Öncelikle teknik anlamda bir kaç saptamada bulunup son transfere değinelim ve ardından da haksızlıklar neymiş onlara bakalım;
Karşıyaka sezon başından beri bir türlü istikrarı yakalayamıyor. Bir iyi bir kötü... Bunun altında yatan pek çok neden sayılabilir. Yaşanan sakatlıklar, transferde yapılan bazı yanlış tercihler, tamamen değişen takım kurgusu gibi... Kazanılan maçlarda bir iki oyuncunun bireysel olarak gösterdiği üst düzey performans etkili olurken, takım oyununu tam olarak bir türlü oturtamamanın sıkıntısıyla kaybedilen nice müsabaka da oldu. Sezon başından beri mevcut pivot sıkıntısına sezon ilerledikçe bir de oyun kurucu sıkıntısı eklenince kazanmanın süreklilik arz etmesi oldukça zora girdi. Kevin Dillard’ın kadro dışı kalmasıyla zoraki oyun kurucu görevi yüklenen Muhammed Baygül her ne kadar elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsa da takımın gerçek bir oyun kurucu ihtiyacı yadsınamaz bir gerçekti. Derken Best Balıkesir’den Michael Green transfer edildi. Sezon ortası transferi olarak Türkiye ligini tanıyan, makul bütçeli ve 31 yaşında olması itibariyle de tecrübeli birisinin alınması mantıklı görünüyordu. İlk iki maçında takımın oyun kurucu ihtiyacına cevap verip veremeyeceği konusunda zihinlerde ciddi şüphe uyandırsa da son yapılan Galatasaray maçında umut verici bir performans sergiledi. İstikrarsızlığın temel nedeni takım oyununu tam olarak oturtamamak olan Karşıyaka’da Michael Green’in süre aldığı anlarda Karşıyaka daha disiplinli ve takım gibi takım görüntüsündeydi. Umarım takım oyununda başrol oyuncusu olan oyun kurucu boşluğunu doldurabilecek devamlılığı gösterir. Bu arada neden hala Petway bu takımda tutuluyor hiç anlamıyorum!!!
Galatasarayla oynanan maçta hakemlere de değinmeden geçemeyeceğim. Oyun normal seyrinde ve seyirci herhangi bir taşkınlık yapmamışken yaşanan bir pozisyon sonrası, oyun da kimi anlarda haddinden fazla sertleşti seyirci de gerginleşti. Muhammed Baygül’ün bir pozisyonundan bahsediyorum. Kendisine çalınan bir faul sonrası yaptığı tamamen refleks bir karara itiraz jesti nedeniyle hakem takdirini bir de üzerine teknik faul çalmaktan yana kullandı. Bence o an, daha sonrasında da yaşanacak başka bir takım haksızlıkların da başlangıcı ve haksızlıklar zincirinin ilk halkası oldu... Çünkü artık oyuncular da, teknik heyetler de, seyirci de gerilmiş vaziyetteydi! Karşıyaka’ya yönelik bu birinci haksızlık hakem kaynaklıydı ve dahası da olmadı değil ama burada sadece hakemlerden kaynaklanan haksızlıkları yazmaya kalksam bile satırlar yetmeyeceğinden diğer bazı başka nedenlerden kaynaklanan haksızlıklara geçiş yapıp hakem konusunu bu kadarla sınırlı tutmak istiyorum...
Bir diğer ve bence çook çok çok daha büyük haksızlık ise Karşıyaka’nın kendi seyircisinden kaynaklanan bir durumdu. Tıpkı kaybedilen eurochallenge şampiyonluğuna mal olan aptallık gibi bu maçta da benzer bir aptallık yapıldı! Neyse ki bu kez bu düşüncesizce ve resmen takıma ihanet olarak kabul edilebilecek davranış Karşıyaka’nın kaybetmesine yol açmadı ama olabilirdi de... Sahaya atılan bir çakmak, yapılan üçüncü anons ve prosedür gereği üçüncü anonsdan sonra verilen 15 dakika aradan bahsediyorum! Yazık, cidden çok yazık..! Takım öndeyken ve tam da iyi bir ivme yakalamışken yapılan bu ihanet neticesinde soğuyan oyuncular belki de maçı kaybedebilirlerdi. Bu mudur yani gönül verdiğin renkleri desteklemek, bu mudur yani Karşıyakalılık?!
