırmıştır. “İzmir İl Fakirlerini ve Fukaralarını Koruma ve Kollama Dernekleri”ni, “Kanserle Mücadele Cemiyetleri”nin kurulmasını ve çevrede yaygınlaşmasını sağlamıştır. Düzensiz, çarpık kentleşmeyi ve doğal değerlerin yok edilişini görüp; “hiç değilse Yamanlar eteklerini, Bayraklı ve Turan sırtlarını düzensiz yapılaşmaktan kurtarmak için <İzmir Atatürk Ormanı’nı ve Kültürpark’ı Koruma ve Anıt Yaptırma Derneği>’ni, Kültürpark’ın da Korunmasını sağlamak hedefiyle kurmuştur. Hasbelkader; Dr. Behçet Uz’un yarattığı, halen yaşatılan dernek ve kurumların da tamama yakınının muhafızlığını yani Başkanlığını şu günlerde, Sancar Maruflu olarak bendeniz sürdürüyorum... 30’ncu kez rica ediyorum; Dr. Behçet Uz’un adı, yarattığı en önemli eser olan Kültürpark’a verilmelidir. Bugün İzmir’de ne varsa Dr. Behçet Uz’un hizmet ve görev döneminin eseridir. Yeni yetişen gençler bu memleket için çalışmış, <Cumhuriyete kanat germiş> değerlerimize sahip çıkmalıdırlar, onları yaşatmalıdırlar.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!