Charlie Chaplin’in The Great Dictator /1940 Filminde bir kare var.Hayat,değerler,Toplum,İnsan Olma ile ilgili.Yani İnsan ve İnsanlığa dair.Bizler belki de çoğu zaman nasıl bir güç taşıdığımızın farkında değiliz.
Kaçımız gerçek anlamda kendisiyle barışık ?O harika bedeni, ruhu, aklını, mantığını, yüreğini seviyor harbiden? Kaçımız gerçekten ,yürekten,dürüstçe davranıyor kendisine,ve de yüzleşti kendisiyle,..
Ve sonra kalkıyoruz kendimizden esirgediğimiz sevgiyi, aşkı dışarıdakinde arıyoruz.Üstelik de hayatın,aşkın,yaşanılanların sorumluluğunu atıveriyoruz dışımızdakilere.Ooohh ! ne ala ,..Ondan sonra da kuruyoruz kurguyu,acıya sığınmayı ve bir kez daha lanet ederken ilişkilere,aşka, güvenmeye.
Yunus’un ‘’ Hamdım, Piştim, Yandım ‘’ sözündeki sıralamayı atlıyoruz,Ben henüz hamlığımı pişirip ‘‘Od’’ da yanmamışken, Dem olmamışken bekliyoruz dışarıdakinden Sevgi olmasını.Belki de farkedemiyoruz içerdeki yangının, acının karşıdan bize yansıdığını.Oysa ki yaralarıma üflediğimde,üflediğimi niçin yaptığımın bilinciyle, uyanmışlığıyla ; İşte o zaman bir ses çıkar , Nefesin Sesi,..Bir ıslık olur, melodi olur yürekte, her bir hücrede ,Can ‘da. Yani Ney’i üflediğinde Ses verir artık sana…
* O ıslık, O ses Nefs ‘in Nefes’e Dönüşümüdür *
Ve aslında hep orada olan Nefesin , Aşk ‘ın ortaya çıkışıdır O ;İnsanı seviştir, dünyayı, evreni, olanı seviş..Yapma halinden Olma haline geçiştir. Sevgiyle hizmettir. En’el Hakk’ dır..Ruhunla öpüşmektir..Unuttuğumuzu hatırlamakdır.. İşte O şefkatin,aşkın,sevginin çoğalmasıdır,yüreğin genişlemesidir..
Doğal olarak kendinle yaşadığın Aşkı ; karşındakinde de bulacaksın.,yaşayacaksın.Onunla Bir olup eriyerek,çoğalarak,..Beklentisiz,tanımsız…Tanımsız…
Öptüm yine kalbinizden,
Nefes ile, İdrak ile, Selam ile, Sevgi ile...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!