Cumhuriyet rejimi olarak kurulan ve devrimlerinin yerleştirildiği kanaati oluştuğunda yada demokratik hayata geçme arzusuyla ülkemizde;1946 yılında çok partili hayata geçilmiştir. Demokrasi kültürünün yerleşmesi zamanla bir yaşam tarzına dönüştüğünden, on yılda bir siyasi hayata yönelik yapılan darbelerle de demokrasi deneyimimiz yer yer kesintiye uğramıştır. Çok partili hayata geçmekle, demokrasi kültürü ve ülkenin hangi şartlarda kurulduğu bilinci yerleştirileceği yerde, aksine unutulup, erk sahibi olanlar adeta bir kral gibi davranmış, imparatorluğun küllerinden yeniden doğan genç cumhuriyetin kurucu ilkelerinden uzaklaştığı endişesi yada dış mihrakların jeopolitik konumumuz gereği ülkemize biçmek istedikleri rollerde ve çeşitli darbelerle demokrasi yerleşememiş/ yerleştirilmemiştir.
Ülkemiz modern hayata geçme kararı almış ama geleneksel muhafazakar yapısında sağdan ve soldan olsun, hiçbir partide tam bir demokrasi oturtulamamıştır. Demokrasinin bırakın oturtulmaya çalışılmasını adeta amaca giden araç olarak kullanılmıştır.
Çok eskilere gitmeden, son atı ayda ülkemizin siyasi partilerinin iç işleyişine bakmanız demokrasi kültürü olarak nerede olduğumuzu görmeniz için yeterlidir.
En köklü parti olan CHP den başlayacak olursak, Ocak 2016 yılında yapılan olağan kurultayda; Umut ORAN ve Muharrem İNCE çekilmiş, Mustafa BALBAY’sa adaylık için delegenin yeterli sayıda imzasını alamamıştır.Böylece parti içi aday adayı olmanın önünde engel yokmuş gibi görünmekle birlikte yeterli sayıda delegenin imzası yani baraj engeli aday olma konusunda caydırıcı bir engel olarak durmaktadır..
AKP ise, son genel seçimde ezici çoğunlukla seçimlerin galibi çıkan genel başkanına yani ülkenin başbakanına: “aslolan halka hizmettir, geldiğin yeri unutmayacaksın” yani ''o koltukları ve makamlara benim sayemde ve ben çekil dediğim ana kadar emanetçi olarak geldin şimdi orayı terketmenin zamanı,'' icazetinin alır almaz gereğini yaptı yada yaptı yapacak sizler kimden söz ettiğimi anladınız zaten. Önümüzdeki günlerde demokratik bir olağanüstü kurultay daha AKP’lileri şimdiden bekliyor.
MHP’nin de olağanüstü kurultayı, 15 Mayısta yapılacağı sanılıyordu. Muhalif adaylar 15 Mayıs sabahı tomalara yani olağanüstü güvenlik önlemleri alınmasına rağmen, olağanüstü kurultay yerinde olma cesareti göstermelerine rağmen sonuç alamadılar. MHP yönetimi muhalif genel başkan adayları hakkında ( Meral AKŞENER, Sinan OĞAN, Ümit ÖZDAĞ, Koray AYDIN) disiplin işlemlerini olağanüstü kurultaydan öncesi vermişti bile. MHP ‘de muhalif genel başkan adayları her şeye rağmen olağanüstü kurultayın gerçekleştirilmesini başarabilecekler mi, yoksa partiden ihraç mı edilecekler? Şimdilik büyük bir soru işareti olarak karşımızda duruyor.
Yine hiçbir parti gözetmeksizin yapılan kurultaylarda, kurultay delegeleri genellikle siyasete çok emek vermiş ve tam emeklerinin karşılığını almaya az kaldıkları noktadadırlar. Çünkü; partilerinin milletvekili, belediye başkanı adayı olmaya çok yaklaştıkları bir yerdedirler ve bunun kararını da parti genel merkezleri gayet demokratik bir şekilde vermektedir.(!) Kendi ikballeri ve partilerinin ikballeri arasında kalan delege, mevcut yapıya oy vermez ve de desteklediği aday başarılı olmadığı taktirde bütün emeklerini çöpe atmayı göze alacak bir yürekliliği gösterebilir mi ? Gözlemlediğim kadarıyla delege seçimi kazanamayacak garanti görmediği hiçbir adayı desteklemiyor ne yazık ki. MHP’de Pazar günü yapılamayan kurultay yine gösterilmeyen mahkeme kararının AKP müdahalesi ve MHP nin belki baraj altında bırakma çabalarıdır ve aynı çabalar HDP içinde biçilmiştir.400 milletvekili hesabı tutturulup başkanlık sürecine geçmenin planı işletilmektedir.
Parti içi demokrasilerin yansıması halka gidilen noktada kendisini aynı anlayışla; görünüşte demokrasilerin gereği siyasi partiler vardır ve bunlar normal koşullarda dört yılda bir seçime girerler, halk kimi uygun görürse o partiye oyunu verir ve süreç devam eder. Ne yazık ki, 2015 genel seçimleri örneğinde yaşadığımız gibi güçlüler hangi seçim sonucunu almak istiyorsa adeta halka istedikleri oyu verdirinceye kadar seçim yapılıyor. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki aylarda halkı başkanlık sistemi noktasında evet dedirtinceye kadar yinelenen seçimlerle yeni bir sisteme gebeyiz.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!