Değerli meslektaşım, dostum, kardeşim, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel inanın İzmir kulüplerindeki yöneticilerden daha çok İzmir’e stat kazandırılması için yoğun çaba harcıyor…
TBMM kürsüsünden iktidar partisi bakanlarına İzmir’in sorunlarının çözümü için öneriler de sunan ve takipçisi olan Sertel, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın katılımıyla yapılan İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Komitesi KİT Üst Kurul toplantısında, 1.5 yıl önce yıkılan fakat bugüne kadar bir çivi bile çakılamayan Alsancak Stadı’nın ne zaman yapılacağını sordu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mülkü olan arazinin de Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredildiğini söyleyen Sertel, “Stadın yapımına ne zaman başlanacak, ne zaman hizmete açılacak? İzmirliler net bir tarih bekliyor” dedi.
Bakanın “Aralık ayında ihaleye çıkarılacak” yanıtı üzerine de Atila Sertel’in, stadın Altay Spor Kulübü’ne ait olduğunu hatırlattı. Bakan Kılıç, yapımı tamamlanan stadın yeniden Altay’a tahsis edileceğini söylemesi de Sertel’i olduğu kadar Altaylıları da mutlu etmiş olmalı…
Sertel sadece komisyonlarda, TBMM çatısı altında değil, her fırsatta İzmir sporunun sorunlarıyla belki de tek ilgileniyor. Çoğu zaman yalnız da kalıyor. Ne var ki yılmıyor ve sorunların çözümü için koşuyor, ter döküyor.
Sporu seven ve çocukları eski sporcu olan Sertel’i İzmir kulüp başkanları ve yöneticileri yalnız bırakmamalı. “Statsız İzmir” artık, “fi tarihi”nde olduğu gibi spordaki başarılarıyla anılmalı. Bunun için de Karşıyaka’ya 2, Göztepe başta olmak üzere İzmir’e en az 3 stat daha yapılmalı. Basketbol, voleybol, hentbol başta olmak üzere salon sporları için Spor salonları ve amatörler için de lig maçlarının oynanabileceği, antrenman için ücretsiz tahsis edilecek semt futbol sahaları, yüzme havuzları, atletizm sahaları yapılmalı. Bunların gerçekleşmesi “Ankara-İzmir işbirliği ile olur” gerçeği de elinin tersiyle itilmemeli, görmemezlikten gelinmemeli…
Atilla Sertel’in yüreğindeki cesareti diğer İzmir milletvekillerinden de beklemek hakkımız olsa gerek… Şimdi siz diyeceksiniz, iktidar partisinin İzmir milletvekilleri mücadele etmiyor mu?
Evet ediyorlar ama yeterli olmuyor demek ki!.. İzmir sporu için, özellikle de Karşıyaka’ya desteklerinden dolayı da Hamza Dağ ile Kerem Ali Sürekli’nin hakkını da yememek lazım…
XXX
Mesleğimde hep tarafsız davranıp, “yaşadığım kentin takımı, benim takımım” felsefesiyle hareket etmişimdir.
Halen de öyleyim.
Başka bir şehrin takımını asla desteklemem.
Altay’a olan sevgim ise “İlk Türk Futbolcusu” dedemin kardeşi Talat Erboy’un kurucularından olmasından dolayı…
O nedenle bir adım öndedir her zaman…
Son yıllarda büyük ivme kaybeden, sportif başarısızlık sonucu en alt lige kadar düşen siyah beyazlı camiada idari olarak da büyük düşüş yaşanmıştı…
Bu sezon yönetim yapısı kadar, teknik direktör değişimleri de gündemin ilk sırasına oturdu, Altay’da… Belki de tarihinde ilk kez “başkan seçilmeyen başkan” koltuğa oturdu!.. Sizin anlayacağınız devir oldu!..
Şimdi de önce 3. Teknik direktör değişikliği ve ardından gelen olağanüstü genel kurul kararı…
Sezona başladığı Serdar Sabuncu'yu takımın liderlik koltuğunda oturduğu dönemde yollayan, teknik direktör yapılan yardımcı antrenör Özgür Doğramacı'ya 3 maç sonunda “güle güle” diyen başkan Özgür Ekmekçioğlu, 24 gün sonra 3. Teknik adam Ümit Turmuş’a da aynı sonu hazırladı. Şimdi 4. Antrenör Cüneyt Biçer görevde!..
Teknik anlamda değişim yaşayan Altay, ardından da olağanüstü genel kurul kararı aldı. Seçimle başkan olan Cihangir Marmara’nın “sağlığım kötü” diyerek 8 Eylülde başkanlığı alan Özgür Ekmekçioğlu bakalım 2 Aralıktaki bu kongrede seçilerek yeniden başkan olabilecek mi? İşte o zaman “gerçek başkan” olabilecek. İsteği de o değil mi?
Belki sorarlar. Daha sezonun ortası gelmeden 2 başkan, 4 teknik adam değiştiren Altay bu şartlarda istikrarı nasıl yakalayacak?
Cevabı isteyenlere: Ortadaki tabloya bak, anla!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!