Bugün 29 Ekim. Halaskargazimiz Yüce Atatürk, 94 yıl önce bugün; “en demokratik ve en çağdaş beşeriyet yönetimi” olan Cumhuriyeti ilan etti. Bağımsızlık, özgürlük, adalet, hoşgörü, huzur ve barış sistemi olan Cumhuriyet’in ilanı ile Türkiye’miz, emperyalizme karşı kazandığı, “Anadolu başkaldırışının” ve Milli Mücadelenin sonucunu “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ifadesinin kalıcılığı ile taçlandırmış olmuştur. Atatürk’ün milli mücadeleden 6 ay sonra ve Cumhuriyeti henüz ilan etmeden, 9 ay önce, çok sevdiği İzmir’de, ilk kez bir “Aydınlanma etkinliği” olarak düzenlediği “1923 İzmir İktisat Kongresi” nin sonuç bildirgesiyle, tüm dünyaya vermiş olduğu “Cumhuriyeti ilan etme” ön hazırlıklarını içeren mesajlar, artık Türk ulusunun bir kez daha Osmanlının karanlığına dönmeyeceğinin ve tüm karanlıkları aydınlatacağının ciddi anlamda, “hiç dönüşü olmayacak bir kararlılık ifadesi” dir. Artık; Birinci ve İkinci dünya harplerinin sonrasında, “emperyalizme karşı direnmiş ve başarı kazanmış ulusların” hepsinin örnek aldıkları, yepyeni bir “Atatürk Cumhuriyeti sistemi” oluşmuştur. Biz şimdilerde, her şeye rağmen bu Cumhuriyetin 94’ncü olgunluk yıldönümünü yaşıyoruz. Aradan geçen 94 yılın sonunda, özellikle son günlerde dünyanın pek çok yerinde ve kendi bölgemizde küreselleşmenin yarattığı çok üzücü global vahşiliklerin olumsuzluklarını fark eden ve yaşanılan çeşitli olaylar sonucunda çok hüzünlenen, Türk halkını oluşturan; demokratik sivil kitle örgütleri mensupları, Okullar, Öğretmenler - Öğrenciler, Gençler, cüppeleriyle profesörler - öğretim üyeleri, avukatlar ve hakimler, beyaz - yeşil giysileriyle doktorlarımız, sağlıkçılarımız, işadamları, sanatçılar, yazarlar, ziraat ve esnaf – sanatkar odaları mensupları, ahiler, işçiler, çiftçiler ve daha pek çok inançlı insan... Artık günümüzde; Cumhuriyet’in, özellikle Atatürk cumhuriyetinin değerini ve önemini Gazi Paşa’nın tam da istediği tarzda; ayrımcılıkları yok ederek “Kaynaşmış Bütünleşmiş Bir Kütle...” şeklinde, görkemli bir halk topluluğu oluşturarak daha iyi anlayabiliyorlar. Cumhuriyet değerleriyle oluşmuş bu birliktelik coşkusunun vazgeçilmez gücü ve dinamosu, hiç şüphesiz; Demokratik Sivil Kitle Örgütlenmesi ile birlikte, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri Mensuplarıdır. Havacısıyla, karacısıyla, denizcisiyle, jandarmasıyla, askeri hakimiyle, askeri doktoruyla ve tüm halkımızla birlikte artık “Cumhuriyet coşkusu” daha iyi değerlendiriliyor.
Biz Cumhuriyet Tarihimizin olgunluk dönemini yaşayanlardanız... Orman Yüksek Mühendisi olan Rahmetli Babam ile Cumhuriyet Öğretmeni olan Canım Annem; henüz öğrenciyken Atatürk’ü en az beş kez görme ve dinleme mutluluğunu yaşamışlar. Cumhuriyetin 10’uncu Yıldönümü için 1933 Ekim’inde, bizzat Ankara’ya “Cumhuriyet trenleriyle” giderek katılmışlar. 1933 yılının 29 Ekim’inde Ankara’daki Onuncu Yıldönümü Törenlerinde; “Atatürk’ün Gençliğe Hitabını” bizzat sesinden canlı olarak dinleme ve Atatürk’e tekmil sunma şansını yakalamışlardır. Biz, Cumhuriyeti ve Atatürk’ü; Babamızın ve Annemizin hiç kaybolmayan coşkulu anlatımlarından öğrendik... 50-60 yıl öncesinin İzmir’inde, çocukluk ve gençlik yıllarımızda; heyecan ve coşkuyla yaşadığımız “Cumhuriyet etkinliklerinin”, günümüzde de zenginleştirilmiş “nostaljik etkinliklerle” yaşatılmasını görmenin ve izlemenin mutluluğu içindeyim. Bu akşam, (29 EKİM PAZAR) Ben; Bornova Çiçekliköy’de ki, “Badem Tesisleri”nde, “Gastronomi-Yemek Kültürü Uzmanı Gökhan Dökmeoğlu’nun hazırlayacağı” ve Atatürk’ün 1934 yılında İzmir’de yaşamış olduğu son CUMHURİYET BALOSU’nun bir benzerini, aynı otantik yemeklerle ve 80 yıl öncesini sofra adabıyla yaşayacağım. İzmir’de son günlerde belki de yüzlerce “Cumhuriyet etkinliği”; konserler, konferanslar, özel gösteriler, balolar, yemekler, şölen ve özel sunumlar şeklinde yaşatılıyor. İzmir Özel Türk Kolejinin Uşakizade Köşkünde düzenlediği geleneksel otantik ve nostaljik “Cumhuriyet Balosu”, Konak Belediyesi’nin nostaljik Havagazı Fabrikası etkinliği muhteşemdi. Özellikle Belediyelerimiz, kendilerini destekleyen demokratik sivil kitle örgütleri mensupları ve halkla el ele vererek olağanüstü güzellikler yaşatıyorlar. Binlerce insanı bir araya getirerek olağanüstü bir “cumhuriyet ve Atatürk tablosu” yaratmış “Bayraklı Belediyemiz” en başta olmak üzere, Güzelbahçe, Karşıyaka ve diğer ilçe Belediyelerimizi ve “tüm Ege’nin il ve ilçe belediyelerini” özellikle kutluyorum.
