Hayatım boyunca, çok beğendiğim bir ata sözü.
Genellikle, siyaset alanına yakışıyor.
15.Ekim.1998 yılında, ...
bir basın toplantımda söylemiştim, bu sözü.
Karşıyaka İlçe Başkanı olduğum sırada.
Yine, siyasetçiler için, dile getirmiştim.
Açıkçası;
TV. haberlerinde, yayınlandığında, ses de getirmişti,
Ayni ifadeyi, dönemin liderlerinden, eski başbakan,
Tansu Çiller hanımefendi de,
bir hafta sonraki bir demecinde, kullanmıştı.
Şimdi, ayni şeyi söylüyorum.
Değişen bir şey olmadığı için.
"ESKİ TAS, ESKİ HAMAM!..."
İnsan oğlu için söylenen bir söz.
İçerisinde rol alan aktörler, sadece ve sadece, insanlar.
Aslında, bu ata sözünü, herhalde, bilmeyen yoktur.
Küçücük çocuklar bile, bu sözleri öğrenerek büyüyorlar.
Bu son derece önemli ve somut örneklerle donanmış,
ata sözünü, insanoğlu, yaşamının her bölümünde,
hatırlamak ve kullanmak zorunda kalıyor.
Pek tabii ki, rolleri, farklı farklı!...
Daha ziyade, sadece iki kulvarda koşuyorlar.
Bir kısmı kullanan, diğer bir kısmı ise, kullanılan aktörler.
Yani, bir bölümü, kaymak tabir ettiğimiz üst bölüme yerleşiyorlar.
Diğer bölümü ise (çoğunluğu oluşturan dolgu malzemeleri,
ya da, piyonlar), tabana çöküyorlar.
Toplumun, sayısal olarak, %90'nını teşkil eden,
sürekli ağırlık taşımakla yükümlü, tabandaki,
bu insanların görevleri,
sadece, seçmek, oy vermek, bağımlı olmak, boyun eğmek,
hizmet etmek ve emirleri yerine getirmek, oluyor.
Seçtikleri insanlar ise, sistemin kaymak bölgesine yerleştikten sonra,
kendilerini, o güce ulaştıranları, ne yazık ki, unutuveriyorlar.
Aşağıda görmeye başlıyorlar!...Yeniden, işleri düşünceye kadar!...
Büyük menfaatler elde eden, bu seçilmiş aktörler,
genellikle küçücük menfaatleri, kazanç olarak değerlendiren,
bu nedenle de ,dolgu malzemesi olmaktan kurtulamayanlar,
sayesinde, hiç hak etmedikleri, yüksek mertebelere, ulaşıyorlar.
Özellikle, Türkiye gibi, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde,
siyasi sistem hastalığı biçiminde değerlendirilebilecek,
böylesine bozuk, can sıkıcı ve sarsıcı zemin üzerinde,
yürümek zorunda kalmak da, kaçınılmaz oluyor...
Pek tabii ki, dünya, kazanan, seçilen,
zenginleşen ve yüksek mertebelere tırmanan,
azınlığa da, kalmıyor. Yaşamda, sıra dışına çıkmak için,
her türlü atraksiyonları, meşru kabul eden,
ulaşmak istediği noktalara gelmek uğruna, her türlü renk
değişikliğini kabul edebilen kişiler,
eninde, sonunda, istismar ettiği, ya da, kullandığı,
sıradaki dolgu malzemeleri ile, ayni hizaya geliyorlar...
Başka bir ifade ile, yeniden, geldiği toprağa dönerken,
eşitleniyorlar!...
Tek farkla!...
Hatıralarında, çoğu zaman, önemli izler bırakarak!...
Bazen, övgü ve vefa ile anılarak, hafızalara, kazınıyorlar.
Ama, çoğu zaman da, kirliliklere neden oldukları için,
lanetlenerek, tarih sayfalarındaki, yerlerini, alıyorlar!...
Hayatta kalarak, yaşamına devam edenler de,
"ESKİ TAS, ESKİ HAMAM!..." ata sözünün varlığını,
güçlenmeye devam ettiği gerçeğini, kabul ediyorlar...
Saygılarımla...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!