Ülkemizde olaylar yine çok yoğun. Her gün öyle kötü, anlamsız ve garip, hatta bazıları mide bulandırıcı olaylar oluyor ki ! Hazmetmek mümkün değil.
Fırtına olunca, nasıl dışarıdan içeri kaçar, eve kapanırsak, bu yazıda da ülkedeki fırtınadan uzaklaşıp, yaşadığım kente, onun konularına sığınmak istedim. Kentimi daha da yaşanası hale getirebilmek için yapılan araştırmalar, oluşturulan fikirler üzerinde yoğunlaşmak istedim .
“Nef” ve “Kentsel Strateji” tarafından kurulan “Kentsel Vizyon Platformu”; kamu, sivil ve özel sektör işbirliği ile
- bölge
- kent
- mahalle
ölçeğinde çalışmalar yaparak, yeni planlama yaklaşımı ve modellerini tartışmaya açmaktadır.
Bu kapsamda 81 ilimizde başarılı çalışmalar yapılmıştır (*)
Bu çalışmalardan çıkan sonuçları, her şehrimizin belirlenen sorunlarının ve fırsatlarının, o şehirde yaşayan halkla paylaşılmak gereği vardır. Geleceğe yönelik hedefler bir şekilde herkes tarafından öğrenilmeli, orada yaşayan insanlarda, yaşadığı kentle ilgili bilinç oluşturmalı, kent bu şekilde katılımcı bir biçimde gelişmelidir.
Bu çalışmaların İzmir için olanlarını ben de sizlerle paylaşmamın gerekli olduğunu düşünerek bu yazımın konusunu belirledim.
İzmir’imiz için yapılan değerli çalışmalar sonucunda özetle şu ana hatlar ortaya çıkmıştır:
İZMİR İÇİN 10 TEMEL FIRSAT
Akdeniz Havzası’nda önemli bir lojistik merkez ve liman kentidir.
Kaliteli yaşam kenti imajı vardır.
Avrupa pazarlarına yakınlık ve ihracat - ithalat potansiyeli bulunmaktadır.
Bereketli havzaları mevcuttur.
Tarihsel derinliğin zenginliği ve kutsal antik kentlerle çevrilidir.
Bölge Kent potansiyeli yüksektir.
Yükselen kültürel ve sanatsal değerleri vardır.
Üniversiteler kentidir, 120.000 öğrenci kapasitesi vardır.
Yenilenebilir enerji (rüzgar, güneş, jeotermal, biyogaz) potansiyeli yüksektir.
Sağlık sektörünün gelişmesi devam etmektedir.
İZMİR İÇİN 10 TEMEL SORUN
Liman potansiyeli; yeterince kullanılmamaktadır.
Sürekli göç almaktadır.
Kurumsal ve sektörel girişimcilik ve işbirliği eksikliği vardır.
Organize sanayi bölgeleri yeterince kullanılmamaktadır.
Üniversite sanayi işbirliği; yeterince kurulamamıştır.
Nitelikli tarımsal araziler parçalanmış olup verimlilik düzeyi düşüktür.
Kentsel riskler bulunmaktadır.
Kemeraltı bölgesinin çöküntü alanına dönüşme riski vardır.
Sanayi sektörünün katma değer üretim gücü azalmaktadır.
Ulaşım ile ilgili eksiklikler vardır.
…………
Bereketli ve geniş bir hinterlanda sahip olan İzmir; Manisa, Denizli, Aydın, Muğla, Bursa, Uşak, Kütahya gibi tarım, sanayi üretimi ve maden işleme kapasitesi yüksek kentlerin ve havzaların üretim ve kaynak kapasitelerini, Kuzeybatı ve Doğu Akdeniz Havzası ile buluşturan bir bölge kenttir. Bu özelliği ile, binlerce yıldır süregelen ve canlı ticari hareketi gerektiren liman kenti olma özelliğini korumalıdır.
Akdeniz-Karadeniz geçişi üzerinde, Balkanlar, Avrupa ve Anadolu üzerinden Ortadoğu’ya açılım imkânına sahip olan kent, beş liman ve uluslararası bir havaalanı ile de önemli bir lojistik alandır.
Bölgesel ölçekte genç ve dinamik bir üniversite kenti olan İzmir’de, bilgi,
teknoloji, tasarım ve yenilik temaları, bölgesel ekonominin en önemli
dinamikleri olurken, öğrenci potansiyelini ve bölgesel cazibesini kullanan
İzmir; sonuçta bilgi, inovasyon, turizm, sağlık, tarım ve tasarım sektörlerini gelişim temaları olarak belirlemelidir.
Bölgesel ekonomik dayanıklılığı artırmak için İzmir, Manisa ve Aydın
arasında gelişim temaları kapsamında kentsel koalisyonlar yapılarak ürün, kaynak, hizmet, altyapı, işgücü paylaşımı sağlanmalıdır.
Sürecek….
(*) İzmir iline ait çalışmalar, Kentsel Strateji’ tarafından geliştirilen kapsam ve içerik
çerçevesinde, A. Faruk Göksu ve Sıla Akalp’in Stüdyo 33’te verdiği eğitimler
sonucunda, Ezgi Madran tarafından hazırlanmıştır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!