KARŞIYAKA HALKEVİ’NDE, ATATÜRK’ÜN DE, İKİ KEZ KATILMIŞ OLDUĞU; CUMHURİYET BALOLARI…. Ellili yılların Karşıyaka’sı bugünkü gibi değildi... Nüfus daha azdı. Herkes birbirini tanırdı. Şimdiki Vapur İskelesi karşısındaki “Öğretmenevi”, Karşıyaka Halkevi’ydi. Her 28 Ekim’de Karşıyaka Halkevi’nde Cumhuriyet Balosu düzenlenirdi. Bu Cumhuriyet Balolarına 1925 ve 1926 yıllarında Atatürk te katılmış. Ben de memur ve öğretmen çocuğu olduğum için her yıl Annem, Babam ve Ağabeyim ile birlikte katılırdım. Cumhuriyetten bir gün önce; itinayla süslenmiş HALKEVİ SALONU’nda, Karşıyaka’nın popüler eğitimcilerinden Ahsen Gürtin Hoca’nın, Macit Aray Hoca’nın, Asım - İsmet Kültür kardeşlerin, “Yanık Oğlan Niyazi Damla”nın, Tahsin Yaşamak Hoca’nın, Şiirlerini ve Kuvvay-i Milliyeci sohbetlerini dinlerdik. Çoğunun Eşleri Öğretmen olan; Kemal - Rukiye Rua, Emin - Fahrünnisa Örener, Cevat Ziya - Neriman Maruflu, Mihriye Kosova Ailesi, Mehmet İhsan Zeyrek Ailesi, İsmail Özkunt Ailesi, Göçer’ler, Baysak’lar, Ataol’lar, Kadri Cemil Ailesi, Kudret-Süleyman Sırrı Özerdem Ailesi, Abdurrahman Orhon Ailesi, Semahat-Ali Bodur Ailesi, Zehra-Cemal Aksoy Ailesi, Süha Sukuti – Beria TÜKEL Ailesi, Eczacıbaşılar, Tahir - Tahsin Bor Ailesi, Dr. Ali Halim Bayer Ailesi, Türetken’ler, Piriştina’lar, Eczacı Krom Ailesi, Boyacı Durmuş Yaşar Ailesi, Raşit Özsaruhan Ailesi, Bankacı Nurettin- Sadberk Erkmen Ailesi, Temizocak’lar, Fadıl - Meliha Bayanoğlu, Yücel’ler, İsmail Hakkı Ulukartal Ailesi, Hamdi Dalan Ailesi, Tahsin Piyale Ailesi, Kirpikli’ler, Cüneyt’ler, Karakulak’lar, Mebrure - Lütfü Aksungur Ailesi, Zallak’lar, Faralyalı’lar, Yelkenbiçer’ler, Temelli’ler, Samim – Sevinç Kocagöz Ailesi, Şükrü Sina Gürel’in Annesi Ferzan Gürel Hanım ve Babası, Talat Muşkara Ailesi, Peker Ailesi, Özsoy’lar, Fazlı Arınç Ailesi, Muharrem Candaş Ailesi, İplikçizadeler, Fahri ve Bedii Tuaç Ailesi, Hayrettin Öngünşen Ailesi, Umar Ailesi, Yoğurtçu Hakyemez (Arnavut) Sakıp’ın önderliğinde ki çarşı esnafları grubu, Eczacı Kenan Gemicigil Ailesi, Başman’lar, Onat’lar, Beşikçioğlu’lar, Besceli’ler, Halulu’lar, Atavardar’lar, Kahyaoğlu’lar, Kaya’lar, Dicle’ler, Zeren’ler, İlhan’lar, Aksoy’lar, Kapani’ler, Katipzade’ler, Kiremitçiler Ailesi, İşçimen’ler, Dr. Şevket Göknar Ailesi, Dr. Alpyörük’ler, Karakaplan’lar daha pek çok Karşıyaka’lı aile, çocuklarıyla geç saatlere kadar Cumhuriyet coşkusunu yaşarlardı. Müzik Öğretmenleri Abdurrahman Bey, Sıtkı Bey ile Nuri Bey’in, Zişan Hanım’ın ve Saliha Hocanım’ın müzik şovları geceleri süslerdi. Cumhuriyet Balolarının finali ise; “Onuncu Yıl Marşı”nın hep birlikte ayağa kalkılarak ve Türk Bayraklarının sallanılarak söylenmesiyle biterdi. Çocukluğumun Karşıyaka’sında geçen bu Cumhuriyet Balolarıyla ve son günlerde İzmir’de yaşamakta olduğum Cumhuriyet etkinlilerinin coşkusunu herhalde hep hatırlayacağım... Biz; Cumhuriyetle geçtik bu yollardan...
Yaşasın Atatürk… Yaşasın Cumhuriyet...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!