Hayat; doğum-ölüm arası bir süreç mi? Yoksa o sürecin içini dolduran kayda değer anlar mı? Basketbol sadece bir oyun mu? Yoksa hayatın küçük bir modelinin insanlara sunumu mu? Değerli okurlar çoğunuz gibi ben de hayatın tanımı olarak doğum ile ölüm arasındaki kayda değer anları kabul ediyorum. Hal böyleyken basketbolda da değil dakikalar saniyelerin bile net kullanıldığı anlar oyunun 40 dakikalık süresi olarak kabul edildiğine göre basketbol hayattır tanımlaması sadece bu açıdan bile doğru kanaatindeyim. Hele ki atacağınız her adımı önceden planlamak, bir oyun kurgusu olduğu zaman başarının gelmesi, yardımlaşma, dayanışma, takım olmak gibi kavramları da hayat geneline adapte ettiğinizde basketbol hayattır sözünün gerçekliği daha da ortaya çıkıyor.
Hayatı nasıl yaşayacağımızsa tamamen bizim özelimizdedir. Herkes kendi özelinde alacağı kararlarla kendi yaşamının yönünü tayin eder (ya da en azından etmelidir). Öyleyse Karşıyaka basketbolda herkesin gıptayla baktığı kendi ekolünü kurmuşken niçin son ve uzun yıllardır kendi geleneklerinden uzaklaştı? Kastettiğimi eminim ki Karşıyaka basketbolünü takip edenler daha ben söylemeden anlamışlardır. Şöyle izah edeyim; her iki lig şampiyonluğu sürecini de yaşayan Karşıyakalılara yönelik ‘’hangi şampiyonlukla daha çok gururlanıyorsunuz?’’ şeklinde bir soru ile anket yapılsa sizce hangi yüzdeyle hangi şampiyonluk ağır basar?!
Tabii ki 86-87 yılında kendi öz evlatları, kendi altyapısıyla elde ettiği şampiyonluk ezici bir üstünlükle ağır basar... Peki günümüz koşullarına göre artık şartlar değiştiği için elde edilen son şampiyonluktaki takım oluşturma biçimine tamamen yanlış diyebilir miyiz? Mutlak olarak yanlış demek tabii ki mümkün değil. Peki o zaman ortak bir noktada buluşmanın formülü nedir diye düşünecek olursak da cevabı aslında çok basit!!!
Başarının sürdürülebilirliği altyapıdan asla vazgeçmemekle, en azından 2-3 altyapı oyuncusunu her sene A takıma monte etmeye çabalayarak sağlanabilir. Başarının çok da uzun vadede elde edilmesine sabır göstermekte zorlanacağına inandığım ateşli Karşıyaka taraftarlarının beklentisi de günümüz şartlarının gereği olarak mücadeleci ve skor gücü yüksek, makul maliyetli transferlerle karşılanabilir.
Geleneklerinden vazgeçmeyen, basketbol hayattır düsturundan ayrılmayan ve kendi göbeğini kendi kesmeyi basketbol tarihi boyunca ilke edinerek başarılar sağlayan Karşıyaka dünya çapındaki taraftarıyla daha nice başarıları çok da beklemeden elde etmeye devam edecektir.
Evet basketbol hayattır, hayatsa tercihlerinize göre yaşanan bir oyundur!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!