Ah, Karşıyaka'm ah...
Sen bir zamanlar böyle miydin, hiç?
İnsanınla, ailelerinle, komşuluklarınla,
dostluklarınla, çocuklarınla, gençlerinle,
yaşlılarınla, neşenle, eğlencenle,
sakinliğinle. karşılıklı saygınla,
özellikle de, temizliğinle ve sessizliğinle,
dolup taşıyordun, adeta. Hem de tıka basa.
Hele hele, nergis, gül ve yasemin kokularınla,
tertemiz denizinle, yaşam kaynağımız olmuştun.
Ne kadar severdik, seni ve birbirimizi.
Gerçek aşkla, dürüst, samimi ve güvenilir biçimde...
Evet;
On iki satırlık anlatımımla, Karşıyaka'nın,
özelliğini, kısaca ifade etmeye çalıştım.
1950-60-70'li yıllardaki Karşıyaka'nın,
tarifiydi, yazımın başlangıcındaki, bu satırlarım.
Pek tabii ki, hepsinin özünde, insan unsuru,
baş rolü oynuyordu. Yani, Karşıyaka'nın,
temelindeki "kalite", içerisinde yaşayanların,
eseriydi, bir bakıma. Seviyeli, güzel,
iç açıcı ve bir o kadar da, huzur vericiydi.
Beraberinde, mutluluğu getiriyordu.
Yaşamı sevdiriyordu.
Geleceği, güven ortamına taşıyordu.
Kavga yerine, neşe ve sevinç pompalıyordu, sanki.
Barış, birlik, sevgi ve saygı dolu davranışlar,
Karşıyaka'da, sembolleşmiş alışkanlıklardı.
O nedenle de, sadece Türkiye'nin değil,
belki de, dünyada bile, eşine rastlanamayacak,
özelliğiyle, damga vurmuştu, hepimizin yaşamına.
Portofino' dan, Honolulu'dan,
Tahiti'den ve Havai'den bile,
daha güzeldi Karşıyaka...
Batı uygarlığına bile örnekti.
Bütün bu güzellikler, o dönem Karşıyaka' lıların,
"kalite" lerinde, saklıydı. Nezihti. Asildi. Pahalıydı.
Kendine özel, adeta, "kupon" du.
O nedenle de, İzmir trafik plaka numarası "35" iken,
Karşıyaka, "35.5" la anılıyordu. Halen de öyle...
Peki;
Ya şimdi!...
Ya şimdi, nasıl, acaba Karşıyaka?...
Bu sorunun cevabını çok iyi biliyorum.
Hem de öylesine ki!...
İçimi acıtan, yüreğimi burkan, ruhumu örseleyen,
düşünmek bile istemediğim, cevaplarım,
esaret zinciri gibi, sevinç yaşamımı, elimden alıyor.
Tarif etmek çok zor olsa da, söylemek zorundayım.
Neyi mi?
Hangi birini sayayım ki?
Lağım kokan, maviden, kahverengi-yeşile dönüşen denizini mi?
Sınırı aşan, kutlama, eğlence, tören, düğün, sünnet vs.
kültüründeki, sınırı aşan gürültü kirliliğini mi?
Köylerden, kentlere göç etkisi altında kalan, bu güzel ilçemizin,
medeniyetten uzaklaşan görüntüsünü mü?
Kırsal alanlardaki yaşama alışmış, insanların,
sahil bandında, özgürlüklerinin sınırını aşarak,
meydana getirdikleri, kirliliği mi?
Yürürken, zig*zag yapmak zorunda kaldığımız sokak pisliklerini mi?
Hepimizin kullanma hakkımızın bulunduğu yerlerde,
topluma açık alanlarda, yerlere atılan, çekirdek ve gıda kalıntılarını mı?
Daha sayılabilecek, yüzlerce olumsuzlukları dile getirmek, mümkün.
Evet;
Yaşadıkları yerlerdeki "kalite"yi yükseltenler, ya da, düşürenler,
insanoğlu' nun kendisidir. Değerli ya da değersiz hayatın,
mutlu ya da mutsuz ortamların yaratıcıları,
insanlardır. Bir araya gelerek, toplumu oluşturan bu insanlar,
tercih ettikleri hayatı yaşarlar. Ucuz, seviyesiz ve değersiz yaşam ile,
pahalı, seviyeli ve değerli yaşam, kendi tercihleriyle belirlenir...
Yani, "kalite"nin yapı taşlarını oluştururlar...
Dolayısıyla, hem kendi "kalite"leri, hem de, meydana getirdikleri,
toplum "kalite"leri, seviye kazanır, veya kaybeder...
Kentlerdeki, ekonomik değeri yüksek alanların özelliği,
içerisinde yaşayan insanların, kültür, eğitim ve sosyal yapısında,
oluşur. Değerinin yüksekliği de, paralelinde, gelişir.
İstanbul'daki, Tarabya, Bebek, Suadiye, Ortaköy semtleriyle,
Gazi mahallesi, Avcılar bölgesi arasındaki değer farkını,
örnek olarak gösterebiliriz.
Karşıyaka'da da, Bostanlı, Mavişehir, Alaybey, Girne Caddesi, .
sahil bandı ile, varoş tabir ettiğimiz, kenar semtler arasındaki,
kültür, eğitim, sosyal ve ekonomik farklılıkları da, dile getirmek, mümkün.
Ya da, İzmir'in, Alsancak, Güzelyalı, Narlıdere, Hatay, semtleriyle,
Eski İzmir, Basmahane Kapılar, Ballı kuyu, Karabağlar, vs. gibi
semtler arasındaki, farklılıkları da, örnek gösterebiliriz...
Sonuç olarak;
Karşıyaka'mızın, daha gürültüsüz, daha temiz,
daha güzel görüntülü, daha saygılı ve sevgi dolu ortamlara,
kavuşmasını, diliyorum...Daha "Kaliteli toplum" oluşturarak...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!