''Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim'' M.K. ATATÜRK..!
Atatürk gibi bir lidere her toplum sahip olamaz. Ne mutlu ki bizlere onun aydınlattığı yolda ilerleme şansına sahibiz. Tabi bu aydınlığı görebilenleri kastediyorum. Bilir misiniz acaba yazımın başında girişi yaptığım Atatürk'e ait cümle nerede söylenmiş?! Cevabını gururla veriyorum; Karşıyaka Spor Kulübünü ziyaretlerinden birinde o esnada kortta antrenman yapmakta olan Karşıyakalı tenisçi kızlarımızı izlerken söylediği bir cümle bu...
Hem bu nedenle hem de tabiri caizse köyü, kökeni Karşıyaka olan birisi olmama istinaden geleneklerimize, terbiyemize ve hayat görüşümüze dair söyleyebilecek bazı sözleri olduğuna inanan biri olarak bu güne kadar pek çok yazımda Karşıyakalının ve KSK taraftarının duruşunun nasıl olması gerektiği hususunda çok fazla cümle sarfettim. Özellikle de basketbol salonlarında karşılaştığım bazı nahoş durumlara karşı tepkilerimi bu köşede müteaddit defalar çok net ortaya koydum. Çünkü Atatürk'ün taşıma hakkını verdiği tek kulüp olan Karşıyaka'nın formasındaki ay yıldıza saygı ve sporun temel hedefi olması gereken sağlıklı ve iyi ahlaklı insan yetiştirme gereği, davranışlarımızda dikkatli olmayı şart koşuyor.
Zaten en temelden, yani aile kurumundan itibaren her anne baba da evladını iyi ahlaklı insan olarak yetiştirme çabasına girdiğine göre bunun devamını getirmek ana baba hakkı çerçevesinde de gerekli. Eminim ki bir zamanlar hemen herkesin sevdiği biri olan, futbolcu Arda Turan'ı da ailesi böyle ilkeler doğrultusunda eğitmiştir. Ancak zaman denilen kavram maalesef değişimin süreğenliği çerçevesinde farklı farklı şekillerde dönüşümlere de yol açabiliyor. Bu durum gerek ülke bazında gerekse kişi bazında genel geçer bir şey ve ne yazık ki paralel de seyrediyor...
Nasıl ki Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kuruluşu sonrasına tekabül eden dönemlerde yetişenler Metin Oktay gibiler ise, ülkenin süreç içerisinde uğradığı değişime paralel olarak da günümüzde yetişenler ise genel itibariyle Arda Turan gibiler oluyor (tabi ki istisnalar vardır). Allah vergisi yetenek beraberinde çalışma ve iyi insan vasıflarına sahip olmakla desteklenmeyecek olursa ulaşılacak olan yer geçici bir şan şöhret, çokça para gibi şeyler olabilir belki, ama nihayetinde varılacak nokta ise toplumun kalbinden silinmek, zihninde ise kötü anılarla yadedilmek olacaktır.
Yılmaz Özdil'in de 12 Ekim tarihli köşe yazısında örnekleriyle izah ettiği Metin Oktay gerçeği işte bu Allah vergisi yeteneğin çalışkanlık ve iyi insan vasıflarıyla desteklenmesi sonucu oluşan bir durumdur. Bunca yazdıklarımdan sonra asla ve asla Karşıyaka doğumlu Metin Oktay ile Arda Turan isimli futbolcunun mukayesesini yaptığımı düşünmeyin lütfen! İkisinin arasında dağlar kadar fark var. Benzer oldukları bir iki şey de var doğru; Galatasaray geçmişleri, futbol oynamaları, kaptanlık yapmış olmaları gibi... Tüm bu benzerlikler de Arda Turan gibi biri için son derece büyük bir şans, büyük bir tesadüf. Ancak biri efsane, diğeri ise maalesef toplum nezdinde tüm sempatisini kaybetmiş hatta negatife dönmüş bir şahsiyet.
Oysa ki Arda Turan'ın da bir efsane olarak anılma yolunda büyük bir şansı vardı. Onun belki de en büyük şanssızlığı günümüz Türkiye'sinin birbirine saygısızlığın ayyuka çıktığı, kaba kuvvete başvurmanın alışkanlık haline geldiği, hak yemenin marifet sayıldığı ortamında yetişmiş olması olabilir. Eski Türkiye Metin Oktay'ları, yeni Türkiye Arda Turan'ları yetiştiriyor gibi bir saptama yapmak çok acımasız bir yaklaşım olabilir belki ama bu belki de abartılı olan tespite rağmen Arda Turan'ın kabarık sicilinin mazereti olarak bunu ifade ediyor olmadığımı da söylemek isterim. Her şeye karşın doğru duruş sergileme çabasına girilebilir ve emin olun ki olumlu sonuçlar da alınacaktır. Tıpkı Altınordu örneğinde olduğu gibi! Daha geçen gün okudum; dünyanın istikbal vadeden 60 genç futbolcusu arasında Altınordu'dan iki futbolcu birden yer alıyor. Yetiştirip sattığı pek çok değeri ise zaten biliyorsunuz. Bu bir tesadüf değil işte... Neydi Altınordu'nun motto'su; ''iyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu''..!
Değişime, yeniliğe, modernliğe dair ne varsa ülke olarak takipçisi olmaya eyvallah, ancak insanlığın var oluşundan beri süregelen temel ahlak kurallarını, iyi insan olma kriterlerini değişim kisvesi altında silip atmaya topyekun direnç göstermeliyiz. Yeni Metin Oktay'lar yetiştirebilme umudumuzu kaybetmeden, Atatürk'ün Türkiyesi'ne duyulan güvenle...
Sağlıcakla kalın..!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!