Dolar aldı başını gidiyor!...
Parasını dolara yatıranlar kazandı.
Ya parası olmayanlar!...
Bırakın dolar almayı, sahip olduğu Türk parası ile,
kıt kanaat geçinenlerin tasarrufa yönelmesi bile,
mümkün değil.
Buna mukabil, son ekonomik gidişatımız konusunda,
ahkam kesen, sözde ekonomi uzmanları,
yorumlarıyla, bizleri şaşırtıyorlar.
Kaybedenler, yine dar gelirliler ve yoksullar oluyor.
Neymiş? Faizler düşerse, ekonomi canlanırmış!...
Neymiş? Enflasyon düşerse, refah düzeyi yükselirmiş!..
Laf!...Eğer, faiz ile enflasyon dengesini, üretime,
yatırıma, ihracat ve ithalat yapısına göre, ayarlayamazsanız,
sonuç işte, böyle olur!...
Sözde, enflasyon düştü. Cebimizdeki paramızın,
satın alma gücü, gittikçe zayıflıyor ise,
enflasyonun düşmesinin, kime ne yararı oluyor ki?
Yani, paramız sürekli devalüe ediliyor ise,
ABD doları karşısında, sürekli değer kaybediyor ise,
sabit ve dar gelirli olanların, zarar etmemesi, mümkün mü?
Özellikle, ihracat ile ithalat arasındaki fark,
cari açığımızı, ciddi rakamlara çıkardıysa,
ekonomimizin, olumlu geliştiğini söyleyebilir miyiz?
Hele hele, ihracatımızla ilgili ham maddelerimizi,
ABD doları ile alıyorsak, petrol ve enerji ithalatımızı,
ABD doları ile yapıyorsak, ekonomimizin iyiye gittiğinden,
refah düzeyimizin yükseldiğinden, söz edebilir miyiz?
Emeklilerin ve çalışan sabit gelirlilerin ceplerindeki maaşları (paraları),
son 3 ay içerisinde, %25 değer kaybetti. Bana, aksini söyleyebilecek,
bir ekonomi uzmanı, profesör düzeyinde, bilim adamı var mı?
Ben, bu durum için, siyasi otoritenin, T.C. Merkez Bankası'na,
müdahale etmesinin, faturasını ödüyoruz, diyorum.
Avrupa, Amerika, Rusya, Arap Ülkeleri ve Uzak doğu ülkeleriyle,
doğru bir ekonomik entegrasyon sistemi,
oluşturamadığımıza inanıyorum.
Hiç kimse, artık, birbirini ve kendisini kandırmasın.
Gerçek, meydanda. Eğer, bir ülkede, işsizlik artıyorsa,
üretim alanında, yatırımlar, yeterli seviyeye çıkamıyorsa,
tüketicinin muhatap olduğu son noktadaki esnaf kesimi,
ardı ardına, kepenk kapatıyorsa;
bütün bunlara rağmen, ekonomistlerin,
siyasetçilerin, vaziyeti idare etmek ve oy kazanmak amacıyla,
aldatıcı ve yanıltıcı söylemlerde bulunmaları, sorumsuzluktur.
Bencilliktir. Kandırmaca ekonomik açıklamalardır.
Kısaca, ekonomimiz, zorluklar içerisinde, kıvranmaktadır.
Vatandaşların panik yaşamamasına yönelik,
gerçek dışı açıklamalar, değerlendirmeler ve yorumlar,
medya aracılığıyla, kamu oyuna, pompalanmaktadır.
Dar gelirli ve yoksul insanların yaşam standardı, daha da,
düşmüştür. Milletin büyük bir bölümü üzerinde,
ekonomik baskı, dayanılmaz noktalara ulaşmıştır.
Bu durumda;
Ülkemizi yönetenlere, seslenmek gerekiyor.
Lütfen, gerçekleri kabul edin ve söyleyin!...
Son 6 yıldan bu yana, ekonomik anlamda, yaşam koşullarımızın,
ağırlaştığını kabul edin. Açıkça, bunu belirtin.
Sabit ve dar gelirliler ile, yoksulluk sınırında,
yaşam savaşı veren milyonlarca insanın,
mağduriyetini önlemek için, çaba gösterin.
Alternatifler üretin. Ya yoksa, milletin büyük bölümü,
ekonomik anlamda, silinme noktasına gelecektir!...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!