Yaz ortasındayız.
Düzensiz yağışlar…
Felç eden sel baskınları
Anlamsız serinlikler…
Yeni türeyen hastalıklar.
Adamın aklına geliyor:
Kıyamet mi yaklaşıyor?
***
Dünyanın geleceğine kafa yoran üç üniversite…
Stanford, Princeton, Berkeley.
Hocaları, uzmanları yıllarca incelemiş…
Doğa olaylarını takip etmiş…
Canlıları saymış…
Hazırladıkları rapor sonucu:
“Dünya altıncı büyük yok olma safhasına girdi”
Vadesi yakın.
Tarih belli değil.
***
Sebep:
“Yaşam alanlarının kaybı, aşırı avcılık, iklim değişikliği, kirlilik, istilacı türler, insan-hayvan çatışması”
Sonuç:
“Omurgalı hayvanlar normale oranla 114 kat hızıyla yok olmaya başladı”
Böyle bir dönem, 65 milyon yıl önce yaşanmış.
Bir büyük göktaşı (meteor) dünyaya çarpmış…
Dinozorlar yok olmuş.
***
Dünyaya verilen mesaj:
“ Tutunduğumuz dalı kesiyoruz… Hayatı bitiriyoruz”
Basit örneği, 1900 yılından bu yana 400 den fazla omurgalı canlı türü yok olmuş.
Ez cümle…
“Herkes aklını başına alsın..
Dünyanın kıymetini bilsin”
***
Aklımız yine yerli politikaya kaydı.
Dünya yarın ki yaşamı tartışıyor.
Düşündürücü konuları dillendiriyor.
Biz neyle uğraşıyoruz?
Bir koalisyon kuramıyoruz.
***
Naz, niyaz, kapris, kibir…
Sanki ölmeyecekmişiz gibi…
Burnumuzdan kıl aldırmıyoruz.
Dünya bitiyor.
İktidar olsan ne yazar?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!