Karşıyaka’ya Avrupa, Türkiye ve Cumhurbaşkanlığı Kupası finalleri oynatan coach Ufuk Sarıca’ya bir parantez açmakta yarar var.
Basketboldaki sporculuk geçmişindeki “parlak zaferler”ine, antrenörlük yaşamında da “kısa bir zaman” diliminde yenilerini eklemek bir tarafa “basketboldaki duruşu” ve “oyun zekâsı” ile Ufuk Sarıca’ya gerçekten de coachluk yakışıyor…
Bençte ne zaman nasıl davranılacağının bilinciyle takımını bir maestro edasıyla yöneten Ufuk Sarıca’nın eldeki mevcut silahlarını zamanında ve gerektiğinde nasıl kullanılacağını bilmesi bile, onun bu oyun içindeki rolünü ortaya koyuyor.
Pınar Karşıyaka’ya geldiği günden bu yana elde ettiği başarılar bir yana, değişen başkanlar, şube sorumlu ve yöneticileri, menajerler, yerli ve yabancı oyunculara karşın değişmeyen tek gerçek: Ufuk Sarıca…
Yönetimine saygısını esirgemeyen, onların üzerinde hiç bir zaman için kendisini görmeyen, büyüklük egosunu bir yana bırakarak mütevaziliğinden vazgeçmeyen Ufuk Sarıca, oyuncularına da (hangisi olursa olsun) toz kondurmuyor, laf söyletmiyor…
Taraftarla bütünleşen, medyayla ilişkilerini sıcak tutan, rakibini hiçbir zaman için küçümsemeyen, galibiyet ve yenilgide aşırıya kaçmayıp, “sporun içindeki olağan şeyler” mantığıyla hareket ederek, ders çıkarmaya özen gösteren Ufuk Sarıca’ya gerçekten de coachluk yakışıyor…
Yolun sonunda A Milli Takım coachluğu görülen Sarıca’yla bütünleşen Kaf Kaf’daki mesaisinin uzun soluklu olması “benim en büyük silahım” dediği “muhteşem Karşıyaka Taraftarı”nın da en büyük dileği…
XXX
Tek kelime
Karşıyaka’nın taraftar temsilcilerinden, işadamı Altar Toker, tek kelimeyle leyleği havada gördü… Bir bakıyorsun İspanya’dan çıkıyor… Bir gün İtalya’da. Ertesi gün İsviçre’de… Karadeniz Turu, Antalya, Çeşme, İstanbul derken… Sabah Fransa’dan uçağa biniyor, sanki havada uçak değiştirip, ver elini Cumhurbaşkanlığı Kupası için Ankara…
Merak edenlere…
Klonlama falan yok… Benzeri, dublörü de bulunmaz!… Tek kelimeyle Altar bu!..
XXX
Merak bu bu ya!
Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın tüm güzelliklerine leke düşüren tek olay "24 Saniye cihazı"nın arızalanması ve maçın durmasıydı...
Uzun uğraşlar sonunda da milyonlarca TV seyircisinin gözü önünde tamiri yapıldı, ortaya kondu. Tek cihaz ile maç devam etti...
Şimdi TBF yetkililerinme soruyorum:
Tüm lig maçlarında en küçük bir arıza veya yedek cihaz olmaması nedeniyle kulüplere ceza yağdıran disiplin kurulu bakalım bu en büyük ayıba nasıl bir tavır sergileyecek ve kime nasıl ceza verecek?
TBF de bu olayı nasıl karşılayacak?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!