ANA SAYFA > Yazarlar > Gülperi Altun > Ayakta Alkışlıyorum ve…

Ayakta Alkışlıyorum ve…

GülperiAltun
Sosyal Medya :
07 Ocak 2019, Pazartesi 17:53
4844 kez okundu

Gündem malum: terör yok, şehit haberleri gelmiyor, canlı bomba endişesi yaşanmıyor. Faiz oranları, altın, döviz, borsa hepsi normal seyrinde. Hatta, taşeronlar kadroya alındı. Sözleşmeleri her yıl yenilenen taşeron işçiliği sistemi bir daha uygulanmamak üzere çöp tenekesine atıldı. İşçiler, köylüler, memurlar, emekliler; gayri safi milli hasıladan payını gayet adil oranda almaktalar. İşsizlik denildiğinde, insan: “Buda neymiş” diye sormanın cahilliğinin verdiği utancı yaşamamak için neyse ki Google ye yazıp öğrenebiliyor.

 Geçtiğimiz günlerde AB ile mülteciler “sizde mi kalsın” “bizde mi kalsın” yönündeki çekişmenin galibi de biz olduk. Milletçe gururlandığımız AB’ye karşı kazandığımız bu zaferdeki gerekçemiz ise; “mülteciler bizde kalmalıdır” yönünde oldu. Zira; kültür olarak bize benzeyen komşu ülkenin vatandaşları Avrupada kültürel şok yaşayabilir endişesi ile karşı karşıya durmaktayız. Üstelik, ülkemizin refah seviyesi oldukça yüksek olduğundan, üretim ve hizmet sektöründe çalışacak vasıflı ve vasıfsız personel ihtiyacımızı da karşılayabileceğiz. Çocuklar ve kadınlar için tam bir cennet olan ülkemizde, komşu ülkenin vatandaşlarını bağrımıza basmaya hazırız yönündeydi.

Başkanlık sisteminin; fedaratif bir yapıya dönüşebilir  ve şimdiki iktidarın aklının ucundan geçmez ama ilerde maazallah kötü niyetli birileri başkan olursa tek adam saltanatı yaşanabilir endişesi ile başkanlıkmış,  bu sistemin uygulanması adına yapılması planlanan yeni anayasaymış hepsi çöpe atıldı. Böylece kuvvetler ayrılığı ve üniter yapının; etnitisite olarak önemli bir zenginliğe sahip olan ülkemizde uygunluğu yeniden vurgulanarak, bu  zenginliğimiz bozulabilir endişesi ile üniter yapının korunması kararı alan konunun muhatapları yedi düvele ders verecek ölçüde tam bir uzlaşı örneği sergiledi. Böylece “başkanlık sistemini de”  tamamen rafa kaldırıldı.

Çocukların uğradığı istismarın ise başta devlet erkanı, medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarının konuya gösterdikleri hassasiyet bir yana; kadın derneklerinin vakfın önünde açtıkları bir pankart özellikle dikkat çekiciydi. “ Hadi Biz Kuyruk Sallıyoz, bu Sabiler ne etti” (!) emsali tepkiler bir daha çocukları değil istismar etmek, ailelerinin rızası olsa bile “çocuklara bir şeker dahi ikram etmenin kötü niyet kabul edilecektir” kabilinden radikal sayılabilecek önlemler alındı ki, kimse bir daha şeytana uymayı aklından geçirmeye dahi cesaret edemesin.

Böylece aileler;  “Arkamızda kanun gücü var, hukuk ülkesinde yaşıyoruz, çocuklarımız ve bizler çok şükür emniyetteyiz”  demenin huzuru içinde evlerinde rahatça uyumaya başladılar.

Bütün bunlar olurken CHP Genel Başkanı olan zat-ı muhterem, partisinin grup toplantısında Aile Bakanı Hanımefendi’nin, son günlerde sıkça kamuoyunun gündemine gelen  çocuk istismarına göstermiş olduğu tutumuna  yönelik olarak bir kelam etmiş. Üstelik ettiği sözün özü bile kendisine ait değilmiş, vayy! Efendim bir kıyamettir kopuyor, neymiş efendim! Ana muhalefet partisinin genel başkanı kendisine ait olmayan ve Türkçede bir deyim olan “önüne yatmak” korumak ve kollamak anlamına gelen sözü; vaktiyle iktidar partisinin İçişleri Bakanının ettiği lafı kendisine aitmiş gibi sarf ettiğine dair bir kıyamettir gidiyor. Neymiş efendim bu infialmiş. Genel Başkan, daha sonra açıkladı; bu söz bana ait değildir, tamam kabul ediyorum vaktin içişleri bakanı, Rıza Sarraf’a söylediyse ne olmuş yani bu Türkçe deyimi benimde kullanmaya hakkım var. Açıklaması da kızgınlıkları önlemeye yetmedi.

Sayın Başbakan, haklı olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nu twetterde takibi bırakmış. Sanırım kendisine ait cümleleri kullanmıyor kanaati oluşmuş olacak ki, deyimleri kopyala yapıştır sözlerini mi takip edecekti, değil mi ama.

O bunu dedi, bu onu dedi tamamda; cinsel tacize uğrayan çocuklar ne olacak? Bazı şeyleri kapama adına da olsa çıkan bu kuru gürültüde;  Sn. Kemal KILIÇDAROĞLU’nun şu sözlerini ayakta alkışlıyorum: “ Bir erkek başka bir erkeğin ‘önüne yatarım’ dediğinde cinsel anlam taşımıyorsa, bugün bir makama, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bugün için bakan bir kadın olur, yarın erkek olur, önemli olan suçlu mudur bunun cevabıdır. Kullanılan bu terime cinsiyetçi bir yaklaşımla bakmak, tam anlamıyla kendi ayıbıyla yüzleşmemek, özeleştiri yapmamaktır”  Gerçi, gayet açık ama yani eleştiri makamın ve buradaki muhatabının uygulamalarıdır. Cinsiyete değildir vurgusu, kadını cinsiyetçi bir bakış açısından çıkarıp “insan kimliğine”, “birey kimliğine”, “üslendiği görevin sorumluluğunu yerine getirebilir” vurgusu, kadın haklarının yerine oturması açısından çok ama çok önemlidir. Kadının gerçek anlamda hak ettiği yerde olması adına bu fikirlerin desteklenmesi gerektiğinin, aksine; kadın korumacılığı yapanların aslında; Sayın Bakana nihayetinde bir kadındır, korunmaya muhtaçtır noktasında bakılmasını kınıyorum. Keşke Sayın Bakanımızda biz kadınların,  kendisi gibi makamlarda olabilmemiz anlamında; Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri ne şahsıma, nede cinsiyetime değildir. Tamamen görevime yöneliktir, Kılıçdaroğlu merak etmesin o konuda gereken yapılıyor, yapılacakta diyebilseydi. Bizlerde kadınlar üslendikleri görevlerde kadın olarak tartışılacağı, endişesini taşımayacaktık. Böylece bu saçma gündemle zaman kaybetmeyip siyasi bir olgunluk örneğine şahit olmak ve bir kadın olarak bu anlamda bir şölen yaşayarak ülkenin sorunlarının çözümünde yer alabileceğimiz yönünde daha ümitli olabilirdik. Yine; Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşma gayet netken, gündem saptırmak ve bazı çevrelerin iktidara yaranma adına yaptıkları kara propagandanın mağduru olduğu için olayı yargıya taşıması gerektiğine inanıyorum.


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?