Ergin Ataman gerek Beşiktaş ile gerekse Galatasaray ile elde ettiği iki avrupa şampiyonluğu, yanısıra ulusal düzeyde de elde ettiği kupa ve şampiyonluklar, milli takım koçluğuna varan kariyeriyle rüştünü ispatlamış bir koç. Kendisine bu anlamda saygı duyulması lazım. Bununla birlikte çoğu zaman ağzından çıkanı kulağı duymayan birisinin ancak söyleyebileceği bazı maç sonu açıklamaları itibariyle de sicili oldukça kabarık bir şahsiyet. Tıpkı geçmişte oynanan bir Galatasaray-Kızılyıldız maçı öncesi öldürülen Sırp taraftarın ardından ettiği ‘’terörist’’ lafı gibi son oynanan Karşıyaka maçı sonrası da akılla ve vicdanla bağdaşmayan açıklamalar yapmış durumda. Şöyle ki; ‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyen beş bin kişi şunu unutmasın, Atatürk önce ahlak demiş. Önce ahlaklı olsunlar, sonra gelip maç izlesinler...’’
Bu ifadede o kadar çok yanlış ve o denli büyük bir haksızlık var ki! Salonlarda küfüre, hele ki koro halinde küfüre sonuna kadar karşı olan ve bu konuda da ayrı bir yazıyla uzun uzadıya düşüncelerini belirtmiş biri olarak bu açıklamasının haksız olduğunu söylüyorum üstelik. Evet küfür edildi Ergin Ataman’a doğru. Evet Atatürk’ün en veciz sözlerindendir ‘’ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’’ sözü doğru. Küfür=Ahlaksızlık katılıyorum, doğru. Ancaaaak o salondaki beş bin kişi arasında nice kadınlar, çocuklar, aileler vardı ki bunların hiçbirisi Ergin Ataman’a edilen o ağır hakaretlere katılmadı.
Ayrıca bir yanlışa vurgu yapıp düzeltmek ve eleştirmek isterken kendin bir başka yanlışa düşmeyeceksin ki sözlerin yerini bulsun. Ergin Ataman’ın düştüğü bir diğer yanlış da eleştirisini belden aşağı vurarak yapmış olmasıdır. Evet bir Karşıyakalı için Atatürk sevgisine ve onu anlayıp düşüncelerinin ışığında ilerleme çabasına yönelik laf etmek belden aşağı vurmanın daniskasıdır. Acaba rahatsız mı olmuş ki Ergin Bey özellikle ‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ lafına atfen bir karşı çıkışta bulunma ihtiyacı duyarak Atatürk’ün sözüyle vurma çabasına girişmiş diye insan düşünmeden edemiyor doğrusu.
Yaptığı açıklamadaki üçüncü haksızlık da o salonda bulunan herkesin tamamına bireysel olarak ahlaksız derken aynı zamanda ailelerine yönelik de aile terbiyesi veremeyen terbiyesizler muamelesi yapıyor oluşu. Yoksa başka ne anlama gelir ki, ‘’önce ahlaklı olsunlar,sonra gelip maç izlesinler’’ lafı bilemiyorum.
Keşke açıklamasında ‘’salonu dolduran beş bin kişi’’ ifadesini kullanmasaydı ve Karşıyakalının Atatürk sevgisinden yola çıkarak en hassas olduğu yerden, tabiri caizse yumuşak karnından vurmaya kalkışmasaydı ‘’tüm’’ Karşıyakalıları. Biz de saygı duyduğumuz teknik adamlığına, bir de saygı duyduğumuz adamlık özelliğini de eklerdik o zaman belki de kendi içimizde...
Salonda küfüre, şiddete, saygısızlığa sonuna kadar hayır diyor, bunlara uygun davranmayanları ben de şiddetle kınıyorum! Sağlıcakla kalın...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!